Bir ramazan gecesi. Ramazan 17 veya 27'sine tekabül ediyor. Efendimiz (s.a.v.) 40 yaşında. Hira'da. Mekke'ye hâkim dağın başında, mağarada. Biraz sonra o dar mekânda insan suretinde Cebrail görünür ve ilk vahyi söyler. Hz. Peygamber (s.a.v.) ilk anda belki farkında değildir ama, o son Peygamber olarak seçilmiştir. Hira, bunun Resulullah'a (s.a.v.) tebliğ edildiği yerdir. Yüce Allah Peygamberi'ne ilk tebliği Mekke'nin zirvesindeki bu tepede yapmayı irade edecektir. (Bakara, 185) Ramazan ayı Kuran-ı Kerim ayı olarak anılır. Bizler de bu ayımızı Kuran bilinciyle bilinçlendiğimiz bir muştuya çevirelim. Resulullah'ın (s.a.v.) okuduğu gibi Kuran okuyalım. O, Kuran-ı Kerim'i okuduğunda yavaş yavaş ve düşünerek okurdu. Mesela, "El-hamdu lillahi Rabbil alemin" der ve beklerdi. Sonra "Er-Rahmanir Rahim" derdi. Sonra durur; "Malikiyev middin" derdi. Fatiha'yı bile böyle kademe kademe okurdu. Okunan her Kuran harfi için ahirette bir manevi derece verilecek. Kul, manen yükseldikçe yükselecektir. Bu hususta en şanslı olanlar okuduğunun hakkını yaşayarak veren hafızlardır. Kuran-ı Kerim okurken ne çok bağırmak, ne de sessiz okumak tavsiye edilmemiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.) bir gece yanından geçtiği Hz. Ebu Bekir'in sessizce Kuran okuduğunu görür. Devam eder. Birazdan Hz. Ömer'i görür. O da seslice, bağırarak okuyordu. Ertesi gün iki dostunu da çağırır. Hz. Ebu Bekir'e niye sessiz okuduğunu sorar. Hz. Ebu Bekir; "Allah sessizleri de duyar. Ona duyurmaya ihtiyaç yoktu ki" der. Hz. Ömer'de der ki; "Şeytanları kovalıyordum. Onun için bağırarak okuyordum." Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur: "Ebu Bekir, sen sesini biraz yükselt. Ömer, sen de sesini biraz indir. Yani okurken bağırarak başkasının ilgisine muhatab olma veya ne okuduğunu anlamayacak kadar sessiz olma. İkisinin arasını bul." Kuran-ı Kerim'i düşünerek okumak lazım. Ve Kuran'ı terk etmemek gerekir. İbret almak ve hayata uygulamak gerekir. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyuruyor: Kim Kuran'ı öğrenir ve sonra terk ederse; Kuran mahşerde onun yakasına yapışır ve şöyle der; "Ya Rabbi senin bu kulun beni terk etti. Ve benimle amel etmedi. Aramızdaki hükmü sen ver." Dünyada iken Kuran'ı terk edeni, ahirette de Kuran terk eder. Okuduğunuz ayetleri anlayarak ve uygulayarak yaşarsanız, işte okuduğunuz o ayetler kabrinizde ve ahiretinizde size ışık ve dost olur. Bugün okurken elinize aldığınız Kuran, yarın sizin elinizden tutar. Ve cennetin sonsuz güzelliğinde bir insan suretinde sizinle beraber koşar.
"GECE YATAĞINA GİRDİĞİNDE AYET-EL KÜRSİ'Yİ OKU"
Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: Resul-i Ekrem (sav) beni ramazanda toplanan fitreleri korumakla görevlendirmişti. Bir gece bir adam geldi, yiyecekleri avuçlamaya başladı. Adamı tuttum ve "Vallahi seni Peygamber Efendimiz'in huzuruna götüreceğim" dedim. Adam: "Ben çok fakir biriyim" deyince ona acıdım ve bıraktım. Sabahleyin Allah'ın Elçisi: "Ebu Hureyre, dün gece tutsağın ne yaptı?" diye sordu. Ben de: "Ya Rasulullah, ihtiyaç içinde bulunduğunu, çocukları olduğunu söyleyince haline acıdım ve serbest bıraktım" dedim. Peygamber Efendimiz (sav): "O sana yalan söyledi, tekrar gelecek" buyurdu. Efendimizin (s.a.v.) bu sözü üzerine onu gözetlemeye başladım. Adam geldi ve yine yiyecekleri avuçlamaya başladı. O'na: "Ben seni Allah'ın elçisinin huzuruna çıkaracağım" dedim. Adam: - "Ne olur beni bırak gerçekten yoksul biriyim. Beni bırakırsan bir daha gelmem" dedi. Ben de acıdım ve onu salıverdim. Sabah olunca yine Rasulullah (sav): - "Ebu Hureyre, dün gece tutsağı ne yaptın?" diye sordu. Ben de: - "Ey Allah'ın elçisi, bana yine ihtiyaç içinde bulunduğunu, çocukları olduğunu söyledi. Ben de acıdım ve onu bıraktım" dedim. Efendimiz (sav) gülümsedi ve: "O sana kesinlikle yalan söyledi, tekrar gelecek" buyurdu. Ben de yine gelmesini bekledim. Gerçekten de geldi ve yine gizli gizli yiyecekleri avuçlamaya başladı. Onu tekrar yakaladım ve: - "Seni mutlaka Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) huzuruna çıkaracağım. Bu defa bana: - "Beni bırakırsan sana çok faydalı sözler öğretirim. Gece yatağına girdiğinde Ayet-el Kürsi'yi oku. O zaman Allah senin yanına devamlı bir koruyucu verir, sabaha kadar da şeytan sana yaklaşamaz" dedi. Öğrettiği cümleler üzerine onu salıverdim. Sabah olunca Peygamber Efendimiz (sav): - "Tutsağın dün gece ne yaptı?" dedi. Ben de: - "Ey Allah'ın elçisi, o adam bana fayda verecek bazı sözler öğreteceğini söyleyince onu serbest bıraktım" dedim. Efendimiz (sav): "Neymiş o sözler?" diye sordu. Ben de: "Yatağına girince, 'Allahu lâ ilahe illa hüvel' hayyü'l kayyum'u başından sonuna kadar oku, o zaman Allah senin yanına devamlı bir koruyucu verir, sabaha kadar şeytan sana yaklaşamaz' dediğini söyledim. Efendimiz (sav): "Kendisi yalancı olduğu halde bu sefer sana doğru söylemiş. Üç gecedir kiminle konuştuğunu biliyor musun Ebu Hureyre?" "Hayır, bilmiyorum Ya Rasulullah" dedim. "O şeytandı" buyurdu.
BÜYÜKLERİN DUALARI
İmam-ı Azam'ın duası: O yüceler yücesine isyan ettim, günahlar içine düştüm. Biliyorum, yapmamam gerekirdi. O gerçek bir sahiptir. O terbiye edendir. O çok merhametli olandır. O bağışlayandır. Allah, herşeye gücü yetendir. Kul muhtaç oldukça çokça verendir. Ey Mennan! İstemeden de veren, kul sıkışmasa da veren sadece sensin. Ey beni yaratan! Bak senin için gözlerim yaşarıyor. Senin için ağlıyorum. Sen de tövbemi kabul et. Hatalarımı bağışla. Ya Rabbi! Isyanıma, nefsime mağlup oldum. Bilemiyorum ki, bunun sonucunda kurtulacak mıyım, yoksa helak mı olacağım? Evet, evet. Günahlarım günden güne artıyor. Diğer yandan ömrüm günden güne azalıyor, farkındayım. Sana yöneldim Allah'ım. İşte şimdi ölüm yatağında insanların önünde uzanmışım. Bu zayıf kuluna merhamet et, ey merhamet edicilerin sahibi...
Soru-cevap
1- Müslüman bir kişi günah işlediği zaman imanı yok olur mu?
Müslüman kalmak ya da İslam'a girmek için Kelimei Şehadet'e inanmak yeterli olacaktır. İbadetleri ihmal etmek veya günah işlemek kişiyi dinden çıkarmaz ama günahkâr yapar.
2- Bazen içimden kötü duygular geçiyor. Bundan sorumlu olur muyum?
Kötü şeyleri düşünmek insanın kalbinde manevi siyah lekeler oluşturur. Bir müddet sonra da insanın içindeki sakınma duygularını yok edebilir. Bu nedenle de kötü duyguları bastırmak en doğru çözümdür. Kendinizi hayırlı ve güzel işlerle meşgul ediniz. Ancak sadece düşünmekle, düşüncenizi eyleme geçirmedikçe günaha girmezsiniz. Ama zıddını yaparsanız, yani iyi işler yapmayı diler de yapamazsanız sevaba girersiniz. Sadece düşünmekle bile sevap kazanırsınız.
3- Camilerde namazdan sonra toplu tespih çekiliyor. Bu Peygamberimiz döneminde uygulanıyor muydu? Bidat mıdır?
Namazlardan sonraki tespih uygulaması yani Sübhanallah, Elhamdulillah, Allahüekber tespihleri Hz. Peygamber döneminde topluca yapılmıyordu. Herkes kendi kendine okurdu. Ama daha sonraki dönemlerde bilmeyenler çoğalınca cemaatçe uygulanmaya başlandı. Bu yeni uygulama İslam'ın ruhuna aykırı değildir. Faydalıdır.