UZMANLAR YETERSİZ
Bu konuya tabiri caizse 'kafayı takmış' isimlerden biri de gazeteci Sefer Darıcı. Darıcı, Dr. İbrahim Bilgen ve yazar Aytunç Altundal ile birlikte A Haber'de yayınlanan Deşifre programına katıldı ve subliminal mesajlar konusunda önemli açıklamalar yaptı; programda, reklam ve çizgi filmlerden seçtiği bazı örnek görüntüler gösterdi. Darıcı bu yöntemin Türkiye'de de yaygın olarak kullanıldığını söylüyor: "Türkiye'de halk arasında fazla bilinmese de subliminal mesajlar maalesef birçok alanda yaygın olarak kullanılıyor. Kızıl ötesi ışınlar ve düşük frekanslı reklamlarla gizli propaganda yapılıyor. Özellikle büyük markalar reklamlarda ve gizli örgütler sinema yapımlarında subliminal mesajlar kullanarak izleyiciyi manipüle ediyor." Darıcı'nın dikkat çektiği bir başka konu ise çizgi filmler: "İşin en korkunç tarafı bu tekniğin hedefinde çocukların da olması. Masum zannettiğimiz çizgi filmlerin arasına pornografik resimler ya da şiddet içeren görüntüler koyulabiliyor. Bunlar çocuklarımızı olumsuz davranışlara yönlendirebiliyor." Başta ABD olmak üzere dünyada 55 ülke 'subliminal mesajların' kullanılmasını yasaklamış durumda. Türkiye de subliminal mesajları yasaklayan ülkeler arasında. 3984 sayılı kanunun 24. maddesi 'bilinçaltına yönelik reklamları' yasaklıyor. Bu hüküm başka kanun ve yönetmeliklerle de destekleniyor. Ama Darıcı o konuda da dertli: "Bu mesajlar sadece ticari amaçlarla değil, sapkın bazı örgütlerin propagandası için de kullanılabiliyor. Mesajlar ancak bazı programlar yardımıyla ve yöntemleri bilen kişilerin yapacağı incelemeyle bulunabiliyor. Türkiye'de ne yazık ki bu konuda yapılmış bilimsel çalışmalar ve uzman sayısı yetersiz. Malesef bunu deşifre edecek kadrolara sahip değiliz. Hükümet bir an önce bu konuya önem vermeli ve tedbirler almalı."
SUBLİMİNAL MESAJIN TARİHİ
Araştırmacı yazar Aytunç Altundal bu mesajların kullanılmaya başlanmasının 16. yüzyıla kadar götürülebileceği görüşünde. Ama kitle iletişim araçları aracılığıyla kullanılmaya başlaması 20. yüzyılın başlarına rastlıyor. 1920'li yıllarda BBC ilk radyo istasyonunu faaliyete geçiriyor. Halk bu icadı kabul etmiyor ve onu 'şeytanın sesi' olarak görüyor. Bunun üzerine radyodan yayılan sesin arkaplanında çok da belirgin olmayan bir biçimde 'radyonun aslında ne kadar yararlı bir iletişim aracı olduğuna' dair propaganda konuşmaları yapılıyor. Bu yöntemin radyoya yönelen ön yargının kırılmasında etkili olduğu söyleniyor. 2. Dünya Savaşı sırasında bu yöntem Tachistoscope adı verilen cihaz kullanılarak ABD'li pilotlar üzerinde deneniyor. Tachistoscope cihazı aracılığıyla pilotlara izlettirilen ve saniyenin üç binde biri kadar kısa bir sürede gösterilen imajlarla ABD'li savaş uçağı pilotlarının düşman uçaklarla dost uçakları ayırması sağlanıyor. 1957 yılında ABD'li yazar Vance Packard, The Hidden Persuaders adlı kitabını yazdı ve subliminal mesajların insanları ihtiyaçları olmayan şeyleri satın almaya ikna ettiğini iddia etti. Aynı yıl James Vicary efsanevi deneyini yaptı. New Jersey'deki bir sinema salonunda Picnic adlı filmin gösterimi sırasında 'tachistoscope' cihazıyla ekrana bazı yazılar yansıttı. Film süresince, her 5 saniyede bir flaş şeklinde patlayan bu mesajlarda 'Aç mısın?', 'Cola iç, patlamış mısır ye!' yazıyordu. Saniyenin üç binde biri kadar kısa bir süre sinema perdesinde göründüğü için mesajları kimse fark etmedi. İzleyicilerin hiçbiri bu mesajları bilinçli bir şekilde algılayamadı, ancak bilinçaltları ikna oldu. Sonuçta popcorn satışı yüzde 57.8, Cola satışı yüzde 18.1 oranında arttı. Subliminal mesajların yayılmasında akla ilk olarak 25. kare yöntemi geliyor. Ama bugün 25. karenin dışında perdeleme, zemine döşeme, zamana ve ışığa yayma, geçiş kapama, kare boğma, akış uyutma, görüntü yedirme gibi pek çok farklı teknikler mevcut.