''(AÇLIK GREVİ) SİZ BUNU BİZE ŞANTAJA DÖNÜŞTÜRMEYİN''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, açlık grevine ilişkin olarak ''Siz bunu bize şantaja dönüştürmeyin. Çünkü biz, sizin söylemenizle bu tür eylemi yapmanızla terörist başını oradan çıkartıp evine göndermeyiz. Yok böyle bir şey. Bu ülkede on binlerce insanın ölümüne vesile olan bir terörist başına idam verilmiştir ama bu ülke, birilerinin bazı malum yerlerin baskılarıyla idamı dahi kaldırmıştır. İdamı kaldırmak suretiyle şu anda İmralı'da yatmaktadır. Şu anda birçok insanımız kamuoyu araştırmalarında idam yeniden gelsin diyor. Çünkü öldürülenin yakınlarının canı yanıyor. Diğeri işte gidiyor kebap partilerinde gününü gün ediyor'' dedi.
Erdoğan, partisinin Kızılcahamam'da düzenlenen 19. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'de yaşayan her bir vatandaşın birici sınıf hizmete, demokrasiye layık olduğunu belirterek, bu anlayışla hareket ettiklerini söyledi.
Demokrasiyi, özgürlükleri, hakları ve bunlarla birlikte gelen ekonomik sosyal, siyasi imkanları sadece bir kesime mahsus kılmadıklarını vurgulayan Erdoğan, ''Yıllardır benim Kürt kardeşlerimin adını bunlar istismar ediyorlar. Bizim ülkemizdeki diğer kesimler gibi Kürt kardeşlerimizle de hiçbir meselemiz, ayrımız gayrımız yok. Biz biriz, beraberiz'' diye konuştu.
Demokrasiyi ve özgürlükleri herkes için tüm vatandaşlar için istediklerini yineleyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bütün bu adımları atarken terör örgütü dağa çıkardıklarını, ölüme gönderdikleri yetmiyormuş gibi şimdi de cezaevlerinde olanları ölüme zorluyorlar. Açlık greviyle ilgili Adalet Bakanlığımız bütün takibi yapıyor. Ben, burada bir şeyi açıkca söylemek zorundayım. Bir taraftan sizler açlık grevini göndereceksiniz, zorlayacaksınız öbür taraftan kuzu kebap maşallah onu da götürceksiniz. Ondan sonra diyeceksiniz 'bu 2 ay önceydi', şu anda da aynısınız, restoranlarda, şuralarda, buralarda aynı şekilde yola devam ediyorsunuz. Açlık grevinde olanlarla ilgili de biz hep raporlar alıyoruz, bunları istismara yönelmek tehlikeli olandır.
Gerçekleri benim milletimin bilmesi gerekmez mi? Şu anda ölüm orucu tutan yok ama bugün hala bazı köşe yazarları bakıyorsunuz, '2 tane ölüm orucu tutan var' diyor. Yok. Niye yalan söylüyorsun, köşelerinde bu yalanı yazıyorsun? Zaten sıkıntı medyadaki bu çift yüzlü davrananlarda. Bunlar dağla müşterek hareket ediyorlar. 'Başbakan da çok gerilimden yana, çok sert', evet biz yumuşak başlıyız ama ne koyun ne kuzu değiliz. Biz, hakkı söyleme noktasında gereği neyse onu da yaparız. Yeri geldiğinde bora oluruz, yeri geldiğinde eser fırtına oluruz. Niye? Çünkü, hakkı kimsenin gölgelemeye yetkisi yok. Burada böyle bir yetki kullanımı var.''
''BİZE ŞANTAJA DÖNÜŞTÜRMEYİN''
Başbakan Erdoğan, cezaevlerinde açlık grevinin 900 küsur kişiyle başladığını, şu an bu sayının 600'lere kadar düştüğünü anlatarak, eylemin kontrol altında olduğunu, bütün cezaevlerinde sağlık mensuplarının gerekli müdahaleyi yaptığını, yapmaya da hazır beklediğini söyledi.
Açlık grevini körükleyenlere ve yapanlara çağrıda bulunan AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Gerçekten samimi olarak böyle bir şeyin içerisinde bulunanlar varsa, siz açlık grevini bize şantaja dönüştürmeyin. Çünkü biz, sizin söylemenizle, bu tür eylemi yapmanızla terörist başını oradan çıkartıp evine göndermeyiz. Yok böyle birşey. Bu ülkede onbinlerce insanın ölümüne vesile olan bir terörist başına idam verilmiştir ama bu ülke, malesef birilerinin bazı malum yerlerin baskılarıyla idamı kaldırmıştır. İdamı kaldırılmak suretiyle şu anda İmralı da yatmaktadır.
İlginç olan şey şu; bakın şu anda birçok insanımız kamuoyu araştırmalarında 'idam yeniden gelsin' diyor. Bunu biliyor musunuz? Birçok insan şu anda bunu istiyor. Niye? Çünkü öldürülenin yakınlarıdır canı yanan, diğerinin canı yanmıyor. Diğeri gidip kebap partilerinde gününü gün ediyor. Devletin bu tür öldürülen insanları, onların yakınlarını, aslında tasarruf hakkını biz kullanamayız ama yıllardır bu konuda devlet af yetkisi kullanmıştı. Devletin böyle bir hakkı olamaz ki devlet kendine ait konularda böyle bir haksızlık varsa burada af yetkisini kullanabilir ama kalkıp da bir insan öldürülecek, onun ailesine ait olan yetkiyi devlet kullanacak böyle bir yanlış olabilir mi? Malesef bunları ülkede yıllarca yaşadık, temenni ederim ki bunlarda zaman içerisinde taşlar yerine oturuyor, bunlar da yerine oturacaktır.''
''HİÇ KİMSENİN DURUP DURURKEN ÖLÜMÜNE SEYİRCİ KALMADIK, KALMAYIZ''
Erdoğan, Türkiye'nin her meselesinin çözümünün daha güçlü demokrasiden, daha fazla özgürlükten ve daha güçlü ekonomiden geçtiğine inancını dile getirerek, ''Teröre tevessül edenlerin, ölümler üzerinde hesap yapanların çözüm diye bir derdi yoktur'' dedi.
Terörist başının yasal hakları neyse o çerçevede işlemler yapılabileceğini söyleyen Erdoğan, ''Terörist başıyla açık net söylüyorum ailesi ve yakınları görüşmek istediği sürece görüşmeye devam edebilirler, herhangi bir engel yoktur ama avukatlar noktasında onu bir kenara koyun'' diye konuştu.
''Biz, terörist başının yakınlarını sürekli olarak gönderebiliriz, hiçbir mani yok'' diyen Başbakan Erdoğan, ''Bunu da istismar ediyor, bizden kaynaklanan bir şey yok. Kendisi istemiyor veya yakınları gitmiyor. Ne zaman isterlerse biz göndeririz. Bizim açımızdan hiçbir mani yok'' ifadesini kullandı.
Cezaevindeki her mahkum gibi açlık grevine gidenlerin de canının devlete ait olduğunu söyleyen Erdoğan, ''Biz, bu konudaki hassasiyetimizi koruyoruz, korumaya da devam edeceğiz. Biz, hiç kimsenin durup dururken ölümüne seyirci kalmadık, kalmayız. TBMM İnsan Hakları Komisyonumuz gerekli adımları attı ama teröre tevessül edenler, ölümler üzerinden hesap yapanların çözüm diye bir derdi yoktur. Biz, herhangi bir tuzağa da bu konuda düşemeyiz'' değerlendirmelerinde bulundu.
''TÜRKİYE'Yİ 2023 HEDEFLERİNE ULAŞTIRABİLMEK İÇİN...''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, parti tüzüğü gereği son defa genel başkanlığa ve milletvekilliğine seçildiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
''Önümüzde çok hassas, önemli 3 yıl var. 2014'deki yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimiyle 2015'teki milletvekili seçimi sadece partimiz için değil ülkemiz için büyük önem taşıyor. Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştırabilmek için bu dönemde daha fazla çalışmamız, gayret göstermemiz gerekiyor. Zira 2012 dünyada özellikle Avrupa'da kriz dönemi olarak önemli bir yıldı. 2013'te bu sıkıntılar devam edebilir, ama biz mali disiplinden taviz vermeden istikrar ve güven içerisinde inşallah bu yılı da kazasız belasız atlatacağız. Birlik ve bütünlüğümüzü her zamankinden daha fazla gözeterek, kardeşliğimizi daha fazla yücelterek bu yolda çalışmaya devam edeceğiz.
Hayatımızın her döneminde millete hizmet davası, inanımıza kardeşlerimize hizmet aşkı inşallah bizim şiarımız olacak. İnşallah bu gök kubbede bırakacak daha çok hoş sedamız var. Bizler, AK Parti'siz Türkiye özlemi kuranların hep heveslerinin kursaklarında kaldığını görüyoruz. Aç tavuk kendini buğday ambarında sanırmış, onlar sanmaya devam etsinler, boşuna beklemesinler. Bizim bir şeyimiz var. İstiklal şairimizin ifade ettiği gibi, 'Girmeden tefrika bir millete düşman giremez / Toplu vurdukça yürekler onu top sindirimez' buna dikkat edeceğiz, nifaklara, fitneye fırsat vermeyeceğiz. Bizim yüreklerimiz toplu vurdukça evelallah kimse sindiremez. Biz, manşetlerle çarpışarak bu günlere geldik, herkesin bir hesabı olabilir, ama unutmayın en büyük hesap Allah'ındır. Bizi bir karış suda boğmak, yok etmek isteyenlerin hiçbirinin bugün esamesi okunmuyor ama işte biz burada dimdik ayaktayız. Bugüne kadar karınlarında 40 tilki dolaştırıp hiçbirinin kuyruğunu diğerine değdirmeyenlerin hesapları AK Parti'ye tutmadı. Bundan sonra da bunların hesapları, hiç endişe etmeyin, tutmayacak. Biz işimize bakacağız, yapacak daha çok işimiz var.''
''BUNLAR KÖY KASABA MANTIĞINDAN İLERİ GİDEMEMİŞ''
Erdoğan, birçok ili daha büyükşehir yapacaklarını ancak bu karara ''ülkeye hizmet aşkı olmayanların'' karşı çıktıklarını dile getirerek ''Çünkü bunlar bir büyükşehir yönetmek nedir, büyük düşünmek nedir, şehirlerimizi modern yapılanmaya kavuşturmak nedir, böyle dertleri olmamış, bunlar köy kasaba mantığından ileri gidememiş, bunlar Kadıköy'ün, Bakırköy'ün eski haliyle kalmasından yanalar, eskiden köydü oralar, ama köylükten kurtultuktan sonra bu hale geldiler. Aynı şekilde ülkemizi de aynı durumda görmek istiyorlar'' dedi.
''Muğla Büyükşehir Belediyesi nedir'' veya ''Muğla Belediyesi nedir'' denildiğinde, yasaya itiraz edenlerin Datça'yı, Bodrum'u, Fethiye'yi hepsini içine koyacaklarına dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:
''Halbuki Muğla Belediyesi dediğimiz zaman Muğla Merkez ilçe belediyesi demektir. Şimdi büyükşehir olunca Fethiye de Bodrum da Datça da bunun içine dahil olacak. İmar bütünlüğünü sağlamış olacaklar. Orada 5 binlik, 50 binlik, 100 binlik planları büyükşehir yapacak. Sadece binliğini ilçe belediyesi yapacak. Biz yeni bir bakanlık kurmak süretiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile bu sistemi daha da güçlendirelim diye bunun da adımını attık. Niye birçok yerlerde ideolojik yaklaşımla imarda projelerin hayata geçirilmesinde engeller oluyor. Bu engelleri ortadan kaldırmak için Çevre ve Şehircilik Bakanlığmızı devreye soktuk.''
Erdoğan, millete 2023 yılına ilişkin tahahütleri bulunduğunu ve bunları yerine getireceklerini ifade ederek, ''Bunları kadınımız, gencimiz, yaşlımız hep birlike hayata geçireceğiz. Dün üniversiteli gençlerimizle bu 40 bin kapasiteli 53 yurdumuzun açılış törenindeki heyecanı yaşayınca umutlarımız daha da arttı. Biz bu gençlikle 2023'ü yakalayacağız. Ama onlardan bir ricam oldu, o da şu; 'Sizlerden meydana gelecek nesiller de inşallah 2071'i inşa edecekler' dedim. Bunları hep birlikte yapacağız'' diye konuştu. Erdoğan sözlerini ''Üstadımızı hayırla yad ediyoruz ve diyoruz ki 'Mehmedim sevinin başlar yüksekte, ölsek de sevinin, eve dönsek de. Sanma bu tekerlek kalır tümsekte, yarın elbet bizim, elbet bizimdir, gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir'' diyerek tamamladı.
Erdoğan'ın konuşması 2 saat 20 dakika sürdü. Toplantıya AK Parti kurucu üyeleri, kabine üyeleri, milletvekilleri ve aileleriyle AK Parti yetkili organlarının üyeleri katıldı.
''Tayyip dede'' diye kendisine seslenen bir çocuğu seven Erdoğan, ''Ben sana araba getirdim. Sen de annenden kardeş iste'' dedi. Küçük çocuğun annesine ''Kardeş istiyorum'' demesi üzerine Başbakan Erdoğan, ''En az 2 tane iste'' diyerek, çocuğu öptü.