KATILIMCI BABALARIN SAYISI ARTIYOR
Özgür Poyrazoğlu ajans başkanı ve girişimci. Ama o aslında Türkiye'deki ilk babalık bloglarından babaolmak.com'un yaratıcısı. Eşinin hamile olduğunu öğrendiği an açmış bu blogu. Baba adaylarının sıklıkla başvurduğu annelerin de takip ettiği bir blog burası. Poyrazoğlu "Fikren çok hazır olduğumuz bir sırada planlı bir hamilelik süreciydi bizimkisi" diyor. Bunun için de kendini babalığa hazırlamış. Poyrazoğlu'nun babalığa bakışı oldukça ufuk açıcı: "Benin inandığım şey 'annelik' ya da 'babalık' değil 'ebeveynlik' diye tek bir pozisyon olduğu. Bir çocuk için her ikisinin de birebir eşit önemde olduğu. Dolayısıyla bir çocukla ilgili her sorumluluğun da bu iki kişi tarafından eşit olarak yüklenilmesi gerektiğini düşünüyorum." "Babalık sürecinde sizi neler zorladı?" diye sorunca "Öğrenmenin zor geldiği herhangi bir şey olmadı. Özel olarak öğrenilen bir şey de yok bana kalırsa. Yaşıyorsun ve yaşarken de çözüyorsun her şeyi. Bunun yetiştirilmeyle de ilgisi olsa gerek. Dolayısıyla kendi ebeveynlerime teşekkür etmem gerekir bununla ilgili. Ama kendimi çok zorladığımda, bebek tırnağı kesmek diyebilirim. Bu konuda hâlâ sıkıntım var galiba" diyor. Blogu nedeniyle toplumdaki babalık algısının değişimini daha iyi gözlemlediği bir gerçek. "Nedir peki bu değişim?" dediğimiz zaman "Katılımcı babaların sayısı artıyor elbette" diye cevap veriyor. "Ama" diyor "Site üzerinden benle iletişime geçen babaların sayısı azımsanmayacak kadar olsa da erkeklerin çok sosyal ve paylaşımcı olmadığını söyleyebilirim. Bloguma yorumlar ve e-postalar genellikle kadınlardan geliyor. Erkekler, toplumumuzdaki kodları sebebiyle duygularını pek de dışa vurmuyor. Babaolmak.com'un belki de en önemi başarısı bu konuda iyi bir örnek oluşturması ve arkasından pek çok baba bloğunun ortaya çıkması oldu."
PRATİK OLARAK ZOR GELEN BİR ŞEY YOK
Emrah Yaralı yayıncı. Radikal Baba kitabının çıktığı Habitus Yayınları'nın genel yayın yönetmeni. Bu kitabı yayımlamasının sebebi de algıda seçicilik aslında. Yaralı "Elbette baba olunca kitap çıkarma süreçlerimiz de değişti. Yayınevimiz Habitus'un Minör ve Majör dizisi bu anlamda hareketlendi. Yine olacaktı belki ama süreci hızlandıran faktör babalık oldu" diyor. Kendisi katılımcı bir baba ama bir karar alarak başlamamış süreç "Bu bir karar değil sizin hayatı yaşama şekliniz" diyor. 'Her zaman her yerde anca beraber kanca beraber' ilkesiyle eşiyle yürüttüğü ilişkinin doğal sonucu olarak katılımcı babalığı yaşıyor. "Zorluk yaşadınız mı?" diye sorunca "Pratik olarak zor gelen hiçbir şey yok ama başka bir hayata geçildiği de aşikar -sadece erkek için değil kadın için de başka bir hayattan söz ediyorum- ve o hayata uyum sağlama süreci biraz zor olabilir. Hayatınızdaki tüm ilişkiler yeniden tanımlanıyor çünkü artık tek başınıza değilsiniz her şeyden sınırsız sorumlusunuz" cevabını veriyor. Oğlu Dünya ile daha fazla vakit geçirmek istiyor: "Dünya'yla birlikte olma isteğim ağır bastığı için evden çalışma sıklığım arttı; birlikte olmak ve oynamak daha tercih ettiğim bir hal oldu." Tabii baba olmak onu değiştirmiş: "Duygusal açıdan daha yumuşak ve daha sert olduğum noktalar değişti diyebilirim. Eskiden verdiğim tepkilerle şimdiki tepkilerim arasında farklılık söz konusu" diyor.
EVLAT SEVGİSİ İNSANI BAŞTAN YARATIYOR
Hakan Vreskala müzisyen. İsveç-Türkiye hattında yaşıyor. En son Ahmet Kaya için çıkarılan ...bir eksiğiz albümünde Kum Gibi şarkısını yorumladı. O da katılımcı babalığı bir kararla seçmemiş. İsveç'te yaşadığı için biraz da o toplumun şartlarıyla böylesi bir yola girmiş. Oğlu Sarp'tan bahsederken gözlerinin içi parıldıyor. "Babalık olayını başlarda hiç kavrayamadım sonra da bir anda tüm hayatımı değiştirdiği için depresif bir dönemim olduğunu itiraf etmeliyim. Özellikle ilk dönemler karşılıksız özveri, uykusuzluk ve yoğun bir fiziksel mücadele beni yıprattı, şok etti. Hatta herkes gibi kendi halime acıdığım zamanlar oldu. Bir miktar ego törpüsü, kendini daha az ciddiye alma, zamanla gelişen empati duygusunun bencilliği yenmesi ve evlat sevgisi insani baştan yaratıyor" diyor. "Katılımcı baba olunca ne gibi bir dönüşüm yaşıyor insan?" deyince, "Hep birkaç adım ileriyi düşünmek durumundasınız. Gittiğin her yerde çocuk için ne buluruz, nasıl gideriz, saat kaç gibi uykusu gelir, uykusu kaçarsa ne yaparız gibi sorulara cevap bulmak zorundasınız. Yanınızda hep ıslak mendil ve bir muz bulundurma gerekliliği var. Çocuksuz arkadaşların 'Abi atla gel taksiye ne olacak çocuk yanında büyüsün, bu kadar elit olma' gibi çağrılarına 'Geri zekalı dostum orada sigara içiliyor, hem gelmek istesem bile takside çocuk koltuğu yok' gibi banal cevaplar vermek" diye cevap veriyor.
ISTIRAP ÇEKMEYE GEREK YOK
Babalara kendi deneyiminden yola çıkarak bir de tavsiyesi var: "Öğrendiğim en önemli şey çocuğu engel olarak görüp kendine ıstırap çektirmektense, yaptığın makul şeylere çocuğu da dahil edip birlikte keyif almak." Tabii katılımcı baba olmanın avantajlarına gelince. Vreskalı "Sürekli bana en yakın arkadaşım olduğunu söylemesi ve aslında gün içinde defalarca yaşanan o muazzam baba oğul anları, baba olabilmiş olmanın yarattığı o büyülü ruh halini doğrulayacak olaylar, aslında her gün defalarca yaşanıyor" diyor. Baba olduktan sonra çok daha kibar, empati sahibi, baskı kaldırabilen ve sorun çözme eğilimli olduğunu söylüyor. "Galiba" diyor "İnsan oldum."