Tıbbın geldiği noktada, kadının kendi yağ dokusundan ya da silikon jel ile yapılabilen protezler, meme kanseri hastasının yaşam kalitesini ve motivasyonunu artırabiliyor.
Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Orhan Murat Özdemir, kadınlar arasında en sık meme kanserinin görüldüğünü belirterek, meme kanserinin diğer kanser türleri gibi o dokuda bulunan hücrelerin anormal biçimde çoğalmaları yoluyla vücudun savunma mekanizmasını etkisizleştirmesi ile oluştuğunu söyledi.
Vücudun, kemoterapi ve radyoterapi tedavilerine bağlı olarak güçsüz düştüğünü ve bağışıklık sisteminin zayıfladığını ifade eden Özdemir, özellikle meme kanseri tedavisi görenlerin kadın cinselliği ile özdeşmiş olan memenin kaybı ile psikolojik olarak da olumsuz etkilenebildiğini vurguladı.
Özdemir, ''meme dokusunun ikisinin birden ya da tekinin alındığı durumlarda kadının vücut bütünlüğü ve cinsiyet algısının zarar görebildiğine'' dikkati çekerek, ''Her ne kadar özel sutyenlerle de memenin yokluğu kamufle edilse de bu dişilik sembollerinin yokluğu hastada moral bozukluğu yaratabilir, hatta depresyona neden olabilir'' dedi.
Kozmetik tıbbın ve estetik cerrahinin bu konudaki çözümleri ''lüks'' değil ''ihtiyaç'' olarak gördüğünü dile getiren Özdemir, kanser evresi ve diğer bulguları incelenerek uygun olan hastalara, kendi dokularından ya da silikon jel protez kullanılarak tekrar göğüs yapılmasının mümkün olduğunu söyledi. Özdemir, cinselliğinin ve kadınlığının önemli bir parçası olan göğüs yapısının hastaya geri kazandırılmasının kişinin hayat kalitesini ve moralini yükselteceğini vurgulayarak, ''Uygun endikasyon konulan hastalarda meme onarımı hastanın hayat kalitesini artırır, ayrıca kanser nüksü yönünden yapılacak takipleri de engellemez'' diye konuştu.
Özdemir, kanser tedavisi sürecinde alınan meme dokusunun benzerinin hastaya kazandırılmasının Rekonstrüktif Cerrahi'nin alanına girdiğini anlatan Özdemir, günümüzde meme kanseri ameliyatlarının meme derisini büyük ölçüde korumaya yönelik yapıldığını, bunun da yapılabilecek onarımların kalitesini artırdığını belirtti.
Özdemir, eme protezi ameliyatının ne zaman yapılacağının kanserin evresine, tipine, tedavinin planına bağlı olarak değişiklik gösterdiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
''Hastanın kanserli dokusu tamamen temizlenmişse ve doktoru radyoterapi planlamıyorsa dokuların temizlenmesini takiben yani aynı esnada meme protezi de konabilir. Tabii burada temizlenen kısmın sadece meme dokusu olması lazım. Eğer memenin cildinin de hastalık dolayısıyla alınması söz konusuysa meme dokusu aynı anda ve bu şekilde protez konularak yapılamaz. Meme cildinin de alındığı durumlarda aynı anda değil, daha sonra ve karından alınan bir flep taşınarak, protez değil yağ dokusu eklenerek meme oluşturulabilir.''
''Operasyon, hastalığın yayılmasına yol açmaz''
Oluşturulan meme dokusunun ya da bu operasyonun hastalığın yayılmasına yol açmayacağının altını çizen Özdemir, ''Eğer dokuların içinde kanserli hücreler çoğalmaya devam ederse tekrarlanma ya da yayılma riski vardır. Meme kaybını karşılamak için konan protez ya da yağ dokusu bu süreci etkilemez'' dedi.
Özdemir, oluşturulan yeni meme dokusunun ister protez, ister yağ dokusu olsun hiçbir kontrolü ya da sonucun net okunmasını engellemeyeceğini vurgulayarak, alınan meme yerine meme dokusu oluşturma operasyonunun pahallı olduğunu söyledi. Bunun birden fazla operasyon gerektirdiğini anlatan Özdemir, ''Takipleri uzun solukludur. Tam donanımlı bir hastane ortamında ve meme cerrahı ve plastik cerrahın birlikte bulunması gereken bir ameliyattır'' açıklamasında bulundu.
Özdemir, alınan meme dokusu yerine oluşturulan yeni memede belirgin izler olabileceğini ifade ederek, ''Özellikle meme cildinin de alındığı durumlarda izler elbette sağlıklı bir kişinin meme büyütme operasyonundakinden belirgin izler olacaktır. Meme dokusunun alınmadığı durumlarda ancak göğüsün bazı kısımların ince izler bulunacaktır. Altı ay ile bir yıl arasında izler daha belirsiz hale gelecektir'' diye konuştu.