Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, NTV canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu. Çözüm süreciyle ilgili sorular üzerine Arınç zor bir dönemden geçildiğini kaydetti. Arınç, MİT'in Kandil ve Avrupa kanadıyla da görüşüp görüşmediğine ilişkin soruya ise "Önüne koyduğumuz görev belli. Başarıya ulaşmak için bir istihbarat örgütü ne gerekiyorsa yapar" dedi. Arınç'ın açıklamaları şöyle:
BÜYÜK UMUT VAR: Türkiye'de terörün bitmesi, silahların susması, gözyaşlarının dinmesi noktasında toplumda büyük bir beklenti ve umut var. Ancak Öcalan'ın sözlerine ve telkinlerine karşı Kandil'in ne yapacağına bakmamız lazım. Avrupa kanadının ne söyleyeceğine, BDP tabanında nasıl karşılanacağına bakmamız lazım. Şu anda hepsinin Öcalan ne derse beraberiz şeklinde sözleri var. Şiddetli ve yoğunluklu olmayan lokal saldırılar var. Bu bize Öcalan'ın 'artık silah devri bitti' sözünün samimi olabileceğini gösteriyor. Hükümet halen sürecin önemli aktörü. Eğer bu merhaleler başarıyla katedilebilir ve sonucunda kesin olarak çözüm noktasına gelecek olursak, şüphesiz siyasi iktidarın da 'biz şöyle bir yol haritasıyla bu sorunu çözmeye kararlıyız' şeklinde biri açıklaması kesinlikle olacak.
PAZARLIK KONUSU OLAMAZ: Karşı taraf 'Biz size teslim ediyoruz' derse buna ancak seviniriz. Çünkü geçmişte de birtakım kişiler, gruplar, STK'lar irtibat kurarak bazı kişilerin Türkiye'ye kazandırılması noktasında rol oynamışlardır. Biz bunlara engel olmadık. CHP'den milletvekillerinin gidip Esad'ın elinden bir gazeteciyi alması konusuna sıcak baktığımız gibi. Öcalan'ın sözlerinin dinlenmesi durumunda bu kişilerin sağlığına dikkat edileceğine, ailelerine teslim edilmesinin gündeme gelebileceğine inanıyorum. Ancak bu bir pazarlık konusu değil.
ÖCALAN'I YÜCELTMİYORUZ: Geçmişte Türkiye'ye yaşattıkları, işledikleri suçlar, bunların hepsini bir tarafa koyalım. Bunları günde bin defa konuşmakla neticeye varamayız. O bir tarafta hüküm haline getirilmiş Türk milletinin gönlündeki, hafızasındaki bir kayıt. Ama bugün terörün bitirilmesini, silah bırakılmasını, Türkiye'nin terörden arındırılmasını şu veya bu şekilde gündemimize almışsak, bu sürecin içinde Öcalan'ın önemli bir aktör olduğunu kabul etmemiz lazım. Bu gerçeği bilmemiz onu yüceltmemiz anlamına gelmez. Bu aktörden Türkiye adına nasıl daha çok istifade edebiliriz, nasıl daha olumlu bir rol oynayabilir, etkisini örgüt üzerinde nasıl daha çok gösterebilir biz bunun peşindeyiz. Akılcı siyaset yapıyoruz. Başarabilirsek, Türkiye 30-40 yıllık bir karabasandan kurtulmuş olacak. Başaramazsak Türkiye terörün acısını, yanığını içinde hissetmiş olacak. Daha popüler olacakmış, şöhret kazanacakmış bunları bir kenara bırakacağız.
"HERKESİN TÜRK'ÜM DEMESİNİ KABUL EDEMEYİZ"
Yeni
anayasa çalışmalarının mart sonu veya nisan sonunda da bitmesi gerektiğini kaydeden Arınç, "Anayasada vatandaşlık kavramının etnisiteye vurgu yapmadan, yeniden yazılması konusunda CHP'nin ve BDP'nin yumuşak tavır içinde olduğunu biliyorum. Biz de etnisiteye güçlü bir vurgu yapmayan yeni bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kavramının daha kuşatıcı olduğunu düşünüyoruz. MHP darbe anayasasındaki tarifin kalmasını istiyor. Türkçülükle Kürtçülükle bir yere varmak mümkün değil. Türkiye'de Türk kelimesi herkesi kapsamaktan çıkmışsa buna rağmen Türkçülüğe devam edemeyiz. Herkesin Türk olması, 'Ben Türküm' demesi, Türkçülük yapması gerektiğini kabul edemeyiz. Buna uygun bir anayasa yapmalıyız.