Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, yeni sezon öncesi SABAH'a konuştu. İşte Aysal'ın çok konuşulacak sözleri: n Türkiye'de kulüp başkanlığı zor işmiş. Maddi zorluklar açısından söylemiyorum. Yöneticinin işi mali sıkıntıları çözmektir. Parayı, kurumsallığı bir şekilde yönetiyorsun da içeride ve dışarıdaki algıyı, sosyal yapıyı yönetmek çok daha zor.
En büyük şansım doğru adamlarla çalışıyor olmam. İşimi kolaylaştırıyor. Bugün artık Galatasaray, Fenerbahçe gibi kulüplerin başındaki adamların futboldan çok iyi anlaması gerekmiyor. O adamlar ikinci pozisyonda olmalı.
500 yıllık bir camia, 107 yıllık bir kulüp değişimi kolay kabul etmiyor. Zaten insanın doğasında değişime bir tepkisi vardır. Endişe duyulur. Birisinin çıkıp cesaretle bu adımı atmaması halinde ilerleme mümkün değil. Ben burada kalıcı değilim. Yaşım da müsait değil zaten kazık çakmaya... Belki işleyişi oturtmak için, birisi gelip yapılanları bozmasın diye bir dönem daha olabilir.
Galatasaray'ın geleceği futbol dışı gelirleri artırmaktan geçer. Böylece Real Madrid, Barcelona'nın bütçelerine yaklaşıp onlarla rekabet edebilirsin. Fubol dışı gelirleri artırmak için kulübün marka değerini artırmam lazım. Bunun da yolu başarıyı yakalamak. Bu nedenle bu transferlere yatırım diyorum. Ekmeden biçemezsin.
Geçen sezon bence en iyi transfer Muslera idi, bu sezon da Amrabat... Bizden gider mi? Giderse çok iyi olur. Sözleşmesinde 20 milyon euro çıkış parası yazıyor. 20 milyona yarın veririm. Ben işadamıyım. Malıma, projeme bağlanmam. Futbolcuma da... Değerini buldu mu, satarım. Piyasada binlerce oyuncu var. Akıllı olalım, en iyisini seçelim, bana para getirdiğinde güle güle.
Baros Kadıköy'de golü atsa kalırdı
Pino gitti, Kazım ve Baros'un bu ay gitmesi lazım. Baros'un bir-iki talibi çıktı ama kendisi istemedi. Bu sene son senesi hayırlısıysa. Bize hizmet de etti. Attığı goller var. Atamadığı da var. Kadıköy'dekini atsa kimse sattıramazdı bana onu. Vefa borcum olurdu. Geniş kadrodan rahatsız değilim. Çok değişik ülkelerin en iyi adamları var elinizde. Hem Avrupa, hem lig hem de kupa oynarken ara sıra birçok önemli isim de milli maçlara gidecek. Geçen sezon Eboue gittiğinde hocanın çektiği sıkıntıyı çok iyi gördüm. Devre başında 7 puan kaybettik.
Oooo; bu adam uçuyor
Geçen yılkiyle bu yılki transfer maliyetimiz arasındaki fark 2 milyon Euro... Artık Galatasaray'ın beklenti ve girdileri geçen yıldan çok daha yüksek. 52 bin kişilik stadı sürekli doldurmak için bir yatırım yapıyoruz. Hesaplı bir risk aldık. Maddi ayağı ve kurumsal ayağı oturtamıyorsan, başının üstünde dans etsen başarıyı yakalamazsın. 15 ay önce camiayı hatırlayın. Herkesin başı öndeydi. Hiçbir branşta başarı yok. Borç çok.. Nasıl kurtulacağız diye kafa yoruluyordu. Şimdi herkes 'Oooo; bu adam da uçuyor' diyor.
Çilek'i başkanı verdi de...
Çilek,pastayı prezantabl yapan süstür. Kurduğumuz takım başarıya endeksli. Ama bir de albenisi olacak. Kombine, tişört satacaksın. Bu isim korkutucu olacak, psikolojik faktör olacak. Bunlar pahalı. Kulüp başkanıyla da konuştum, kiralık olarak anlaştım. Ama oyuncu istemiyor. Belki ara sezona yetişir. Bitirebilseydik herkesin morali bozulur, takıma da katkı yapar.
Arda 2 yıl daha oynamalı
ARDA'YI geri istediniz mi? Ben istemedim. Arda bizi istedi. Bence iki yıl daha dışarıda oynamalı. Bugün dönmesi Galatasaray'ın lehine olur. Ama Atletico Madrid kabul etmez. UEFA şampiyonu takımın oyuncusunu 20'den aşağı satmaması lazım. Bu rakamı da ben ödeyemem. Ayrıca adamı tanıyorum. Gil, böyle bir şey olsa direkt beni arar. Birebir ilişkimiz var. Şu anda paramızı ödeyemiyor. Geçen seneki ödemeleri de çok geciktirdi. Büyük kolaylık gösterdik. Geriye dönüp baktığınızda Forlan- Reyes için pişmanlığınız var mı? Şampiyon olduk. Neticeye bakınca hiçbir şeye üzülmemem gerekir. O gün için kaygan zemin üzerinde gittik. Ben geçen yılki o hatayı bir daha yapmam. Beni gaza getirdiler. "İş bitti. Gel sadece el sıkışacaksın" dediler. Kontrol etmeliydim. Bir daha konuşup yüzde yüz garanti almadan ne giderim ne herhangi bir yerde buluşurum
G.Saray'a çatana cevap vermeliyim
FENERBAHÇE ile gerginlik nasıl çözülecek? Aziz Bey'in politikası, Galatasaray'ın sırtından Fenerbahçe'yi geliştirmek. Başka bir dayanağı yok. Ne kadar Galatasaray düşmanıysa o kadar Fenerbahçe başarı elde etmiş. Savunmasını bile Galatasaray düşmanlığı üzerine kurdu. "Ben suçsuzum, delili şudur. O şahit böyle diyor ama o şu gün buradaydı, ben şu gün şuradaydım. Bu iddianın şurası yanlış" demedi. Gene bize çattığında, "Lütfen kendinizi savunun. Biz sizin savunma yapıp bir an önce kurtulmanızı istiyoruz. Bize çatarak, başkalarını kirleterek savunma yapamazsınız" dedik. Mahkeme kararı çıktı; sadece "Geçmiş olsun" mesajı yayınladık. Bir ay sonra yine bize çattı. Ünal Aysal olarak umrumda değil. Benimle ilgili sözlerine yanıt vermedim. Ama Galatasaray'a çattığında, benim bir Galatasaray ceketim var, yanıt vermeliyim. Sert bir cevap vereyim önü kesilsin istedim. Fenerbahçe camiasını karşımıza almadan... Böyle bir adamla muhatap olmak istemiyorum dedim.
Sayın Demirören ile hiçbir sorunum yok
Beşiktaş ile, TFF ve Başkan Demirören ile sorunlar çözüldü mü? TFF Genel Kurulu öncesi prensip olarak iki şeye karşı çıktık. Bir kulüp başkanın federasyon başkanı olması ve tek adaylı seçim. Tek aday olursa seçim olmaz, bir dikte etme olur çünkü. Bu yüzden Genel Kurul'a gitsek de oy kullanmadık. Ama Sayın Demirören ile kişisel hiçbir sorunum yok. Beşiktaş durduk yerde, "Merhaba; sizin stadınızda oynayacağım" dedi. Sormadı bile. Önce, "Böyle bir düşünce var. Bunu nasıl çözeriz? Birkaç maç oynasak" de. Her işin bir adabı var. Beşiktaş ile sorunu çözdük de, diyalogların yanlış aksettirildiğini duyduk, çok üzüldük.