Karar oy çokluğuyla verilirken, mahkeme başkanı şerh koydu. Emekli Orgeneraller Çetin Doğan, Ergin Saygun, Halil İbrahim Fırtına ve Özden Örnek'in de aralarında bulunduğu sanıkların talepleri mahkemece oy çokluğu ile reddedildi. Sanıkların "kaçak olmadıkları ve kaçma şüphelerinin bulunmadığı ve yakalama koşullarının oluşmadığı, sanıkların çağırıldığında gelmiş olmaları dolayısıyla kaçma şüphelerinin bulunmadığı itirazı, bazı sanıkların sağlık durumları nedeniyle itiraz, tüm delillerin toplandığı ve delillerin karartma şüphesinin bulunmadığı yönündeki itiraz, tutuklama kararı öncesinde sanık ve sanık avukatlarına söz verilmediği nedenlerle yapılan itiraz" gerekçelerinin yasal dayanaktan yoksun olması gerekçesiyle karar oy çokluğuyla reddedildi. Karara şerh koyan Mahkeme Başkanı Şeref Akçay, 5 sayfadan oluşan şerh gerekçesinde "Netice darbe yapmaktır ancak bu meydana gelmemiştir. İhtiyarı ile vazgeçme denmez ise tam fiil diyemeyiz. Hukuk tam olarak burada lazım" ifadelerine yer verdi. "Demokrasilerde halkın seçtiği siyasi iktidarın yine bunun dışında hangi nedenlerle olursa olsun görevden uzaklaştırılması kabul edilebilir bir şey değildir ve sanıkların yargılanmaması gerektiğini kimse söyleyemez" ifadeleriyle başlayan şerh gerekçesinde Akçay şu ifadelere yer verdi;
"İddianameden de anlaşıldığı üzere sanıkların 2002 yılında 1. Ordu komutanı olarak görev yapan Çetin Doğan'ın komutasında girdikleri yapılanmayla demokratik olmayacak bir şekilde siyasi iktidarı uzaklaştırmak istemiş ve bu kapsamda Oraj, Suga, Sakal, Tırpan, Orak, Çarşaf, Yumruk, Kürek, Testere gibi eylem planlarını faaliyete geçirmek için 5-7 Mart 2003'te Çetin Doğan başkanlığında yasadışı bir toplantı yapıldığı ama eylemin faaliyete geçmediği belirtildi."
Sanıklar hakkında suça teşebbüsten dava açıldığını hatırlatan Akçay, iddianamede yer alan eylem planlarının devam ettirecek herhangi bir delile rastlanmamaktadır" dedi. Gölcük'te ele geçirilen belgelerin dava dosyasında yer alan delilerin kopyası niteliğinde olduğunu ifade eden Başkan Akçay şerh gerekçesinde, "Netice gerçekleşene kadar her aşamada failin suç yolundan dönmesine vazgeçmek olarak kabul etmek gerekir. Bu durumda; Netice nedir? Darbe yapmak. Meydana gelmiş midir? Gelmemiştir. İhtiyari ile vazgeçme denmez ise Tam fiil diyebilir miyiz? Diyemeyiz. Hukuk işte burada lazımdır" ifadelerini büyük harflerle karara yazdırdı.
Sanıkların suçlarının oluşup oluşmadığının davanın karara bağladığı zaman tartışılması gerektiğini ifade eden Akçay, "Daha önce 102 sanık hakkında aynı kararın verildiği zamandan bugüne değişen bir şey olmamasına rağmen Gölcük Donanma Komutanlığı'nda ele geçirilen belgelerin yeni delilmiş gibi tutuklama kararı verilmesinin doğru olup olmadığı tartışılmalıdır" ifadelerini kullandı. "Sanıkların konumları ayrı ayrı belirtilmeden tümüne aynı gerekçelerle sırf kanunda belirtilen cümlelerin yazılması suretiyle tutuklama kararı verilmesi doğru mudur?" cümlelerine yer veren Akçay, gerekçesini şöyle tamamladı; "Dolayısıyla sanıkların Adil yargılanması ortamının sağlanması gerekir. Savunmaları alınmadan dosyaya mevcut delillerin dışında planlarını ve toplantıdaki iradelerinin devam ettirdiğine dair yeni bir delil ortaya koymadan bu gerekçelerle yukarıda belirtilen suç vasfının değişme ihtimaline ilişkin konuların tartışılması yapılmadan ve bu değişme ihtimali mevcut iken yeniden sanıkların tutuklanmalarına ve yakalama kararı çıkartılmasına karar verilmesinin adil yargılama ilkeleri ile bağdaşmadığı bu nedenle itirazların kabul edilmesi görüşünde olduğum için sayın çokluğun görüşüne katılmıyorum."