Diyarbakır'da 2005'te kurulan sığınma evine bugüne kadar 414 kadının başvuruda bulunduğu ifade edilirken, bu kadınlardan pek çoğunun birbirinden ilginç gerekçelerle merkeze geldiği belirlendi. Kimisi şiddetten korunmak için başvururken, kimisi eşi çamaşır veya bulaşık makinesi almadığı, kendisine "aşkım" demediği veya yorganı üstünden çektiği için merkezin yolunu tuttu.
'AŞKIM DEMİYOR'
Son dönemlerde kendilerine başvuruda bulunan kadınların sayısı kadar başvuru gerekçelerinin de arttığını kaydeden Diyarbakır Sosyal Hizmetler İl Müdürü Oktay Taş, ölüm korkusu ve şiddet kadar "duygusal" nedenlerle gelenlerin de olduğunu söyleyerek, şunları anlattı: "Komşusu 'aşkım' diyor, kendi kocası 'aşkım' demiyor diye küsüp bize geliyor. Eşi çok bulaşık çıkarıyor diye küsüp bize geliyor. Bu bize şunu gösteriyor ki bölgemizdeki kadınlar artık bilinçleniyor. Psikolojik, cinsel ve fiziksel şiddet gören kadınlara yardım amacıyla kurulan sığınma evine kadınlar farklı gerekçelerle de başvuruyor. Artık en küçük sorunda bile gidebilecekleri yer olduğunu biliyorlar. Bu tür şikâyetlerle bize gelen kadınlar, görüşmelerden sonra genellikle evlerine gönderiliyorlar."
9 KADINDA HAYATİ TEHLİKE
Taş, Güneydoğu'daki kadınların bilinçlenmeye başladığını da ifade ederek, "Kadın Sığınma Evi şiddet gören kadınların barınması amacıyla kuruldu. Ancak toplumda giderek bilinç düzeyinin artması nedeniyle birbirinden değişik gerekçelerle başvuru yapanlar oluyor. Çamaşır ve bulaşık makinesi almadığı için kocasına küsüp gelen kadınların yanı sıra farklı gerekçelerle gelen kadınlar da var. 'Yatarken yorganı üzerinden çok çekiyor' diye, 'çok bulaşık çıkarıyor' diye eşine küsenler var... Ancak tüm problemler maalesef 'küçük' değil. 2009'da bize gelen 116 kadından hayati tehlikesi olan 9 kadın başka illerdeki sığınma evlerine gönderildi" şeklinde konuştu.