* "Satranç ustası" diyorlar ama Rijkaard dama oynamaktan bile aciz. Maçın gitmesi 'şampiyonluğun gitmesi' demek ama Rijkaard sadece tek hamle yaptı...
* Kenarda sönmüş, sinmiş, bitmiş bir kişi var. Galatasaray, ona bakıp mı coşacak, daha hırslı oynayacak! Bir de Polat, "Sözleşmesini uzatacağım" diyor...
* Ortada bir Suada ayıbı var, Sezgin ayıbı var, bir de Rijkaard ayıbı var. Bu ayıpları temizleyeceği ümidini vermeden kongreye girerse hiç belli olmaz...
Hıncal Uluç, Fotomaç Gazetesi'nde Bülent Can ile yaptığı söyleşide şunları söyledi;
_Geçen hafta "Galatasaray kötü oynuyor ve Trabzon'u yenmesi çok zor" demiştiniz ve Bursa'yı favori ilan etmiştiniz.
Bursa'yı kutlamıştık. "Çünkü bu Galatasaray, Trabzon'u yenemez" demiştim. Ben gerçi yenileceğini tahmin etmiyordum, "Yenemez" diyordum. Bunu söylerken de "Ankaragücü'nü 3-0 yendiler. Tabelaya bakıp kimse bir şey zannetmesin. Galatasaray, Ankaragücü'nü yenmedi, Ankaragücü yenildi. Trabzon yenilmez. Ama Trabzon Galatasaray'a gol de atamaz" dedim. Attırdı Emre!.. Daha sonra daha fazlasını da atabilirdi ama Şenol Güneş kardeşim elinden gelen her şeyi yaptı, 'Trabzon daha fazla gol atmasın' diye!.. Çözemedi Galatasaray'ı ve akıl almaz değişiklikler yaptı. Burak'ın yerine Umut'u çıkarmayı düşünebilseydi, farklı olabilirdi. Trabzon'un Umut yüzünden gol atamadığını görmeliydi. Burak, Engin ve Teofilo birlikte oynasaydı, Galatasaray
ne hale gelirdi, düşünemiyorum!.. Öyle bir
hezimet ile dönerdi ki Galatasaray, Rijkaard
kesin giderdi, Adnan Polat da
kongreyi kaybederdi. Şenol herhalde acıdı biraz Rijkaard ve Adnan Polat'a... 'Benden bulmasınlar' dedi ve Galatasaray'ı perişan eden iki adam Alanzinho ve Burak'ı oyundan aldı. Rijkaard'ın yerinde olsam maçtan önce değil; maçtan sonra Şenol Güneş'in
yanaklarından öper, teşekkür ederdim. 'Rijkaard' diye birisi yoktu kenarda. İkinci yarı dakika dakika ilerliyor, maçın gittiğini, kundaktaki çocuklar bile televizyona bakıyorlarsa eğer hissediyorlar. 'Maçın gitmesi,
şampiyonluğun gitmesi' demek. Buna rağmen ortada bir şey yok. Hani "Satranç ustası" diyorlar ya! O satranç ustasının aslında
dama bile oynamaktan aciz, kenarda oturuşunu görüyoruz. Rijkaard'ın yaptığı tek değişiklik Milan Baros'u oyuna sokmak. Jo'nun yanına ikinci forvet olarak. Çocukların aklına gelebilecek bir değişiklik. Bunu 'Ben buldum, Baros'u oyuna soktum' demeye kalkmasın sakın vücudumun bütün organlarıyla gülerim. Önemli olan kimi çıkardığın o sırada. Galatasaray'ın orta sahası kötü oynuyor, orta sahadan forvete top gelmiyor. Forvete Milan Baros'u da koysan, başkalarını da koysan, dışarıdan adam transfer edip onu da koysan, iki santrfor değil 27 santrfor koysan orta sahadan top gelmiyorsa eğer forvet ne yapacak!.. Orta sahada iki tane kazma var;
Barış ve Mustafa Sarp. Mustafa Sarp sezona iyi başlamıştı, Rijkaard tarafından ama öldürüldü. Bu ikisi dururken kötü oynayan ama 90 dakika sahada durduğu zaman bir şey yapma ihtimali olan, uzaktan şutla gol atması ya da harika bir ara pası vermesi ihtimali olan, Brezilya Milli Takımı'nda oynayan Elano'yu kenara alıyor. Barış ya da Mustafa Sarp'ı değil. Hiçbir şey yapamayacağı belli olan adamları değil, yapma ihtimali olanı!.. 3 kötünün en iyisini kenara alıyor. Sene başından beri bunu yapıyor. Sene başından beri
Elano'yu yok etmek için elinden geleni yapıyor, bu maçta da yaptı. Sökmedi tabii Elano'nun köşeye alınması... Sonra... Sonra hiçbir
hamlesi yok. Bu mu satranç oyuncusu!.. Kulübede 5 tane milli adam oturuyor o sırada!
HİÇBİRİNİ YAPMADI
Be kardeşim!.. Ön liberodan vazgeçemiyorsun. Taş düşsün başına ön libero kadar... Trabzon geriye yaslanmış, senin ön liberoya falan ihtiyacın yok. Ama diyelim ki vazgeçemiyorsun, peki Neill'i niye aldı Galatasaray!.. Dört tane milli stoperi varken? 'İyi top çıkarıyor' diye. Peki kenarda Servet oturuyor, al Servet'i stopere, sür Neill'i orta sahaya hem ön libero oynasın, senin istediğin, korkaksın ya savunmana yardımcı olur, hem de hiç olmazsa ileriye doğru top atar. Bunun için almadın mı?
'Popescu' diye, 'oyun kurucu' diye almadın mı Neill'i!.. Şimdi senin orta sahanda oyun kurucu yok, adamı orta sahaya al. Çünkü milli takımın stoperi kenarda oturuyor. Yapabileceğin bir sürü varyasyon var. Hakan Balta'yı koy sol beke, Caner'i orta sahaya sür. Caner ileriye çıktığı zaman allak bullak ediyor. Caner'e 'Artık arkanda Hakan Balta var korkmadan çık' de. Bir satranç oyuncusunun yapabileceği 5 tane 10 tane hamle var, kenardakilerle ve içerdekilerle... Hayır Rijkaard hiçbirini yapmadı ve maçı
göz göre göre verdi!.. Türkiye Cumhuriyeti'nde bu adam için hâlâ "İyi hoca" diyenler kimlerse meydan okumaktan bir hal oldum, kendilerini bir gözden geçirsinler. Her zaman söylediğim bir laf var: Takım iyi oynarken, kenarla alakası yoktur. Takım düğümlendiği zaman kenara bakmaya başlar. 'Ne yapacak hoca!' diye... Kenarda görülen ne?
Sönmüş, sinmiş, çökmüş, bitmiş, hiçbir şey yapamayan, yapamayacağını da vücut diliyle ifade eden birisi var kenarda!.. Ona bakıp mı coşacak Galatasaray, ona bakıp mı
daha hırslı oynayacak, daha iyi oynayacak!.. Buna karşılık geçen hafta Adnan Polat'ın açıklaması var. "Kazanırsam
sözleşmesini 2 yıl uzatacağım" diyor Rijkaard'ın sözleşmesini... Tüylerim diken diken oldu. Galatasaray'ın kongre üyesi değilim. Bu laf yeterdi bana Adnan'a
oy vermemek için.
Adnan Öztürk'ü zerre kadar tanımıyorum. Tanıyanlarla da konuştum. Hem de liseli tanıyanlarla... "Aman
Allah göstermesin" diyorlar Adnan Öztürk için. Ama "Rijkaard'ın sözleşmesini 2 yıl daha uzatırım" diyen Adnan Polat'a bakıyorum, kongre üyesi olsam tanımadığım ve bilmediğim ötekine oy verirdim. Bektaşi hesabı... "Bundan kötüsü olmaz" diyerek... Hani şarabı tatmış da öbürünü tatmadan diğeri için 'Bu iyi' demiş ya... Aynı bu durum. Adnan Polat öyle bir başkanlık sergiliyor ki insanın otomatikman götürüp ötekisine oy veresi geliyor. Liseli bir
dazlak var öbür tarafta Allah'tan da her şeye rağmen kazanma şansı yok!.. Ama Adnan Polat kendine gelmezse iş olağanüstü kongreye kadar gider. Ortada bir
Suada ayıbı var,
Adnan Sezgin ayıbı var, bir de
Rijkaard ayıbı var. Bu ayıpları temizleyeceği ümidini vermeden kongreye girerse ne olacağı hiç belli olmaz.
EMRE'YE NİYE VERDİ!
_Arda'nın yokluğu ne kadar etkiledi Galatasaray'ı?
Messi'nin yokluğu Barcelona'yı ne kadar etkiliyorsa, Zidane'ın yokluğu Fransa'yı ne kadar etkiliyorsa, Arda'nın yokluğu da Galatasaray'ı o kadar etkiler. Ama Arda'ya kadar Trabzon ne futbol oynadı ki!.. Arda yokken Galatasaray, Ankaragücü'nü yenmedi mi?
_Emre Güngör sonucu belirleyen kritik bir hata yaptı. Servet oynasa farklı olur muydu?
Servet daha beter hatalar yaptı. Önemli olan şu; sene başından beri dilimizde tüy bitti. Aç Fotomaç'taki konuşmalarımızı... "Galatasaray'ın bu yan toplar ve geri paslardan dolayı başına iş açılıyor" dedim. Ama Rijkaard 'Yan pas, geri pas yapmayın' demiyor. Emre'ye o pası niye verdiler?
* RÖPORTAJIN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ...