İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının dünkü duruşmasında Ecevit'in eski koruma müdürü Recai Birgün, tanık olarak dinlenmişti. Birgün, bugün de duruşmaya gelerek ifadesine devam edecek. Bu arada, iş adamı Mehmet Emin Karamehmet de tanık olarak dinlenmek üzere duruşma salonuna geldi. Karamehmet, salona arka kapıdan girdi.
Geçtiğimiz hafta tanık olarak dinlenen Gazeteci Nuray Başaran, Levent Ersöz tarafından kendisine, "Tuncay Özkan ayrılmış. Kendisi Atatürkçü bir arkadaştır. Tekrar işe alınma ihtimali var mı?" diye sorduğunu söylemişti.
KARAMEHMET: TUNCAY ÖZKAN'IN İŞE ALIMINDAN HABERİM YOK
Çukurova Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet, Ergenekon davasında tanık sıfatıyla ifade verdi. Karamehmet, 9 milyon dolar karşılığında ekibi ile birlikte işe alınan Tuncay Özkan'ın işe alım işlemlerinden haberinin olmadığını söyledi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının öğleden sonraki oturumunda, Çukurova Holding ve Turkcell GSM Şirketi'nin Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet'in tanık sıfatıyla ifadesine başvuruldu. Karamehmet, işinin ne olduğu sorusuna "Serbest çalışırım." şeklinde cevap verdi.
Başkan Özese'nin "Dava konusu olaylar ve sanıklarla ilgili ne biliyorsunuz?" sorusu üzerine Karamehmet "Benim davayla ilgili fazla bilgim yok. Savcının sorularını cevaplamaya hazırım." diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Karamehmet'in savcılıkta verdiği ifadesini okuyarak, bazı bölümlerini Karamehmet'ten tekrar açıklamasını istedi. Özese'nin, tutuklu sanıklardan eski Jandarma İstihbarat Daire Başkanı Levent Ersöz'ü tanıyıp tanımadığını sorması üzerine Karamehmet, konuştuğu kişinin Ersöz olduğunu sonradan öğrendiğini söyledi. Karamehmet, dava sanıklarından dönemin Jandarma İstihbarat Teknik Takip Daire Başkanı Albay Hasan Atilla Uğur'u ise Kürşat Albay olarak tanıdığını söyledi.
Sanık Levent Ersöz ile görüşüp görüşmediği şeklindeki soruya ise Karamehmet, "Telefonla görüştüm diye hatırlıyorum." şeklinde cevap verdi. Levent Ersöz tarafından Tuncay Özkan'ı Çukurova Grubu'na geri almasının istenip istenmediğinin sorulması üzerine de Karamehmet, "Evet, Levent Ersöz, Tuncay Özkan'ı geri almamı söyledi ama organizasyondaki yeri dolmuştu. Bu nedenle geri alamayacağımı söyledim." dedi. Başkan Özese, bu görüşme tutanağının sonunda ise Ersöz'ün, Karamehmet'e "Ayaklarınıza sağlık, teşekkür ederiz." dediğini okuması dikkat çekti.
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in "Kemal Yavuz'u tanıyor musunuz?" şeklindeki sorusu üzerine tanık Karamehmet, "Evet tanıyorum. Tuncay Özkan'ın işe başlamasından sonra geldi ve bizim gazetemizde yazmaya başladı. Tuncay Özkan'ın ayrılmasından sonra da kalması için ısrar etmelerine rağmen 'Ben burada yazmam.' diyerek gruptan ayrıldığını söyledi." ifadelerini kullandı.
Savcı Pekgüzel'in, Özkan'ın nasıl işe alındığına ilişkin soruları üzerine Karamehmet, "Özkan'ı Turkcell'in başında bulunan Ersin Pamukova'nın işe aldığını söyledi. Karamehmet, "Daha önceden Medya Grup Başkanlığı yoktu. Tuncay Özkan ile birlikte böyle bir başkanlık makamı oluşturuldu." diye konuştu.
Özese'nin, "Özkan'ın Jandarma Genel Komutanlığı ve TSK'da tanıştığı Generaller ve komutanlar var mıydı? Bu kişilerden size bahseder miydi?" şeklindeki sorusu üzerine Karamehmet "Hayır" cevabını verdi.
Özese, "Jandarma İstihbarat Komutanlığında yapıldığı belirtilen bir telefon görüşmesi var. Herkes bu görüşmeyi kabul ediyor ama sadece görüşme içinde yer aldığı görülen Tuncay Özkan kabul etmiyor. Bu görüşmenin çözüm tutanağı var. 16 Aralık tarihli görüşme tutanağı." açıklamasını yaptıktan sonra bu görüşme tutanağına ilişkin sorular soracağını söyledi. Bunun üzerine tutuklu sanık Tuncay Özkan'ın avukatı Ahmet Çörtoğlu, bu tutanak denilen belgenin bir bilgisayar çıktısı olduğunu ve görüşme tutanağı olarak kabul etmediklerini söyledi. Daha sonra tutuklu sanık Hasan Atilla Uğur da bulunduğu yerden bu görüşme tutanağını ve görüşmeyi kabul etmediğini söyledi. Yapılan itirazların ardından Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, "Önce savcı Pekgüzel'in sorusunu dinleyelim." dedi.
Savcı Pekgüzel tutanakta Tuncay Özkan tarafından "Mehmet Emin Karamehmet zor duruma düştüğünde en büyük desteği Silahlı Kuvvetler'den görmüştür." dediğinin belirtildiğini ifade ederek, "TSK size destek oldu mu?" diye sordu. Bu görüşmeyi bilmediğini belirten Karamehmet, "Levent Ersöz ile 2002 yılında sanırım bir görüşmemiz vardı. Yanımızda Kürşat Albay da vardı. Bana Pamukbank'ı sordu. O dönemde BDDK Pamukbank'a el koymak üzereydi. O tarihte bankaların rakamları tutuyor ya da tutmuyor diye tartışılıyordu. Bana herhangi bir haksızlık var mı diye sordular. Ben de bunları anlattım. Bunun dışında bir yardım görmedim." şeklinde cevap verdi.
Daha sonra bu görüşme tutanağına ilişkin tutuklu sanık Hasan Atilla Uğur ve bazı sanık avukatları tekrar itirazda bulundu. Bu sırada Cumhuriyet Savcısı Pekgüzel, "Kürşat Albay dediğiniz kişi burada sanıklar arasında var mı? Teşhis edebilir misiniz? Sanıklar arka tarafınızda dönüp bakarsanız." dedi. Karamehmet önce göremediğini söyledi. Ardından da "Biraz önce ayağa kalkan bir sanıktı sanıyorum." dedi. Daha sonra Hasan Atilla Uğur'un arka sıralardan kalkarak "Benim, tanışıyoruz." demesi üzerine Karamehmet, "Evet işte kendisi bu kişidir." diye konuştu.
Savcı Pekgüzel, "Şener Eruygur'u tanıyor musun? sorusuna tanık Karamehmet, "Şener Eruygur'u tanıyorum. Eruygur Jandarma Genel Komutanı olduğunda tebrik için makamına gitmiştim. 10-15 dakikalık bir görüşmeydi." dedi. Bu görüşmede Tuncay Özkan'ın bulunup bulunmadığı şeklindeki soruya ise Karamehmet, "Tuncay Özkan yoktu. Ancak Akşam Gazetesi Ankara temsilcisi Nuray Başaran olabilir" diye cevap verdi. Tuncay Özkan'ın Çukurova Medya Grup Başkanlığı'ndan ayrıldığında yurtdışında olduğunu belirten tanık Karamehmet, "Tuncay Özkan ve ekibi o dönemde 9 milyon dolara gelmişti. Arkadaşlar fiyatının yüksel olduğunu belirterek yarıya düşürmek istemişler, Özkan kabul etmeyerek işten ayrılmış" dedi. Pekgüzel'in, "Eruygur sizden Tuncay Özkan'ı işe geri almanızı istedi mi?" şeklindeki soruna da Karamehmet "Hayır" cevabını verdi.
Savcı Pekgüzel, Tuncay Özkan'ın işe alınmasına herhangi birisinin aracılık yapıp yapmadığını tekrar sordu. Karamehmet'in bu durumdan bilgisi olmadığını söylemesi üzerine savcı Pekgüzel, "Neticede işe bir muhabir alınmıyor. Bir grubun başına çok yüksek fiyatlarlarla bir başkan getiriliyor. Yani bir baktınız ki Tuncay bey grubun başında öyle mi?" diye sordu. Karamehmet, "Arkadaşların yetkisi vardı, getirmişler." dedi. Pekgüzel, Özkan'ın getirilişine ilişkin daha sonradan bir soru sorup sormadığını sordu. Karamehmet sormadığını söyledi. Pekgüzel, "Tuncay Özkan grup Başkanı olduktan sonra önemli değişiklikler yapıldı mı?" diye sordu. Karamehmet, "Yaptı, normaldir." cevabını verdi.
Bunun üzerine Pekgüzel, "Özkan, tutanağa göre 'Burada bir kale inşaa ettik. Ulusal duruşun bir kalesi' ifadesini kullanıyor. Bunun için sordum. Özkan'ı işe aldığını söylediğiniz Ersin Pamuksüzer'in görevi neydi?" diye sordu. Karamehmet ise "Pamuksüzer, Turkcell'in başındaydı." dedi.
HERKESİ, BİLDİKLERİNİ ANLATMAYA DAVET ETTİ
''Ergenekon'' davasında tanık olarak dinlenilen merhum Başbakan Bülent Ecevit'in eski koruma müdürü ve eski DSP Milletvekili Recai Birgün, 2001-2002 yılındaki olaylarla alakalı bilgisi ve görgüsü olan, kalbinde Ecevit'e karşı sevgi besleyen herkesi, bildiklerini anlatmaya davet etti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada tanık olarak dinlenilen Recai Birgün'ün, avukatların sorularını yanıtlamasının ardından tutuklu sanık CHP Zonguldak Milletvekili ve Başkent Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'a söz verildi.
''Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı Bülent Ecevit'in, tedavi etmemizin ardından sağlığına kavuşmasından dolayı gurur duydum. Hala da duyuyorum'' diyen Haberal, Ecevit'in rahatsız olduğu dönemde muhatabının tanık Recai Birgün olmadığını söyledi.
O dönemde, Bülent ve Rahşan Ecevit ile muhatap olduğunu ifade eden Haberal, ''Tanık, benim kendisini cep telefonundan aradığımı söyledi. Telefonda, 'Sayın Başbakan Başkent Üniversitesi Hastanesi'ne gelmeli' dediğimi iddia etti. Acaba ne zaman aradım, tarih verebilir mi? Elinde belgesi var mı?'' diye sordu.
Recai Birgün ise tarihi hatırlamadığını ve elinde belgesi olmadığını dile getirdi.
Tanığın iddialarını ispat etmek zorunda olduğunu vurgulayan Haberal'ın ''Bülent Ecevit'in hastanede 8 ay tedavi edilmesi gerektiğini size kim söyledi? Elinizde belgeniz var mı?'' şeklindeki sorusuna Birgün, ''Sohbet arasında bize söylendi. Ben, Rahşan Hanım, Turgut Zileli ve sizin de bulunduğunuz ortamda konuşuldu. Rahşan Hanım hastanede kalmayı kabul etmedi. Konuya ilişkin elimde bir belge yok, söylenenlerden başka. Bugünlerin yaşanacağını bilseydim elimde kamerayla gezer, bütün süreci kameraya alırdım'' şeklinde cevap verdi.
Sağlık sorunları nedeniyle duruşmalara katılamadığını tekrarlayan Haberal'a, Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, ''Bakın tanığa rahat rahat soru sorabiliyorsunuz'' dedi.
Haberal, Ecevit'i ziyaret ederek tedavi etmenin görevi olduğunu belirterek, Ecevit'i tedavi ederek, görevinin başına gönderdiklerini söyledi.
Başkan Özese'nin sorularını da yanıtlayan Birgün, 2001-2002 yılındaki gelişmelere ilişkin DSP'nin yöneticileri ve Rahşan Ecevit'in de aynı şeyleri söylediğini belirterek, ''Ancak artık bunları benden başka kimse söylemiyor'' dedi.
Birgün sözlerini, bu olaylarla alakalı bilgisi ve görgüsü olan, kalbinde Ecevit'e karşı sevgi besleyen herkesi, bildiklerini anlatmaya davet ederek bitirdi.
Duruşmada, Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, bu davayla birleştirilen Şile'deki ormanlık alanda yapılan kazı sonrasında 4 sanık hakkında açılan davanın tutuklu sanıkları Ulaş Özel, Okan İşgör ve Hüseyin Yanç'ın da duruşma salonuna getirildiğini kaydetti.
Böylece davadaki sanık sayısı 64'ü tutuklu olmak üzere 260'a yükseldi.
Duruşmaya öğle arası verildi.
Eruygur raporu
Bu arada mahkemenin, tutuksuz sanıklardan emekli Orgeneral Mehmet Şener Eruygur hakkında istediği Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nca düzenlenen rapor da mahkemeye gönderildi.
Adli Tıp Kurumu'nun 2 Nisan 2012 tarihli raporunda, Eruygur'un sağlık açısından duruşmalara katılmasında bir engel olmadığını belirtildi.
Mahkeme heyeti, Adli Tıp Kurumu'na yazı yazarak, Eruygur'un nöroloji ve psikiyatri bölümlerinde muayenesinin yapılıp, geçirdiği kafa travmasının beyin fonksiyonlarında bozukluk ve kalıcı etkiye neden olup olmadığının tespit edilmesine karar vermişti.
Mahkemenin bu rapor üzerine Eruygur'u, ifadesinin alınması için duruşmaya çağırması bekleniyor.
''Ergenekon'' kapsamında açılan ikinci iddianamenin sanıklarından olan Eruygur, 1 Temmuz 2008 tarihinde tutuklanmıştı.
Tutuklu bulunduğu Kocaeli F Tipi Cezaevi'nde Eylül 2008'de düşerek beyin kanaması geçiren Eruygur, mahkemece tahliye edilmişti.
İddianamede, Eruygur'un 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istenirken, 142 ile 246 yıl arasında hapsi de öngörülüyor.