VARŞOVA - Büyük alışveriş merkezlerinde saatlerce dolaşan genç kızlar, marka kot pantolonları, Nokia cep telefonları ve hatta bir çift çorap karşılığında bedenlerini satıyorlar. Genç film yapımcısı Katarzyna Roslaniec, alışveriş merkezlerindeki yüksek topuklu çizmeli bu kızları ilk kez üç yıl önce fark etmiş. Onları izlemiş ve sigara içerken sohbet etmişler. Bunu izleyen altı hafta boyunca, genç kızlar kendisine seks hayatlarını, "sponsor" adını verdikleri erkekleri, pahalı markalara olan tutkunlarını, hayatlarında var olmayan anne babalarını, prematüre hamileliklerini ve kaybolan hayallerini anlatmışlar. 29 yaşındaki Roslaniec, "kaybeden" kelimesi gibi acı dolu kelimeleri kullandıklarını hatırlayarak bu sırları bilgisayarına aktarmış. Onlarla konuşmaya Polonya'da Facebook'a eşdeğer bir ağ olan Grono.net üzerinden devam ediyor. Kısa sürede, düzinelerce alışveriş merkezi kızından oluşan bir ağa sahip olmuş. Sonuçta karanlık, etkileyici kurgusal bir film olan "Galerianki" (Alışveriş Merkezi Kızları) ortaya çıkmış. Filmin galası sonbaharda Polonya'da yapıldı ve Komünizmin çöküşünden 20 yıl sonra, bu Katolik muhafazakâr ülkede ahlaki çöküşle ilgili ulusal bir tartışmayı alevlendirdi. Kendilerini seks çalışanı olarak görmedikleri ve hayat kadını olmadıkları görünümü yaratmak amacıyla, müşterilerini "erkek arkadaş" ya da "yardımsever" olarak tanımladıkları için, bu merkezlerdeki kızların gerçek sayısının kaç olduğunu söylemek zor. Ancak Polonyalı sosyal görevliler, Batılı tüketim kültürünün Doğu Avrupa'nın eski Komünist ekonomisinde çöküşünün yan etkisi olarak bu tip kızların sayısının gittikçe arttığını söylüyor. Tartışmayı başlatan film, giysi tutkularını gidermek için alışveriş merkezlerinin soyunma odalarında cinsel ilişkiye giren dört kızın hikâyesini anlatıyor. Film o kadar ses getiriyor ki, aileler kızlarına örnek teşkil etmesi korkusuyla filmin ülke genelinde dolaşan DVD'lerine el koyuyorlar. Bir kısmı orta sınıf ailelere mensup Katolik kızların, bir Chanel eşarp ya da bir akşam yemeği için fahişelik yaptığının ortaya çıkması, burada çoğu insanın materyalizmin ülkenin ruhunu kirletip kirletmediğini sorgulamasına yol açtı. Alışveriş merkezi kızları arasında popüler olan dans kulübü Space'te geçenlerde bir gece, vücutlarını sıkıca saran kıyafetler içinde düzinelerce genç kız, kendilerine 13 dolarlık kokteyl alan oldukça yaşlı erkeklerle, Lehçe hip-hop müziği eşliğinde dans ediyorlardı. Soyadını vermek istemeyen 18 yaşında işsiz Sylwia, 31 yaşında yeni tanıştığı bir erkeğin bacağını okşarken, "Hayat Varşova'da çok pahalı" diyor. Roslaniec, alışveriş merkezi kızlarını kapitalizmin kızları olarak tanımlıyor. "Kendilerini yeni bir araba ya da yeni bir çamaşır makinesi alma yarışında kaybeden ebeveynler eve çok az geliyorlar" diyor. "14 yaşındaki bir kızın, ailesinin kılavuzluğu olmadan şekillenemeyecek değer yargılarına ihtiyacı var. Sonuç olarak duyguların olmadığı soğuk hesaplardan oluşan bir dünyada yaşıyorlar."