Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NİHAT HATİPOĞLU

Ramazan bitince defteri kapatmayın

Yüce Allah'ın 'ayların en hayırlısı' olarak bildirdiği mübarek Ramazan, bizleri de amellerin en güzeline ulaştırıyor. Ancak gerçek imana giden yol, her günü Ramazan gibi yaşamaktan geçiyor

Amel defterinizi Ramazan'da iyiliklerle doldurdunuz. Oruç tuttunuz, namaz kıldınız, gülümsediniz, komşunuza ikramda bulundunuz, fitrenizi çıkardınız, daha sevecen ve affedici oldunuz, sizi kıranı kırmadınız, kem gözle bakmadınız, özetle Ramazan şuuruna uygun ibadetler yaptınız.
Peki bundan sonra ne yapacaksınız?
Kendinize yeni dönemde - önümüzdeki Ramazan'a kadar - bir yol haritası çizdiniz mi? Namazla, diğer ibadetlerle aranız nasıl olacak?
İnşallah Ramazan bitince amel defterinizi katlayıp da gelecek Ramazan'a kadar ibadetlerinize ara vermezsiniz. Sizin için duam bu.

YARIN RAMAZAN BAYRAMI
Yarın ibadetlerinizi yapabilmenin bayramını kutlayacaksınız. Gülümseyeceksiniz. İnsanlarla selamlaşacaksınız. Fakiri hatırlayacaksınız.
Baba ve annelerinizi ziyaret edip dualarını alacaksınız. Vefat etmişlerse belki mezarlarını ziyarete gidersiniz. Gitmelisiniz de. Çünkü onlar orada sizi bekleyecekler. Hayattayken bekledikleri gibi.
Çocuğunuzun elinden tutup sabahın erken saatlerinde camiye gideceksiniz. Orada hocamızın güzel vaazını dinleyeceksiniz. Yolda gördüğünüz herkese selam vereceksiniz. Çünkü Peygamberimiz (sav) 'selamı yayın' buyuruyor. Tanıdığımıza zaten selam veriyoruz. Önemli olan tanımadığımıza selam vermektir. Onların gönlünü kazanmaktır.

Yüce Allah'a ahdinizi diri tutun
Şöyle veya böyle, Ramazan bitti. Ama güzel alışkanlıklar edindik. Hayır ve hasenatımızı çoğalttık. Duygulandık. Yer yer gülümsedik.
Şimdi yeni bir koşuşturma başlayacak. Dünyanın hengâmesine kapılacağız, koşacağız. Koşturacağız. Ama ne olursa olsun Yüce Allah'a verdiğimiz söze sadık kalalım. "Seni Rab kabul ettik. Sen bizim Rabbimiz'sin." sözüne ve ahdine sadık kalalım. Rabbim ramazan boyunca yaptığınız bütün dualarınızı kabul etsin. Ramazan bayramınızı tebrik ederim. Allah yar ve yardımcımız olsun.

KURAN'IN HEDEFLEDİĞİ MÜMİN'İN BAZI ÖZELLİKLERİ (II )

Hilm (yumuşaklık) sahibi olmalıyız. Ancak hilmimiz ölçülü olmalı ve aşağılanmayı kabul etmemelidir.
Haya sahibi olmalıyız.
Emaneti yerine getirmeliyiz.
Hüsn-ü zan sahibi olmalı ve güzel bir şekilde konuşmalıyız
Kullanacağımız sözü, düşünerek ve en güzel şekilde ifade etmeliyiz. Aceleci olmamalıyız.
Her zaman helal rızk talep etmeliyiz.
İnsanlarla güzel ilişkiler kurmalıyız.
Yüce Allah'ı bilmeli, Allah'tan utanç duymalıyız.
Bütün işlerde Allah rızası korkusunu ölçü almalıyız.
Kötü niyetlilerden uzak durmalıyız. Yanımızda bir Müslümanın aleyhinde konuşturmamalıyız.
Daima tefekkür ve ibret ile bakmaya devam etmeliyiz.
İnsanlarla ilişkide ve geçimde güzel ve yumuşak olmalıyız.
Küçüklere, yetimlere, hayvanlara, hastalara, fakirlere ve zayıflara merhametli davranmalıyız.
Her zaman en yüksek yerde olmayı istemek bir manevi hastalıktır. Dikkat etmeliyiz.
Allah'tan ümit kesmeyeceğiz.
Başkalarına karşı ince anlayışlı, yufka yürekli olmalıyız.
Cömertlikten vazgeçmemeliyiz.
Her işimizde müsamahakar olmalıyız.
Doğru bildiğimizde cesur olmalıyız.
Mümin karakterli olur. Kimseye eğilmemeliyiz.
İyi işleri bitirmede menfaatsiz aracı olmalıyız. Bu, yardımlaşmadır.
Nimetlere şükretmeliyiz.
Sıkıntılarda Yüce Allah'tan namaz ve duayla sebat göstermeliyiz.
Aleyhimize de olsa doğru sözlü olmalıyız.
İşlerin olumlu olanını tercih etmeliyiz.
Sadakatten ayrılmamalıyız.
Kardeşlik hukukuna riayet etmeliyiz.

BÜYÜKLERİN DUALARI
Peygamberimizin Hz. Ebubekir'e öğrettiği duâ

Allah'ım, Peygamberin Muhammed, dostun İbrahim, sırdaşın Musa, kelime ve ruhundan olan İsa hürmetine, Musa'ya inenTevrat, İsa'ya inen İncil, Davut'a inen Zebur, Muhammed (s.a.v.)'e inen Kur'an hürmetine, Bütün peygamberlerine indirdiğin vahiy hürmetine, Mahlukatın üzerindeki kaza ve takdirin, senden isteyenlere verdiklerin; fakir ettiğin zenginler, zengin ettiğin fakirler, hidayete ulaştırdığın kimseler hürmetine, Kur'an-ı Kerim'de olan Samed, Ehad ve Tahir isimlerin hürmetine, Gündüzleri aydınlatıp geceleri karartan ismin hürmetine, Azamet ve kibriyan ve Zatı'nın nuru hürmetine, Senin kuvvet ve kudretinle Kur'an-ı Kerim'i okuyup anlamamı ve bütün hareketlerimi ona uydurmamı senden dilerim. Güç ve kuvvet ancak sendendir. Ey merhametlilerin en merhametlisi!

SORU - CEVAP
1- Neden bütün dualar kabul olmuyor?
Bütün dualar karşılık görür. Her istediğimiz birebir gerçekleşmeyebilir. Çünkü her dua kabul olursa, evrenin dengesi bozulur. Herhangi birimizin diğeri hakkındaki duası veya bedduası anında kabul olsa dengeler değişir. Her şey altüst olur. Siz duanıza devam edin. Bilin ki, bu dualarınız belki bir şerre engel oluyor veya belki de başka taleplerinizin kolaylaşmasına zemin hazırlıyordur. Yeter ki siz ümidinizi yitirmeden meşru şeyleri istemeye devam ediniz. Her dua kabul olur. Belki zamanı vardır.

2- Alzheimer hastası olanlar ahirette sorgu meleklerine cevap verebilecek mi?

Bu dünyadaki durumlarımız mezara yansımaz. Hastanın aklının en iyi olduğu andaki bir bilgiyle sorgu melekleri soru soracaktır. Kişi alzheimer hastalığına yakalanmadan önce ne kadar İslamı biliyor ve yaşıyor ise onunla sorumlu olacaktır.

3- Peygamberimizin ismi her anıldığında salat ve selam getirmeli miyiz?

Evet, Hz. Muhammed (s.a.v) şöyle buyuruyorlar; 'En cimri insan benim adım anıldığında bana Salât-ü Selam getirmeyendir' diyor. Onun için Hz. Muhammed adını duyduğumuzda sallallahu aleyhi ve sellem (s.a.v.) demek zorundayız. Bu, bir Müslüman için bir görevdir. Bazı İslam alimleri ise hayatta bir defa Salât-ü Selam getirmekle o yükümlülük yerine getirilmiş oluyor diyor. Hayatta her Müslüman bir kez Salât-ü Selam getirmiştir. O farz olan tarafını yapmıştır işin sünnet tarafı devam etmektedir. Bol bol Salât-ü Selam getireceğiz çünkü her Salât-ü Selam bir berekettir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA