Rhode Island College'daki birinci sınıf öğrencisi, bir internet sitesinin evsizlerle ilgili Sıkça Sorulan Sorular kısmından alıntı yaptı ve sayfada yazar belirtilmediği için kaynak göstermeye gerek duymadı. Chicago'daki DePaul Üniversitesi'nde bir öğrencinin intihal yaptığını ortaya çıkaran şey, internetten aldığı birkaç paragrafın mor renkte olmasıydı. Profesörünün gönderdiği yazı eğitmeniyle yüz yüze geldiğinde, kendini savunma ihtiyacı hissetmedi. Sadece mor metni siyaha nasıl çevirebileceğini öğrenmek istedi. Profesörler başkalarının yazılarına referans verme ve alıntılar için biçim kılavuzlarına uymaları için öğrencileri tembihleyerek intihalle baş etmeye çalışırdı. Ancak intihallerle karşılaşan yazı eğitmenleri ve disiplinden sorumlu görevlilere göre, artık öğrenciler başkalarına ait olan cümleleri alıp kullanmanın ciddi bir akademik suç olduğunu anlamıyor. Dijital teknolojilerin intihali kolaylaştırdığı kesin. Ama bu hiçbir şey. İnternet, dosya paylaşma, Wikipedia ve Web sitesi linkleriyle büyüyen öğrencilerin herhangi bir metin ya da resimle ilgili eser sahipliği kavramını algılama biçimini de değiştiriyor. Güney Carolina'daki Clemson Üniversitesi'ndeki Akademik Dürüstlük Merkezi'nin Başkanı Terese Fisherman, "Bir yazarı yokmuşçasına, uzay boşluğunda asılı gibi duran bilgilerle büyüyen koca bir nesil var" diyor. Akademik Dürüst lük Merkezi'nin kurucularından olan Rutgers Üniversitesi'nden İşletme Profesörü Donald L. McCabe, 2006-2010 arasında yapılan anketlerde 14 bin öğrenciden yüzde 40'ı yazılı ödevlerde kopya çektiğini itiraf etti. Belki de en önemlisi, kısa süre önce yapılan bir ankette internetten bilgi aşırmanın "ciddi bir suç" olduğunu düşünenlerin sayısının azalarak yüzde 29'a düşmesi. 2000'li yılların başında bu oran yüzde 34'tü. Rutgers'in New Jersey, Camden'daki kampüsünde okuyan 31 yaşındaki son sınıf öğrencisi Sarah Brookover, "Bu nesil hep medyanın ve fikri mülkiyet haklarının eski ağırlığına sahip olmadığı bir dünyada yaşadı. Karşısına geçtiğiniz bilgisayarla büyük ihtimalle yasadışı bir şekilde müzik indirdiniz ve bedava videolar izlediniz" diyor. Rapor edilen intihal oranlarının yüksekliğinden rahatsız olan Indiana'daki Notre Dame Üniversitesi'nden Antropolog Susan D. Blum, öğrencilerin eser sahipliği kavramını ve yazılı kaynakları nasıl gördüğünü anlamaya karar vermiş. Geçen yıl "İntihal ve Üniversite Kültürü" isimli kitabı yazan Blum, "Bugün öğrenciler metinleri ve onları yazanları ve alıntılayanları anlama sürecinde bir dönüm noktasında" diyor. Öğrencilerin kendilerine özgü bir kişilik geliştirmektense, birçok farklı kişiliği tecrübe etmek istediğini söylüyor. Bu da internet tabanlı sosyal ağlarla mümkün. Blum, öğrenci davranışlarıyla ilgili, "Eğer kendinizi tamamıyla özgün olarak yansıtmak gibi bir endişeniz yoksa, başkalarının kelimelerini kullanabiliyor, inanmadığınız şeyleri söyleyebiliyor, görevi yerine getirdiği için hiç de umursamayacağınız makaleler yazabiliyorsunuz ki bununla da bir şey teslim edip not alıyorsunuz" diyor. Indiana Üniversitesi'nden son sınıf öğrencisi Sarah Wilensky'e göre intihalin popüler akademik teorilerle bir bağı yok. Wilensky'e göre en büyük neden, öğrencilerin akademik yazımın gerektirdiği entelektüel birikime sahip olmadan liseden mezun olmaları. İntihal konusunda bir geri adım atmanın yaratıcılığı değil, tembelliği besleyeceğini söylüyor. "Bir proje için oradan buradan aldığınız şeyleri birleştiriyorsanız, herhangi bir fikir üretmiyorsunuz demektir" diyor. California Üniversitesi'nde disiplin kuruluna bildirilen 196 intihal vakasının büyük bir çoğunluğu kaynak gösterme ihtiyacından haberdar olmayan öğrencileri içermiyordu. 32 bin kişilik kampüste disiplin ofisinin başındaki Donald J. Dudley'e göre intihalden dolayı ona gönderilen öğrenciler yaptıklarının yanlış olduğunu biliyor ancak kendi yazılarını yazmak için bir çaba göstermek istemiyordu. "Yazmak zor bir şey. Bunu iyi yapmaksa zaman ve pratik gerektiriyor" diyor.