İzmir'de, kendisine cinsel saldırıda bulunan eşinin 7 yıl 4 ay hapis cezası almasını sağlayan Y.K., "Nikah masasında 'evet' derken 'eş' olmayı kabul ettim, 'eşya' olmayı değil" dedi. Eşine boşanma davası da açan genç kadın, yaşadığı süreci SABAH'a anlattı. Y.K., evliliği süresince "aynı nedenle" birçok kez şikayetçi olmak istediğini ama her seferinde çocuğunu düşünerek vazgeçtiğini belirtti. Y.K., "Türkiye'de benim durumumda çok kadın olduğunu biliyorum. Aynı sorunu yaşayıp da, susan komşularımı ve akrabalarımı da biliyorum. Ben de yıllarca susanlardan oldum. Yaşananlar dayanılmayacak hal alınca ailemle konuşup bu durumu anlattım. Ailem bana her türlü desteği verdi. O güçle şikayette bulunup, çocuğumu alarak evi terk ettim" diye konuştu.
"YATAK ODASINDAKİ BASKI"
Davayı ve kararı "Belki birilerine yardımı olur" düşüncesiyle medyayla paylaştıklarını söyleyen Y.K., "Türkiye'de erkekler, kadınların üzerindeki bu cinsel baskı ve hak iddialarına son verilmeliydi. Bu karar da, buna son veren bir karar oldu" dedi. Y.K. şöyle devam etti: "Nikâh masasında eş olmayı kabul ettik, eşya olmayı değil. Kadın da, yüreği olan, duyguları olan, sevmeyi bilen ve sevilmeyi bekleyen, erkek gibi Allah tarafından yaratılandır. Dünyaya geldiklerinde ana, bacı, eş olurlar. Umarım bu karar, kimsenin giremediği yatak odalarında, evli kadınların üzerinde uygulanan cinsel baskıları durdurur. Umarım bu ceza, bu durumu yaşatan erkeklere ders, yaşayan kadınlara da kurtuluş yolu olur." Davasında haklı olduğunu, ancak ortaya çıkıp cezaevindeki babayı ve kendisini teşhir ederek çocuğunun geleceğini mahvetmeyi düşünmediğini belirten Y.K, "Önemli olan isimler değil, karar" dedi. Y.K. (27), geçtiğimiz mart ayında 37 yaşındaki eşi V.K.'nin kendisine tecavüz ettiğini belirterek şikayetçi oldu. Adli Tıp raporu da bu iddiayı doğruladı. Hakkında "eşe cinsel saldırı" suçundan dava açılan V.K., 7 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı ve tutuklandı. V.K.'yi cezaevine TCK'nın, 26 Eylül 2004'te yürürlüğe giren "cinsel saldırı" başlıklı 102. maddesi gönderdi.
YARGITAY KRİTERLERİ
Evlilik içi tecavüz daha önce de farklı davalar nedeniyle Yargıtay'ın gündemine geldi. Yargıtay bu kararlarında ilişkiye girmek istemeyen kadına cinsel saldırıda bulunulması halinde verilen mahkumiyet kararlarını onadı, aksi yöndeki kararları, "ceza verilmesi gerekir" diyerek bozdu. Geçtiğimiz yıllarda Antalya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, kendisiyle ilişkiye girmeyen eşine şiddet uygulayarak cinsel saldırıda bulunan H.A.'yı 10 yıl 7 ay hapse mahkum etti. Yargıtay da mahkumiyet hükmünün onanmasına karar verdi.
KADIN ÖRGÜTLERİ KARARDAN MEMNUN
Prof. Dr. Nurselen Toygar (Ege Üniv. Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi eski müdürü): Türkiye, kadına şiddette dünyada ilk sıralarda. Ama eşleri tarafından cinsel tacize uğrayan kadınlar sıralamasında sondan 3'üncü. Bunun nedeni, kadınların yasalara güvenip de şikayetçi olamaması. Polise başvuranlar, 'Eşin değil mi? Normal' denilerek evlerine geri gönderiliyordu. Bu karar, eşlerinin tecavüzüne uğrayan kadınları cesaretlendirerek yıllarca yaşadıkları sıkıntıyı sonlandıracaktır.
Meral Danış Bestaş (Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi Koordinasyonu avukatı): Yeni Türk Ceza Kanunu ile artık evlilik içi tecavüz ceza sistemimize suç olarak intikal etmiştir.
Nilüfer Yılmaz (Kadın Merkezi-KAMER Yöneticisi): "Yaşadığımız en ciddi sıkıntılardan biri, aile içi tecavüzü ispatlamaktı. Umarız böyle cesaretli kadınlar çıkar ve işlenen bu ağır suçlar mahkum olur.
Türkan Miçoğulları (Ege Kadın Dayanışma Vakfı ve İzmir Kadın Kuruluşlar Birliği Başkanı): Herkese ibret olacaktır. Önemli olan, aile içi tecavüzün suç olduğunun görülmesi ve toplumun da kabul etmesi. Kadının eşi tarafından uğradığı tecavüz dayaktan da beter.
Emine Boz: (Van Kadın Derneği Başkan Vekili): "Sadece bu yıl bize 400 kadın başvurdu. Maalesef, tamamının cinsel nedenlerle şiddet gördüğü, ardından tecavüze uğradığı ortaya çıkıyor.