Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yıllık 150 milyon kapasitesiyle dünyanın en büyük havalimanı olan İstanbul'un üçüncü havalimanının temelini attı. Erdoğan, ilk etabının açılışının 29 Ekim 2017'de yapılacağını belirterek "Bugün biz sadece bir havalimanı değil aslında bir zafer anıtı inşa ediyoruz" dedi. Yap işlet devret modeliyle Cengiz-Kolin-Limak- Kalyon-Mapa Konsorsiyumu'nun inşa edeceği İstanbul'un üçüncü havalimanının temeli dün Arnavutköy'de atıldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de mesaj gönderdiği törene kabinenin 13 bakanı katıldı. Başbakan Erdoğan, özetle şöyle dedi:
TARİHİ GÜN... İstanbul bugün tarihi günlerinden birini yaşıyor. Sadece İstanbul değil Türkiye tarihi bir anı yaşıyor. 6 kıtanın bütün dünyanın en büyük havalimanı işte bugün burada yükselmeye başlıyor. Şahsen bu tarihi ana şahitlik etmenin bahtiyarlığı içindeyim. İstanbul, Türkiye, insanlık adına büyük heyecanı yaşıyor buna şahitlik ediyor olmanın iftiharı içindeyim. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bugüne 91 yılda nice büyük yatırımlara projelere şahitlik etti. Ancak bugün temelini atacağımız bu proje 91 yıllık süreçte çok çok farklı bir yerde. Büyüklüğüyle, kapasitesiyle, ihtiva ettiği önemiyle bu proje cumhuriyet tarihimizin en büyük projelerinden biri olma özelliğini taşıyor.
77 MİLYON GURUR DUYSUN... Sadece büyüklüğüyle değil yeşiliyle, sosyal alt yapısıyla dünyanın en modern havalimanını Türkiye'ye, inşallah dünyaya kazandırmış olacağız. İnşallah havalimanı tamamlandığında doğu ile batı kuzey ile güney arasında çok önemli bir merkez haline gelecek. Bu havalimanıyla Türkiye'nin ticareti daha da canlanacak, ekonomisi daha da büyüyecek. Bu havalimanı kamu kaynaklarıyla değil, özel sektörümüzün kaynaklarıyla yap işlet devret modeliyle inşa edilecek. Havalimanının inşası özel sektör tarafından gerçekleştiriliyor. 25 yıl buranın işletmesini bu firmalarımız yapacak, ayrıca devlete bunun karşılığında kira ödeyecekler. Yani kamu kaynaklarını kullanmadığımız gibi bu havalimanı sayesinde kamuya çok önemli miktarda kaynak kazandırmış oluyoruz. Bu yatırımın bugün burada temelini atarken 77 milyonun her bir ferdinin gurur duymasını, ülkesiyle iftihar etmesini istiyorum. Türkiye artık bu seviyelere ulaştı.
GEZİZEKÂLILAR HAZMEDEMEDİ... Biliyorsunuz geçen yıl mayısta bazı "Gezi"zekâlılar türedi. Bu "Gezi"zekâlılar maalesef bu havalimanını hazmedemediler. Çünkü onların böyle devasa bir havalimanı yapılmasını tahayyül etmeleri mümkün değildi. Zira onların hayalleri bizim fiillerimizin ulaştığı yere ulaşamaz. Ve onlar Türkiye'yi hala 12 yıl önceki gibi görmek istiyorlar. Biz ise öyle değil, biz dünyada Türkiye'nin marka olduğu günlere dönmek istiyoruz.
Yakın çevreden Yavuz Sultan Selim Köprüsü de geçecek. 5 bin kişi de orada çalışıyor. Bizim işimiz var, işimiz, biz bu ülkeye aşığız, bu millete aşığız. Biz dertliyiz. Çok işimiz var. Bunları birlikte yapacağız.
Bugün temelini atacağımız bu büyük proje tüm projelerimizi taçlandıran bir proje. Sembolik anlamı var. Bu proje Türkiye'nin artık nerelere ulaştığını gösteriyor. Türkiye'nin artık neleri başarabildiğini gösteriyor. Bu büyük proje Türkiye'nin artık hangi kulvarda yer aldığını tüm dünyaya gösteriyor.
ZAFER ANITI... Sadece 33 yıl önce 1981'de bir işadamı bayrak direği için ip imal etmişti. İthal edilen bayrak direği ipi artık Türkiye'de üretilir hale geldiği için o zaman sevinmiştim. Bu kadar basit bir şey bile bizi heyecanlandırmaya yetiyordu. Başarışa, zafere susamıştık. Başarıya, rekorlara olan susamışlığı giderdik. Hayallerin gerçeğe dönüşmesinin mümkün olduğunu gösterdik. Özgüvenle, akılla, imanla, kardeşlikle Türkiye'nin neleri başarabileceğini herkese ispat ettik. Bugün biz sadece bir havalimanı değil aslında bir zafer anıtı inşa ediyoruz. Biz sadece havalimanı değil milletin özgüvenini inşa ediyoruz.
TUZAKLARI BOZDUK... Biz bu havalimanı ihalesini 3 Mayıs 2013'te, 13 ay önce yaptık. Bir süre sonra Türkiye'de bir nükleer santral yapmak için Japonya ile mutabakata vardık. Daha önce Rusya ile Mersin Akkuyu için nükleer enerji için anlaştık, ikincisini Japonlarla yapmak üzere anlaşmayı imzaladık. 19 Mayıs'ta 29 yıl aradan sonra IMF'ye borcumuzu sıfırladık. Bunlar birilerini çok rahatsız etti. Bu küresel, büyük projeler başarılar birilerini ciddi şekilde tedirgin etti. Geçen yıl bu büyük sevinçlerin yaşandığı bir dönemde sokağa çıkanlar, günlerce cam, çerçeve indirenler, günlerce polisle çatışanlar arkalarında kan, ölüm, gözyaşı bırakanlar aslında hiçbir zaman neye karşı çıktıklarını neye alet olduklarını anlamadılar ve anlayamayacaklar. Onlar maşa olarak kullanıldılar. Türkiye kabuğunu kırarken, Türkiye makus talihini yenerken, tarihi nitelikte başarılara imza atarken o sokağa çıkanlar Türkiye'nin o kutlu yürüyüşünün durdurulması, engellenmesi için açık şekilde kullanıldılar. O kadar gafiller ki. Onların derdi ne ağaçtı ne fidandı ne çiçekti. Bu, kendilerini solcu, çevreci, ulusalcı, antikapitalist Müslüman, böyle bir şey de çıktı, muhalif böyle zannediyorlardı. Ama Türkiye karşıtı bir eylemde sadece piyon olarak kullanıldıklarını hiç anlamadılar, anlayamadılar. Bu eylemlerde yer alanlar en azından nasıl kullanıldıklarını, neye alet olduklarını anlamıyordu. Ama 17 Aralık'ta, 25 Aralık'ta yaptığı ihanetin gayet iyi farkında olan bir örgüt, bir çete karşımıza çıktı. Kendisini Türkiye düşmanlarına kiralayan, Türkiye'nin bütün milli değerlerine saldırı düzenleyen bir örgüt kaşımıza çıktı. İşte burada bu büyük havalimanı projesini ihaleyle kazanan işadamları hedef konuldu. Onları da toparlayıp almak istediler. Şu ihaleyi durdurmak için. Amaç yolsuzluk değildi. Amaç Marmaray'ı, hızlı treni, üçüncü köprüyü, en çok da bu projeyi engellemekti. Operasyona yolsuzluk görüntüsü verdiler. İftiralarla gerçek niyetlerini örtmek istediler. Ama aslında Türkiye'nin büyük projesine, Türkiye'ye saldırı düzenlediler. Allah'a hamdolsun o tuzakları bozduk, o senaryoları bozduk, engelleri, komploları, kumpasları aştık ve işte bugün temeli atıyoruz. 25 yıl işletecek bu 5 firmaya teşekkür yazısı yazmaları gerekirken bu tür bir yanlışın içine girdiler.
6 BAĞIMSIZ PİST, 500 UÇAK KAPASİTESİ, 70 BİN ARAÇLIK OTOPARK
İhaleyi, cumhuriyet tarihinin en yüksek bedeli olan KDV dahil 26 milyar 139 milyon euro ile Cengiz-Kolin-Limak-Kalyon- Mapa Ortak Girişim Grubu kazandı.
Tamamlandıktan sonra yolcu ve kargo kapasitesi ile Türkiye ve Avrupa'nın en büyük havalimanı olacak.
76.5 milyon metrekarelik bir alana inşa ediliyor.
Bölgede 1 milyon 471 bin metrekare genişliğinde kapalı alan bulunacak. Bu boyutlarıyla dünyanın en büyüğü.
6 bağımsız pist, 500 uçak kapasitesi, 70 bin araçlık açık ve kapalı otopark, yıllık 150 milyon yolcu kapasitesi. Dünyanın en büyüğü.
İnşaat dönemi boyunca 80 bin kişi istihdam edilecek.
Hizmete girdiğinde yıllık 120 bin kişi burada istihdam edilecek.
Çevreye duyarlı terminal tasarımı.
Cami, hastane, otel ve diğer karma yapılara sahip Havalimanı Şehri.
Yılda 200 milyon yolcuya kadar artırılabilir ağırlama kapasitesi.
150 bin m2'den fazla ticari alan.
Toplamda 80 milyon m2'lik proje alanı.
Doğrudan 100 bin çalışan, 300 bin tedarikçi ve 1.5 milyon kişi ile birlikte yaklaşık 2 milyon kişinin paylaşacağı katma değer.
Hızlı tren, tren, metro ve otoyol ile şehir merkezine 25 dakikada ulaşım.
150'den fazla havayolu şirketi hizmet verecek.
350'den fazla noktaya da uçuş gerçekleştirilecek.
TARİHİ GÜNE BİNLERCE KİŞİ TANIKLIK ETTİ
İstanbul' un 3'üncü havalimanının temel atma törenine, bu tarihi ana, binlerce İstanbullu tanıklık etti. Törenin yapılacağı alana otobüslerle gelen vatandaşlar, trafik durunca yürüyerek ulaştı. (solda) Kalyon İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Cemal Kalyoncu, Başbakan Erdoğan'l