Osmanlı mimarisini yansıtan tarihi yapısı ve doğal güzellikleriyle bilinen Misi, ramazan ayında farklı güzelliklere sahne oluyor. Ramazanın, yaz mevsimine denk gelmesi nedeniyle farklı arayışlara yönelen bazı vatandaşlar, iftar saatlerini serin geçirmek için soluğu Misi'de alıyor.
Ziyaretçiler, yaz aylarında debisi iyice azalan ve dere yatağı genişleyen Nilüfer Çayı'na kurulan masalarda, ayaklarını suya sokarak oruçlarını açıyor. Çayın kıyısında işletmecilik yapan Volkan Al, suyun içine masa kurarak iftar yapma fikrinin buraya gelen vatandaşların talebi olduğunu söyledi. Al, temiz bir ortama ve servis konusunda titiz olduklarını ifade ederek, ''İftara gelmeden önce arayıp bize bilgi veriyorlar, '20-25 kişilik grup geleceğiz' diye. Zaten sabit iftar menümüz var. Geldiği zaman müşteri direkt zaten masasını hazır buluyor, servis açılmış vaziyette'' diye konuştu.
Misi'ye iftar için gelen Ali Temiz ise yörenin çok güzel bir ortamı olduğunu dile getirerek, ''Ayaklarımızı serin suya sokarak iftar açmak hakikaten güzel, ayrı bir zevk veriyor. Aşağısı, Bursa yanıyorken, şimdi burada serin suda ayaklarımızı hissetmiyoruz'' dedi. Müşterilerden Hasan Yılmaz da havaların çok sıcak olduğunu vurgulayarak, ''Yanıcı bir günde derede rahat bir iftar açmak için geldik. Ayaklarımız da gördüğünüz gibi ferah ferah suyun içinde, iftarımızı açtık. Çok güzel'' dedi.
2000 yıllık geçmişe sahip
Geçmişi 2000 yıl öncesine dayanan Misi Köyü, Uzakta Bir Köy Var, Yeniden Doğmak, Osmancık, Ateşten Günler ve Nasrettin Hoca filmleriyle Kınalı Kar ve Yeşeren Düşler dizilerinin çekildiği Cumalıkızık gibi tarihi bir köy. Ancak Misi'nin tarihinin daha eskiye dayandığı sanılıyor. Tarihi yapıları ve doğal güzellikleri ile Cumalıkızık gibi görülmesi gereken yerlerden biri.
Bugün Gümüştepe Mahallesi olarak bilinen 2000 yıllık köyün ilk adının Misipolis olduğu sanılıyor. 'Misi' kelimesinin kökeninin, Misyalıların yurt olarak buraya yerleşmeleri ve misyonerlik merkezi olarak Misi'nin seçilmesinden kaynaklandığı sanılıyor. Kalıntıları günümüze ulaşan Misipoli Manastırı'nda, İncil tartışmaları yapmak üzere İznik'te bir araya gelen konsülün toplandığı söyleniyor. Doğallığı, özgün mimarisi, eski Osmanlı evlerini bünyesinde barındıran Misi, Bursa'nın merkezine 12 kilometre uzaklıkta bulunuyor.
Tarihi köy, geçmişte asma yaprağı, misket üzümü ve şarabı ile ünlüydü. Bursa'nın oksijen merkezlerinden ve piknik alanlarından biri olan Misi'nin eski gelir kaynaklarından biri de ipekçilik oldu. Bu nedenle Misi evleri geniş sundurmaları ile ipekböcekçiliğine göre inşa edildi. 17. ve 18. yüzyıla ait yapıların yer aldığı, Osmanlı mimarisini yansıtan Misi, 1989'da kentsel sit alanı ilan edilerek koruma altına alındı.