Yazarlar İBB-F.Bahçe maçını yorumladı

Spor Toto Süper Lig'de Fenerbahçe, İstanbul Büyükşehir Belediyespor'a 2-0 yenildi ve şampiyonluğu Galatasaray'a kaptırdı. İşte spor yazarlarının maçla ilgili yorumları...

Gürcan Bilgi: Kafalar yorulmuş
Olimpiyat Stadı'na gelen takımın, ruhunun Lizbon'da kaldığını hissetmeyen yoktu. Aykut hoca defansı Egemen hariç olduğu gibi değiştirerek çıktı. Orta saha da Emre'yi görmek istedi. Stoch da son günlerdeki çıkışıyla, Moussa Sow'a görev bölgesi değiştirtmişti. Ama kazanmak isteyen, uğraşan bir takım dışında, keyif ve güven vermekten uzak performansla oynadılar.
Emre antrenmanlarda bile belki daha iyidir. Cristian'ın ön tarafa taşıyıp, tehlike yaratacak tek pası yok. Sow ile Webo ise yine kayıplarda... Kuvvetli değiller, stoperlere eziliyorlar, tek çalım atamadılar. Bırakın; kaleyi tutan şut bile üretemediler.
90 dakikayı bir hazırlık maçı gibi yaşadılar. Sezonun süper performansının yanına bile yaklaşamayacak bıkkınlık içindeydiler. Yorgunluk vücuttan, kafalara da sıçramıştı.
Şampiyonluk yemeği soğuyunca, daha sıcakları için bir ara verdiler diyeceğiz ama, her şeyin başını "ciddiyet" olarak tarif eden bu kadroya yakıştırdığımızı da söyleyemeyiz.

DERBİ ARTIK DAHA ÖNEMLİ
İki stoperin ikram pozisyonuyla birlikte Belediye oynamayı da sonlandırdı. Golü korumak için sahalarına ikili-üçlü duvarlar ördüler. Semih ve Salih hamlesiyle Aykut Kocaman tüm riskleri aldı. Rakip ceza alanı'nda hem kalabalık, hem de tehlikeli olmak istedi. Rakip biraz daha geri çekildi, biraz daha tedirgindi.
Kanatları denemeye başladılar. Oyun alanını genişletip, bir koridor yaratmanın peşine düştüler. Ama olmadı.
Zorlu fikstürü içinde Belediye bir nefes almanın peşindeydi ve yakaladığı ortamı da iyi değerlendirdi. Sert oynadılar, bir an bile konsantrasyon zaafı yaşamadan tek gollerini korudular.
Aykut Kocaman'a düşen; takımını tekrar motive edip, hem Ziraat Türkiye Kupası'na, hem de ligin "ağabeyinin" belli olacağı derbiye hazırlamak. Sezonun performansının, mutlaka cilalanması lazım çünkü.

Rıdvan Dilmen: İki takımı da kutluyorum
İki takımı da kutluyorum İki maçı da izledim. Bir tarafta Gençlerbirliği ve Benfica maçından sonra tamamen konsantrasyonunu yitirmiş bir Fenerbahçe. Rakibi ise mutlak kazanmak zorunda olan İstanbul Büyükşehir Belediye. Diğer ekranda ise son derece yüksek konsantrasyonla ve skor avantajını erken yakalamasına rağmen oyunun her dakikasında daha iyi oynayan iştahlı bir Galatasaray.
Aslında karşılaşmadan önce Fenerbahçe ve Galatasaraylı oyuncular ligin bittiğini biliyordu. Sadece işi resmileştirmek kalmıştı. Bu durum da Galatasaraylılara yüksek tempo ve iştah, Fenerbahçe'ye ise havlu atmışlık görüntüsü getirdi.
Fenerbahçe maç boyunca hemen hemen hiç pozisyona giremedi. ilk yarı hiç giremedi, ikinci yarıdaki şuursuz baskılar ise sonuç getirmedi.

SELÇUK'UN ŞAHANE FRİKİĞİ
Galatasaray yüksek tempo, hücum pres ve yüksek istek ile başladı maça. Önce maçın başında şahane bir Selçuk frikiği geldi, ikinci yarıda da topu hiç eveleyip gevelemeden üç gol daha attı Galatasaray.
Fenerbahçe ve Galatasaray ekonomik olarak rakiplerinden önde olduğu için ilk ikinin belli olduğu bir lig oynanıyor aslında. (Belediye maçından sonra Beşiktaş devreye girdi. Az da olsa ikincilik şansı var) Ama bu iki takım arasında geçen yıldan itibaren son 48 hafta, önümüzdeki iki haftayla 50 hafta Fenerbahçe Galatasaray'ı hiç geçemedi.

F.BAHÇE 50 HAFTAYI MASAYA YATIRMALI
Özverili bir sezon geçirdiğine katıldığımız Fenerbahçe'nin bu 50 haftayı masaya yatırması gerekiyor. Önümüzdeki yıl için bu 50 haftada rakibinin hemen hemen hiç kendisini yanına yaklaştırmama durumunu da değerlendirmeli Fenerbahçe.
Galatasaray kulübü şampiyonluğundan dolayı tebrik ediyorum. Teknik direktör Fatih Terim ve oyuncularını da kutlarım. Fenerbahçe'yi de UEFA Avrupa Ligi'nde gösterdiği başarılarından dolayı tebrik ederim.

Selçuk Yula: Lig bırakılmamalı
Evet bu kadar fazla maç yapan takımda sakatlık problemlerinin olması gayet doğal. Ama dün sahadaki kadroya bakıyorum gene de rakibinden çok daha iyi.
Mehmet Topal, Emre, Baroni üçlüsü orta sahada, Webo, Stoch, Sow (Caner) üçlüsü forvette daha ne olsun?Her ne kadar ikinci devrede çok saldırarak oynasalar da takımda bir bıkkınlık ve yorgunluk görülmekte.
Uzun zaman oynamayan Emre dün bekleneni vermekten uzaktı, Salih ile değişti. Cristian da çok etkisizdi o da yerini Semih'e bıraktı.


***

F.Bahçe sıkıntılarından dolayı bir türlü ideal 11'ini sahaya süremiyor.
İşte dün de Portekiz'de oynayan 8 futbolcu sahada yoktu.
Yanlız burada bir sıkıntı var.
Böyle durumlarda her futbolcuya ihtiyaç duyulur. Ama Kocaman mutlaka Webo'nun Benfica maçında, Cristian'ın da hem Benfica hem de dünkü maçta gördükleri saçma sapan kartlarla cezalı duruma düşmeleri sorgulanmalı.
Ayıptır takım bu şekilde yanlız bırakılmamalı.
Daha birkaç hafta öncesine kadar "İlk 5'e oynar" dediğimiz B.Belediye arka arkaya kaybettiği puanlardan sonra dün ölüm kalım maçına çıktı.
Tayfun, Egemen ile Bekir arasına bıraktığı topu Ömer gole çevirince geldiği ilk akında golü bulan taraf oldu. Daha sonra canla başla mücadele ettiler. Topuz'un kendi kalesine attığı golle de skor belirlendi.
Şampiyonluk zaten G.Birliği maçıyla gitmişti.
Şampiyonlar Ligi'ne katılmak da çok önemli. Gelecek maçlarda bu kovalanmalı.

Hakkı Yalçın: Yürünen yol bile güzeldi
Fenerbahçe adına sıradan bir gece.
Kaybedilmiş bir finalin ertesinde, kaybedilmiş bir şampiyonluk hafif kalır.
Kendi içindeki sessizliğin futbola yansıdığını da gördük.


***

Büyükşehir adına hayati bir geceydi. Sonuç kısmı da, en çok onlarla ilgiliydi.
İlk yarıda sürekli havadan oynamayı tercih ettiler.
Yaratıcılıktan değil, rakibin hatasından medet umdukları için.
Fenerbahçe savunması da bu hatayı 36. dakikada yaptı ve rakibin arkasına sızan Ömer Can'ın golü geldi.

***

Kimin nasıl oynadığının pek fazla önemi olmayan bir maçtı.
Cristian'ın gereksiz sarı kartı, Galatasaray maçı için kayıptı.
Gecenin diğer ilginç yanı, Emre'nin futbola dönüşüydü.
Emre herhalde bu maça idman niyetine çıkmıştı da, çarşamba günkü Eskişehir maçına hazırlık yaptı.
İkinci yarıda Büyükşehir cezaalanına yığılan oyun, sadece biraz heyecan koktu ama golü yiyen F.Bahçe oldu.

***

Bir yanda şampiyonluk turu, öte yanda suskunluk.
Ne olursa olsun.
Aşktan güzeli yok. Sevginin karşılıksız olanı güzel.
Büyük takımlar bazen kazanmak için kaybeder.
Kaybettiklerini kazanacağını bildiği için de, geleceğe gülümser. Gülümseyin.
Bu sezon harika bir Fenerbahçe resitali izledik. Yürünen yol bile güzeldi.

Emre Bol: Şampiyonu alkışlayın!
Benim açımdan Fenerbahçe bu sezonun en başarılı takımıdır. Bir futbol takımı için başarının kriteri sadece alınacak kupa olmamalıdır.
Yıllardır futbolseverlere dikte edilen bu sığ düşüncenin artık sonu gelmeli.
Sarı-lacivertlilerin son 10 yılına bir bakın; her kulvarda sonuna kadar yarışıyor. "Elde kaldı 3'ün 1'i" diyenlere şaşırıyorum doğrusu... Zira 1'de 1 yapamayan var!
Bir sezonda Türk futbol tarihinin en çok maçına çıkmaktır başarı... Avrupa'da yarı final oynamaktır. Ülke puanını artırmaktır.
Ve her şeye rağmen ayakta kalabilmektir onurluca...

Gerisi laf-ı güzaf
Belediye karşında Fenerbahçeli oyuncuların, "Metal yorgunluğunun" iyice ortaya çıktığını gördük. Kafa olarak lig defterini kapatmışlar!
Hal böyle olunca, "can derdindeki"
Belediye direncini kırmak kolay olmadı. Konsantre probleminin en önemli nedeni ise karşılaşma oynanırken G.Saray'ın şampiyonluğunu ilan ettiği haberinin gelmesiydi.
Bundan sonra yapılacak tek şey haftaya oynanacak G.Saray derbisini kazanmak olmalı.
Şu "Şampiyonu alkışlama" mevzuuna gelince... G.Saray maçıyla birçok şampiyonluk yaşandı.
Hangisinde alkışlandı? İlla bir takımı alkışlamak gerekiyorsa şampiyon olan Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı'nı alkışlayın.