Kordon kanlarının toplanması ve verici olmak isteyenlerin bilgilerinin kayıt altına alınmasıyla kemik iliği verici bankası oluşturulmasını öngören proje, ailesinde vericisi olmayan hastalar için umut olacak.
Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Şencan, geçmiş yıllarda kemik iliği nakli merkezi ve yatak sayısı yetersiz olduğu için ailesinde uygun vericisi olan hastaların bile hayatını kaybettiğini söyledi.
Yapılan çalışmalarla merkez sayılarını arttırdıklarını ve uzman açığını kapattıklarını belirten Şencan, ''Türkkök çok önemli bir proje. Projenin bu yılın sonunda başlaması planlanıyor. Ama kemik iliği nakillerinde bu kapasitenin oluşması da ülkemiz açısından büyük önem taşıyor. Akraba dışı nakiller bir sorun, ancak daha önce vericisi olanlar bile nakil olamıyordu. Yakınlarından verici bulunamayanlar için halen yurt dışındaki kemik iliği bankalarıyla irtibat kurulup arama yapılabiliyor. Türkkök ile genetik açıdan benzerlik taşıyan donörlerin bilgileri toplanacağı için hastalarımıza verici bulma olasılığı artacak.''
''10 yıl önce 200 olan nakil sayısı bugün 2 bine ulaştı''
Sağlık Bakanlığı Kemik İliği ve Kök Hücre Nakli Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Osman İlhan da kemik iliği nakillerinde son 10 yılda büyük bir artış olduğunu, açılan merkezler sayesinde uygun vericisi olan hastalar için bekleme listesinin eridiğini söyledi.
Türkkök ile ailesinde donör bulunamayan kan hastalarına da kemik iliği nakli yapılabileceğini ifade eden İlhan, şunlara dikkati çekti:
''10 yıl önce 200 civarında olan nakil sayısı bugün 2 bine ulaştı. O zamanlar hastalar için bırakın verici kampanyaları düzenlemeyi, merkez bulunamıyordu. Artık ülkemizdeki merkezler, gelişmiş ülkelerin merkezleriyle boy ölçüşüyor. Sadece yatak sayılarımız değil kalitemiz de arttı. Ülkemizde Avrupa Kemik İliği Standardizasyon Kurumundan (JACIE) onaylı iki nakil merkezi var. Kemik iliği nakilleri Türkiye'de sağlık turizminin gelişmesi için bir başlangıç olabilir.''
Türkkök'ün sadece Türkiye'dekilere değil Türk cumhuriyetlerinde verici bekleyenlere de umut olacağını vurgulayan İlhan, ''Kemik iliği nakillerinde paket fiyat getirilmesi bu alandaki açılımın ilk aşamasıydı. Artık ikinci aşamada akraba dışı verici bulunması için Türkkök'ün hayata geçirilmesi var'' şeklinde konuştu.
Türkiye'de uluslararası bankalarla bağlantılı iki merkez bulunduğunu ifade eden İlhan, Türkkök'ün bu merkezlerle koordineli çalışacağını söyledi.
''İki merkezde 35 bin gönüllü kayıtlı''
Türk Hematoloji Derneği Kök Hücre Nakli Bilimsel Komite Başkanı Doç. Dr. Fevzi Altuntaş da Türkiye'deki kemik iliği nakillerini değerlendirdi.
Türkiye'de biri Ankara Üniversitesinde (TRAN) diğeri İstanbul Üniversitesinde (TRİS) olmak üzere faaliyet gösteren iki kemik iliği bankasına 35 bin dolayında gönüllü vericinin kayıtlı olduğunu ifade eden Altuntaş, bu iki merkezin 110 banka, 40'ın üzerinde ülke ve 20 milyon civarında vericinin kayıtlı olduğu Dünya Kemik İliği Vericileri Ağına (BMDW) bağlanabildiğini belirtti.
Altuntaş şu bilgileri aktardı:
''Ankara ve İstanbul'daki merkezlerin Kızılay, kan merkezleri ve hastaneler gibi uydu merkezleri de var. Avrupa ülkelerinde nakillerin yüzde 50'si akraba dışı vericilerden yapılırken, bu oran ülkemizde sadece yüzde 5 civarında. Bu durum ülkemizde akraba dışında uygun verici bulunamamasından kaynaklanıyor. Avrupa ülkelerindeki orana ulaşabilmemiz için kemik iliği bankalarına 200-250 bin vericinin kayıtlı olması gerekiyor. 18-55 yaş arası herkes bu merkezlere gönüllü olarak kaydolabilir. Ön koşulu karşılayıp başvuranlara öncelikle verici sorgulaması ve bazı testler yapılır. Uygun olanlar verici olarak kabul edilir. Kemik iliği bankaları olası vericinin iletişim bilgilerini ve doku grubu sonuçlarını kayıt eder. Sonraki süreçte de doku grubu uyumlu bir hastanın ihtiyacı olursa bu verici aranır. İhtiyaç doğduğunda kök hücre vermesinde bir sakınca yok ise bağışını yapabilir.''
Gamze Akbaş gibi hastalar için duyarlılık oluştuğunda çok sayıda kişinin verici olmak için kemik iliği bankalarına başvurduğunu anlatan Altuntaş, ''İlik bankasının sayısını artırmaktan ziyade bankaya bağlı çalışan gönüllü verici merkezleriyle kayıtlı verici sayısını artırmak daha önemli'' dedi.
Altuntaş, Türkiye'de merkezi bir verici kayıt sistemi olmamasının kardeşi olmayan, diğer akrabalarından da uygun verici bulamayan hastaların akraba dışı verici bulma şansını azalttığını belirterek, ''Türkkök bir ihtiyaçtır. Çünkü, ülke havuzundan uygun verici bulma şansı daha yüksektir. Türkkök ile kemik iliği nakli için gerekli olan kök hücre vericilerinin organizasyonu ve koordinasyonunu sağlanmış olacak'' bilgisini aktardı.
Bankanın merkezinin Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Kolej'deki binasında hizmete hazır olduğunu bildiren Altuntaş, kemik iliği naklinde verici ve alıcı için uygulanan prosedürle ilgili şunları aktardı:
''Akut lösemi (kan kanseri) hastası, bir taraftan kemoterapi alırken diğer taraftan doku grubu uyumlu vericisi olup olmadığı araştırılır. İlaç tedavisine yanıt alınır ve bu arada uygun verici de bulunursa allojenik kök hücre nakli işlemi için hazırlık yapılır. Hastaya nakille ilişkili süreç anlatılır ve yazılı onayı alınır. Donör de hekim tarafından muayene edilir ve bazı testlerden geçirilir. Bu testlerin sonucunda uygun bulunanlardan kök hücre toplanır. Nakil kararı uzman hekimlerce verildikten sonra hasta steril özel odalara alınır. Burada yüksek dozda ilaç veya ışın tedavisi verilen hasta nakil için hazırlanır. Bu tedaviler sürerken diğer taraftan da vericiye cilt altından aşı tedavisine başlanır. 5 günlük aşı tedavisinden sonra kök hücre toplama işlemine geçilir. Bu aferez ünitesinde, aferez cihazı adı verilen makinelerle tam otomatik yöntemlerle yapılır ve yaklaşık 3-4 saat sürer. İşlem sonrası verici birkaç saat gözlem altında tutulur. Sonrasında istirahat etmesi bile gerekmez.''
Altuntaş, daha sonra toplanan kök hücrelerin nakledildiği hastanın 3-4 hafta özel koşullarda kemik iliği nakli merkezlerinde takip edildiğini bildirdi.
Sayılarla kemik iliği nakilleri
Türkiye'de halen 53 kemik iliği nakli merkezi bulunuyor. Bunların 16'sı çocuk, 37'si ise erişkinlere yönelik hizmet veriyor. Pediatrik merkezlerin 6'sı geçen yıl hizmete sokuldu.
Kemik iliği nakilleri otolog (kişinin kendi iliğinin toplanıp saklanması, yüksek doz kemoterapiden sonra hastaya damar yoluyla verilmesi) ve allojonik (bir başkasından) olarak iki şekilde yapılıyor.
Allojenik kemik iliği nakli ise doku uyumlu akrabalardan veya akraba dışı kişilerden gerçekleştirilebiliyor.
Kemik iliği nakillerinde son yıllarda büyük artış oldu.
2008'de toplam 992 nakil yapıldı. Bunların 576'sını otolog, 416'sını allojonik nakiller oluşturdu. Allojonik nakillerin ise sadece 26'sı akraba dışından gerçekleştirildi.
2009'da ise bin 203 nakil yapıldı. Bunların 663'ü otolog, 540'ı allojonik nakillerdi. Allojonik nakillerin ise 48'i akraba dışından oldu.
2010'da yapılan bin 467 naklin 851'ini otolog, 616'sını alojonik nakiller oluşturdu. Allojonik nakillerin de 58'i akraba dışından yapıldı.
2011 yılında ise gerçekleştirilen toplam 2 bin naklin bin 135'i otolog, 865'i de allojonik nakillerden oluştu. Allojonik nakillerin ise 80'i akraba dışından gerçekleştirildi.
Uluslararası standartlara göre Türkiye'de yılda 4 bin kişiye ilik nakli yapılması gerekiyor.
Türkiye'de halen 344'ü erişkin olmak üzere toplam 756 hasta nakil bekliyor. Bu hastaların bazıları nakil yapılmadığı takdirde hayatını kaybettiği için organ nakillerindeki gibi sayı her yıl artmıyor.
Türkkök ile ilk yıl 50 bin kök hücre vericisinin kayıt altına alınması, 10 bin de kordon kanı toplanması öngörülüyor.
5 yılda 50 bin kordon kanı, 250 bin de donör kaydı yapılması planlanıyor.
Gamze Akbaş için kampanya
İzmir'de 3 yaşındaki oğlu Atakan'a yazdığı mektupla tüm Türkiye'nin gündemine gelen lösemi hastası Gamze Akbaş için sosyal medyada çok sayıda kampanya düzenlendi.
Akbaş için kemik iliği donörü olmak isteyen birçok kişi nakil merkezlerine başvurdu.