Sadece Avrupa Birliğine uyum için getirilen saatlerin ilerigeri alınması uygulaması tarihe karışıyor. Üniversite sınavlarını dikkate alan hükümet dün Resmi Gazete'de yayınlanan karara göre saatlerin 25 Mart 2012 Pazar günü saat 03.00'ten itibaren bir saat ileri alınması, 28 Ekim 2012 Pazar günü saat 04.00'ten itibaren bir saat geri alınmasına karar verdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ise değişikliğin son saat değişimi olması için harekete geçti. Planlara göre Bakanlar Kurulu'na gönderilecek yeni kanun tasarısı ile ekim ayında son kez kış saatine geçilmiş olacak. Mart 2013 itibariyle de Türkiye, artık tamamen ileri saat uygulaması kapsamında 45. derece boylamdaki Iğdır saatini esas alacak. Yani Mart 2013 sonrası saatlerin ileri- geri uygulamasına son verilecek. 31 Ekim 1984'te Türkiye, "batı ile uyumu temin etmek" amacıyla kış saati uygulamasına geçme kararı aldı. Ancak uygulama birçok olumsuz sonucu beraberinde getirdi. Enerji Bakanlığı çalışma öncesi yaptırdığı anketlerde halkın yüzde 70'inin kış saatinden olumsuz etkilendiğini, yüzde 81'inin ise yaz saatini desteklediğini saptadı. Yaz saati uygulaması ile yılda 131 milyon TL tasarruf yapıldığı da belirtilerek, "Asıl olan saate geçiyoruz. Tüm dünya yaz saatini uyguluyor" değerlendirmesi yapıldı. Enerji Bakanlığı bu görüşler doğrultusunda kanun tasarısı hazırlamaya karar verdi.
GÜNEŞ SONRASI MESAİ
Hep yaz saati uygulamasına geçilmesi ile Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın açıkladığı ve o dönem çok tartışılan "Güneşin doğmasından 1 saat sonra mesai" fikri de otomatikman devreye girmiş olacak. Bu şekilde Türkiye güneş ışığından daha çok faydalanacak. Bakanlık çalışmalarında, yaz saati ile örneğin Edirne'de güneşin 08:30'da doğabileceği riskinin göz önüne alınarak mesai saatlerinin buna göre (örneğin 09:00 - 18:00 ayarlaması) çözülebileceği teklif edildi.
Enerji Bakanlığı'na göre kış saatinin dezavantajları
Kış aylarında yaşanan ticari sürenin az olması, ekonomiyi de olumsuz etkiliyor.
Özellikle Doğu illerinde kışın havanın 16.00'dan önce karardığı düşünülürse ticaretin yeterince gelişmemesinin sebeplerinden biri olduğu söylenebilir.