CİLVEGÖZÜ Sınır Kapısı'nda bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda ölenlerin sayısı 14'e yükseldi. Saldırada ölenlerden Hasan Dağ (17), Ahmet Taş (35), İbrahim Yalçınkaya (15) ve Ali Sille'nin (29) cenazeleri gözyaşları arasında toprağa verildi. 4 Türk kurbandan geriye acıklı öyküleri kaldı.
20 GÜNLÜK BABAYDI
Ali Sille henüz 29 yaşındaydı. Arap bir ailenin çocuğuydu. Öksüz ve yetim büyümüştü. Arıcılık yaparak hayatını kazanan Sille, 4 yıl önce evlendi ancak tüm tedavi süreçlerine rağmen bir türlü çocuk sahibi olamadı. Yıllar sonra kader yüzlerine güldü, adını Enes koydukları oğulları, henüz 20 gün önce doğdu. İnsani yardımları taşımak için her gün sınıra gidiyordu.
YARDIMLARI TAŞIYORDU
İbrahim Yalçınkaya (14)
, 7. sınıf öğrencisiydi. Ailesine destek olmak için pazartesi ve perşembe günleri okula gitmiyor, dondurma ya da pamuk şeker satıyordu. O gün amcasıyla birlikte arkadaşlarıyla Suriyeliler için topladığı 10 torba çay, şeker ve giysiyi sınıra götürdü. Çay almak için kapıya giderken bomba patladı. Baba Hüseyin Yalçınkaya, oğlunun derseler boş geçer diye okula gitmediği, tatilde de sınır kapısında seyyar satıcılık yaptığını söyledi.
SINIRDA SİMİT VE SU SATIYORDU
Hasan Dağ'ın (17) ailesi 30 yıl önce geçim sıkıntısı nedeniyle Urfa'dan Reylanlı'ya göç etmişti. 9 kardeştiler. Sınır kapısında simit ve su satıyordu. Baba Ali Dağ, "Yüreğim yanıyor" diyebildi. Sınıda Suriyelilere mihmandarlık yapan Ahmet Taş (38) ise 11 yıllık evliydi ve üç çocuğu vardı.
