Balyoz Davası'nda 163 askerin yeniden tutuklanmasına neden olan Gölcük Donanma Komutanlığı'ndan çıkan belgelerin şifrelerine SABAH ulaştı. Gölcük operasyonuna İstanbul polisine gönderilen bir e-mail ihbarının start verdiği öğrenilirken, Donanma Komutanlığı Güvenlik Şube Müdürlüğü'nde İKK kısım Güvenlik Astsubayı olarak görev yapan Erdinç Yıldız, Ergenekon Savcısı Fikret Seçen'e verdiği 5 sayfalık ifadede çarpıcı bilgiler yer aldı. Astsubay Yıldız, 2007'den beri donanmada görev yaptığını, zemin bölmelerindeki o belgelerden haberi olduğunu, bir kaç kez yer değiştiren belgelerin 2010'un Kasım ayında Deniz İstihbarat Binbaşı Kemalettin Yakar tarafından son yerine konulduğunu anlattı. Ergenekon Savcısı Fikret Seçen 6 Aralık 2010'da ihbar mesajı eline geçer geçmez mahkemeden arama kararı alarak Gölcük Donanma Komutanlığı'na gitti. Savcı Seçen, görüntülerini yine ilk olarak SABAH'ın yayınladığı aramada İstihbarat Kısım Amirliği'nin zemin kaplamalarının altındaki gizli bölmelere saklanmış 10 adet poşette doküman ve dijital malzeme ele geçirdi. Balyoz davasında 163 kişinin tutuklanma kararında "...kuvvetli suç şüphesini gösteren olgular" denilerek atıfta bulunulan bu belgeleri Gölcük Donanma Komutanlığı bünyesindeki İstihbarat Kısım Amirliği'nin zemin kaplamalarının altına kimin koyduğuna ilişkin sorulara ise SABAH'ın ulaştığı ifade tutanağı ışık tutuyor.
'YAKAR, SİCİL AMİRİM'
İfadenin sahibi Deniz Astsubay Erdinç Yıldız. Astsubay Yıldız, Gölcük Donanma Komutanlığı Güvenlik Şube Müdürlüğü'nde İKK (İstihbarat Karşı Koyma) Güvenlik Astsubayı olarak görev yapıyor. Savcı Fikret Seçen'in Gölcük'te operasyon yapmasına neden olan ihbar e-mailinde Astubay Yıldız'ın Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda illegal bir yapılanma içerisinde olduğu iddia ediliyor. Balyoz Savcısı Gölcük'te yapılan operasyondan bir ay 6 gün sonra, Astsubay Erdinç Yıldız'ın ifadesini aldı. Astsubay Yıldız, ele geçirilen dökümen ve dijital malzemelerin nereden geldiğine ilişkin çarpıcı bilgiler verdi. İhbarda sözü edilen kişileri tanıdığını söyleyen Yıldız, "Kemalettin Yakar benim birinci sicil amirimdir, aynı odada birlikte oturuyoruz. Fahri Yavuz Uras'ı Harekât Eğitim Şube Müdürü olduğu için tanırım, aynı katta birlikte çalışıyoruz. Celal Kerem Eren Harekat Başkanlığı'nda görevli bir şube müdürüdür. Serhat Sözbir Harekat Başkanlığı'nda proje subayıdır" diye ifade verdi. Astsubay Yıldız, Savcı Fikret Seçen'in "İstihbarat Kısım Amirliği'ndeki zemin kaplamaları altındaki gizle bölmelerden haberiniz var mı?" sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Benim bu zemin bölmeden haberim vardır. Ben 2007 Ağustos ayında donanmadaki görevime başladım. 2008'de İstihbarat Kısım Amiri Cem Çağlar binbaşı beni çağırdı. Onun bulunduğu odaya girdiğimde zemin kaplamalarının tamamen açılmış olduğunu gördüm. Cem binbaşı bana 'Bu malzemelerin bir kısmı size ait' dedi... Ben de kendisine malzemelerin bize ait olmadığını ve bu nedenle kabul etmediğimi söyledim. O da bana 'Kemalettin'e söyle o bilir' dedi. Ben durumu Kemalettin binbaşıya anlattım. Kemalettin binbaşı 'tamam getir burada kalsın' dedi. Torbalardan bize ait diye ayırdıklarını alarak Kemalettin Yakar ile bulunduğumuz odaya taşıdık. Şube müdürü İlhan Kayış albay 'nedir onlar?' diye sordu. Ben de durumu izah ettim. O da torbaya bakarak sesini çıkarmadı." Astsubay Yıldız söz konusu doküman ve malzemelerin içinde bulunduğu torbaların bir kaç kez yer değiştirdiği, Kemalettin Yakar'ın 2009'da malzemeleri yine Cem Çağlar binbaşının odasınının altına koyduğunu bu durum karşısınnda Cem Binbaşı'nın "Kemalettin'e söyle malzemelerini buraya koymuş, gelsin alsın!" uyarısını yaptığını, bu uyarı üzerine malzemeleri tekrar odalarındaki soyunma dolabına yerleştirdiğini anlattı. Astsubay Yıldız, malzemelerin son bulunduğu yere nasıl taşındığını ise şöyle anlattı: "Kemalettin Binbaşı 2010 Kasım başında yurtdışına gidecekti. Malzemeleri dolaptan çıkarttı. Malzemelerin içerisinde bir otomatik sprey kutusu vardı. Üzerinde bir kamera gözü vardı. Bu ne diye sorduğumda kendisi bana güldü ve cevap vermedi. Harddiskler Kemalettin binbaşının masasının üzerinde duruyordu. 1-2 gün sonra 'malzemeleri tekrar aynı yerine taşıyacağım. Bana yardımcı ol. Şube müdürünün de bilgisi var' dedi. Kafeteryaya çıktım geldim. Odaya girdiğimde Kemalettin binbaşı vantuzla yer karolarını sökmüş ve malzemelerin kenarında duruyordu. Yardıma ihtiyacı olup olmadığını sordum, gerek olmadığını söyledi. Şube müdürü Behçet Altıntaş'a durumu anlattım, 'bilgim var' dedi. Bana malzemelerin ne olduğunu sordu, 'Sadece VHS ve ses kasetleri, harddiskler, dergiler var' dedim. Tahminen iki gün sonra şube müdürü Behçet Yarbay'ın odasına girdiğimde bana 'Malzemelerden Cem'in bilgisi olduğunu, bu olaydan rahatsız olduğunu, ancak yapacak birşey olmadığını, malzemelerin orada olacağını' söyledi. Ben odasından ayrıldım. Ondan sonra aramaya siz geldiniz ve malzemeleri konulan yerde buldunuz."
ARŞİV OLARAK KULLANILIRDI
Astsubay Yıldız ifadesinin devamında, zemin kaplamaları altındaki gizli bölmelerin daha önce de arşiv olarak kullanıldığını, çıkarılan belge ve dökümanları istihbarat şube müdürlüğünde daha önce görmediğini anlattı. Savcı Fikret Seçen'in "deliller içeren döküman ve dijital malzemeler kim ya da kimler tarafından gizlenmiş olabilir?" sorusuna ise Astsubay Yıldız şu yanıtı verdi: "Kemalettin binbaşı bazen odasına misafir geldiğinde beni dışarı çıkartırdı. Hatta bir keresinde Mustafa yüzbaşı bu durumu sordu. Kemalettin binbaşı da haber elemanı olduğunu söyledi."