Beşiktaş farklı şeylerden bahsedebileceği ligde dün akşam çok önemli iki maçın ilkini oynadı ve istediği sonucu aldı. Oyun başlangıcı, devamı, 85. dakikaya kadar olan sürede istediği gibi oyunu kontrol etti siyahbeyazlılar. Yüksek tempoda oynamasa da tempoyu kendi belirledi. Hemen hemen kalesinde hiç tehlike yaşamadan 2-0'ı da buldu. Oyun ve skor anlamında buraya kadar her şey Beşiktaş'ın istediği gibiydi. Ama 85'ten sonra öyle bir oyuna döndü ki maç her an 2-2'ye gelebilirdi. Bu cümlemiz belki de Beşiktaş'ın bu seneki en büyük zaafını anlatıyor. Hala o 'toy' diye nitelendirebileceğimiz futbolu, rakibi oyunun içinde tutabiliyor.
Galibiyete futbolcuların penceresinden baktığımızda yeni transfer Dany ve Franco'nun ilk defa yan yana oynayışı Beşiktaş için 'acaba'ydı ama bence bu maçta işi kotardılar. Dany, geniş alanda rakibi yakalayışı, yanlış pozisyon seçimiyle de iki tane korkulu an yaşatışıyla, klasik Dany performansı sergiledi. Pedro Franco ise 2-3 iyi müdahalesine rağmen genelde pozisyon alarak oynayan bir görüntü verdi. Hala "Nasıl bir savunmacı?" diye sorulduğunda çok net cevap veremiyorum.
Bu denge oyunun en önemli isimlerinden biri Atiba'ydı. Veli'nin dinamizmi, Atiba'nın aklıyla o bölgede iyi oynadılar. Oğuzhan'ın da çok fazla rol aldığını söyleyemeyiz. Dün akşamki maç için en önemli oyuncu Gökhan Töre'ydi.
Ömer Şişmanoğlu için oyunda sonradan kullanabileceğiniz skora katkı sağlayan biri diyebiliriz. Dün de aynı şeyi yaptı.
Beşiktaş'ın dün geceki en büyük eksisi Almeida'nın sakatlanarak çıkışı ve akıbetinin ne olacağı. Dediğim gibi üç gün içindeki birinci maçında puanını 36'ya çıkardı Beşiktaş. Ama hedefte sıcak kalabilmeleri için Salı günkü Kasımpaşa maçı ayrı bir önem kazandı.