Başbakan Erdoğan, Vakıflar Genel Müdürlüğünce restorasyonları tamamlanan vakıf eserlerinin Yenikapı Mevlevihanesi'nde düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, birkaç haftadır terör örgütünün karakollara, güvenlik güçlerine yönelik kalleşçe saldırılar düzenlediğini belirterek, ''Öncelikle şehit evlatlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Ailelerimizin, milletimizin başı sağ olsun'' diye konuştu.
''Güvenlik güçlerine saldıranlar, bu yola, bu topraklara nifak tohumu ekmeye çalışanlar beyhude bir çaba içindedir'' diyen Erdoğan, Türkiye topraklarında nifak ve fesat yeşermeyeceğini belirtti. Bu saldırıları, Türkiye'deki iç siyasi gelişmelerle bağlantılı provokatif saldırılar olarak gördüğünü ifade eden Erdoğan, ''Aziz milletimin, bu ülke üzerinde karanlık güçlerin nasıl oyun oynadıklarını görmelerini özellikle rica ediyorum'' dedi.
Önceki gece yarısı TBMM'nin, Türkiye'nin geleceği adına hayati öneme sahip bir Anayasa değişikliğini gerçekleştirdiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
''14 gündür sabah 4, 5 ve 6'lara kadar çalıştık. Dediler ki 'Bizi geceleri uykusuz bıraktınız'. 'O kadar önemli görev icra ediyoruz ki gerekirse 24 saat uykusuz kalacağız' dedik. Bu sıradan bir olay değildir ama onlar uykusuz bıraktığımızı söylediler. İyi de siz zaten devamlı uyuyorsunuz. Bizim çalışmamız, üretmemiz lazım. Cumartesi tatil, pazar tatil, 5 günün içinde salı, çarşamba, perşembe meclis. O da saat 3'te başlar, akşam 8'de biter. Ne oluyor, 'görev yaptık'. Yok öyle 25 kuruşa simit. Çok çalışacağız. Türkiye'nin ilerlemesine, kalkınmasına, demokratik müreffeh ülke olmasına engel olan prangaları kırıp atma adına TBMM üzerine düşen görevi yaptı. Şimdi son sözü millet söyleyecek, siz söyleyeceksiniz. Türkiye için bu son derece anlamlı süreci kendi kirli emelleri doğrultusunda yönlendirmek isteyenleri, halka gitmekten korkan, halka korku salmak isteyenleri de millet sağduyusuyla bir kez daha bertaraf edecektir.''
''BİZİM KÖKLÜ MEDENİYETİMİZ, BU TOPRAKLARA SEVGİDEN BAŞKA BİR ŞEY EKMEDİ''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Başbakan ve bakanlarıyla birlikte bir hükümet geldi, aşkla, şevkle, özveriyle bu ülkeye hizmet etti. Ayak basmadık yer bırakmadılar. Geride eser bıraktılar, hizmet bıraktılar. Allah onlardan razı olsun'' denilmesinin kendilerine yeteceğini belirterek, ''Yeter ki milletimize mahcup olmayalım. Yeter ki bu toprakları bizlere emanet eden atalarımıza, ceddimize, şehit ve gazilerimize mahcup olmayalım'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restorasyonları tamamlanan eserlerin Yenikapı Mevlevihanesi'ndeki toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, açılış coşkusunu uydu aracılığıyla izleyen vatandaşları selamlayarak, selam ve saygılarını gönderdi.
Bugün 1111 vakıf eserinin toplu açılışını gerçekleştireceklerini belirten Erdoğan, 4 yıl önce Adana'da bir düğmeye basarak restorasyonu biten 1111 eserin açılışının yapıldığını, bugün de İstanbul'dan 1111'ini daha açtıklarını ve milletle buluşturduklarını anlattı. Açılışa hazır olan 1262 eser daha bulunduğunu ifade eden Erdoğan, o eserlerin açılışını da yerel bazda, ziyaret ettiği illerde gerçekleştireceğini söyledi.
Erdoğan, Türkiye'nin 7 bölgesinde 81 vilayetinde ata yadigarı eserleri belirlediklerini, ortaya çıkardıklarını, tescillediklerini, tamiratını yaptıklarını, kullanılır hale getirdiklerini belirterek, şöyle konuştu:
''2002'de Türkiye'de tespit ve tescil işlemi yapılan toplam 9 bin 483 vakıf eseri bulunuyordu. Biz dedik ki 'Bu sayı az. Bu ülke vakıf kültürü ve ruhu üzerine bina edilmiş bir ülke. Bundan çok daha fazla eser var'. 7,5 yılda, Cumhuriyet tarihimizin tamamında tespit edilmiş eserden daha fazlasını tam 10 bin 595 vakıf eserini tespit ettik ve bunların tescilini gerçekleştirdik. Şu anda tespit ve tescil işlemi yapılmış vakıf eseri sayısı 20 bin 78'e ulaştı. Bu toprakları kazıdıkça altından daha nice vakıf eserleri çıkacak.
İşte ihanet çemberini tek tek kırıyor ve gerçekleri ortaya çıkarıyoruz. Tespit etmek yetiyor mu? 'Hayır, bunları ayağa kaldırmak, bunlarla ülkemizi dünyaya çok daha farklı şekilde takdim etmek gerekiyor. Bunları tamir etmek, restore etmek gerekiyor' dedik. Vakıflar Genel Müdürlüğü, farklı bir yaklaşım ve anlayışla kolları sıvadı ve 7,5 yılda 3 bin 484 eseri ellerinden tuttu, ayağa kaldırdı. 1996-2002 yılları arasında tamir edilen eser sayısı ne biliyor musunuz? 56. 2002-2010 arasında 7 yılda bizim tamir ettiğimiz eser sayısı 3 bin 484. İşte fark burada. Halep oradaysa arşın Yenikapı Mevlevihanesi'nde. Biz işimizi aşkla, sevda ve gayretle yapıyoruz. Gayret bizden, tevfik Allah'tan diyoruz ve gayretlerimizin neticesini de hamd olsun alıyoruz.''
KÜLLERİNDEN DOĞAN YENİKAPI MEVLEVİHANESİ
Başbakan Erdoğan, restorasyonu tamamlanan 1111 eser arasında Yenikapı Mevlevihanesi'nin de bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti:
''Yenikapı Mevlevihanesi'nin 4 yangından sonraki hali... Burada tablo, gerçek burada. Şimdi küllerinden doğan Yenikapı Mevlevihanesi burada. Açılışını yaptığımız 1111 eserin arasında tamiratını bitirdiğimiz, yeni bir çehreye kavuşturduğumuz bu mevlevihane de var. Bu vesileyle gönül dostu hazreti Mevlana'yı da şükran ve rahmetle yad ediyoruz. Ne diyor Hazreti Mevlana? 'Şu toprağa sevgiden başka tohum ekmeyiz/ Şu temiz tarlaya başka bir tohum ekmeyiz'. İşte biz bu sevgi medeniyetinin mensuplarıyız. Onun için nereden nereye... Buna bakacağız ve notu vereceğiz. Bizim köklü medeniyetimiz, bu topraklara sevgiden başka bir şey ekmedi. Millet olarak uzun tarih yolculuğumuz boyunca her nerede var olduysak orayı imar etmek, orayı bayındır haline getirmek için emek sarf ettik.''
Yenikapı Mevlevihanesi ile Topkapı surlarını bütünleştireceklerini belirten Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yaptığı Panorama 1453 Müzesi'nin, fetih coşkusunu 7'den 70'e herkese bambaşka bir heyecanla anlattığını söyledi.
Erdoğan, ''Bu alan içindeki bazı bu görüntüyü bozan yerleri de en kısa zamanda kamulaştırmak suretiyle bu alanı bir cazibe merkezi haline getirmek durumundayız, bunu da başaracağız. Burada vatandaşlarımızdan destek istiyorum. Asla kendilerini mahrum etmek kitabımızda yazmaz. El ele verelim, bu güzelliğe güzellikler katalım ve İstanbulumuz, dünyaya çok farklı bir şekilde tanımayanlara da tanıtılmış olsun'' dedi.
''YETER Kİ MİLLETİMİZE MAHCUP OLMAYALIM''
Erdoğan, şair Necip Fazıl'ın deyimiyle arkasında enkazlar, yıkıntılar bırakan bir medeniyetin değil, arkasında çil çil kubbeler bırakan bir medeniyetin mensupları olduklarını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bizim medeniyetimiz köprüler medeniyetidir, bizim medeniyetimiz şadırvanlar, çeşmeler, sebiller medeniyetidir. Bizim köklü medeniyetimiz imaretler, aşevleri, hanlar, bedestenler medeniyetidir. Bizim medeniyetimiz vakıf ve vakıflar medeniyetidir. Onun için sevgi, hoşgörü, ahde vefa ve en önemlisi de geride eser bırakmak bizim topraklarımızın hamuru olmuştur. Öyle insanlar vardır ki ölür gider, toprağa karışır, geride ne ismi kalır, ne hatırası. Öyle insanlar da vardır ki öldükten 100-1000 yıl sonra da hatta ebediyen eserleriyle anılır. Ziya Paşa'nın ifade ettiği gibi 'eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri', mesele bu. İmarethanelerinde barınanların hayır duasını alırlar, aşevlerinden ekmek yiyenlerin hayır dualarını alırlar. Vatan için can vermişlerdir. Şehit olup toprağa girmişlerdir. Arkalarında bıraktıkları vatan eserinden dolayı her dem hayırla yad edilirler. Mesele arkada, geride bir eser bırakmak, mesele arkada yaşayan bir hatıra bırakabilmek. Bizim derdimiz, gayemiz bu. 'Bir hükümet geldi, Türkiye'yi şuradan aldı, şuraya taşıdı. Allah onlardan razı olsun' denilsin bize bu yeter. 'Başbakan ve bakanlarıyla birlikte bir hükümet geldi, aşkla, şevkle, özveriyle bu ülkeye hizmet etti. Ayak basmadık yer bırakmadılar. Geride eser bıraktılar, hizmet bıraktılar. Allah onlardan razı olsun' denilsin, bu bize yeter. Yeter ki milletimize mahcup olmayalım. Yeter ki bu toprakları bizlere emanet eden atalarımıza, ceddimize, şehit ve gazilerimize mahcup olmayalım.''
''YENİKAPI MEVLEVİHANESİ, BU TOPRAKLARI, SEVGİYLE, AŞKLA, HOŞGÖRÜYLE BUGÜNLERE GETİREN ANLAYIŞIN ABİDELEŞMİŞ ESERİDİR''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, restorasyonu tamamlanarak açılışını yaptıkları bin 111 eserin, birer vakıf eseri, birer mimari eser, ata yadigarı, kültür mirası olmanın ötesinde, ülkenin kardeşliğinin, ortak kaderinin ve ortak ideallerinin de simgesi olduğunu söyledi.
Erdoğan, Vakıflar Genel Müdürlüğünce restorasyonu tamamlanan vakıf eserlerinin Yenikapı Mevlevihanesi'nde düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, vakıf eserlerini restore etmenin, amacına uygun olarak kullanmanın ve kullandırmanın kendilerine nasip olduğunu kaydetti.
Yüzlerce yıllık tarihi eserlerin kendi kaderine terk edildiğini, kültürel mirasların yağmalandığını belirten Erdoğan, ''Buralar boşu boşuna yakılmadı, önce tarihi eserler çalındı, arkasından yakıldı. Buralarda önemli eserler vardı. Bunlar hep görmezden gelindi'' dedi. İstanbul'da açılışını yaptıkları eserlerden Yenikapı Mevlevihanesi'nin, içinde sadece sema, ibadet yapılan bir yapı olmadığını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Yenikapı Mevlevihanesi, bu toprakları sevgiyle, aşkla, hoşgörüyle bugünlere getiren anlayışın abideleşmiş eseridir. Bugün Edirne'de açılışını yaptığımız Üç Şerefeli Cami, sadece bir ibadethane değildir, bu ülkenin tarihini, kültürünü, geleneklerini, mimari estetiğini yansıtan, kendinden sonraki eserlere ilham kaynağı olan bir eserdir. Van'da açılışını yaptığımız Hüsrevpaşa Camisi, bir ibadethane olmasının ötesinde bu ülkenin birliğinin, bütünlüğünün, kardeşliğinin, bu ülkenin doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle aynı yöne dönüp ibadet ettiğinin bir sembolüdür. Bugün Hatay'da açılışını yaptığımız İskenderun Süryani Katolik Kilisesi, bir kilise, bir ibadethane olmasının ötesinde bu ülkenin hoşgörüsünün, sağduyusunun, birbirine saygı ve sevgisinin anıtıdır. Tüm bu eserlere bu gözle, bu nazarla bakmak zorundayız. Açılışını yaptığımız bin 111 eser, birer vakıf eseri, birer mimari eser, ata yadigarı, kültür mirası olmanın ötesinde, bu ülkenin kardeşliğinin, ortak kaderinin ve ortak ideallerinin de simgesidir. Tüm çocuklarımızın ve gençlerimizin bu eserleri görmesini sağlayacağız.''
Bundan sonra da genç kuşakların burada kendilerini bulacaklarını dile getiren Erdoğan, Mimar Sinan'ın, Mimar Hayrettin'in eserleri arasında yetişmiş çocuğun ve çocukluğu sedirlerin, şadırvanların, kümbetlerin arasında geçmiş gencin farklı olduğunu vurguladı. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Dünyaya, geçmişe ve geleceğe, kültürel eserlerimizin, vakıf eserlerimizin penceresinden dün bakmış nesil elbette farklıdır. Çanakkale'yi, Dumlupınar'ı, Polatlı'yı, Sarıkamış'ı gören, buraları ziyaret eden, buradaki şehitliklere şahitlik yapan bir çocuğun dünyası elbette farklıdır. Genç nesillere tarihinizi gösteremezseniz, onlardan gelecek vizyonu bekleyemezsiniz. Mimar Sinan'ın sadece İstanbul'a eser bıraktığını zannedenler yanılırlar. Mekke'de, Şam'da, Halep'te, Sofya'da, Hersek'te eserleri var. Anadolu'nun, Trakya'nın her köşesinde eserleri var. İşte bizim çocuklarımız Mimar Sinan'ın ufkunu, onun ruh dünyasını anlamalı. Dünyaya Mimar Sinan gibi bakabilecek motivasyona sahip mimarlar yetiştirmeliyiz.''