Bu haftaki konuğum Hüseyin Çelik'i herkes tanıyor. Ama ben bilinmeyen taraflarıyla 'Mola' verdirdim ona.
Başbakan'ın sanatçılarımızla yaptığı açılım toplantılarını organize ediyorsunuz. Peki sizin etnik kökeniniz nedir?
Biz seyit (Peygamber soyundan gelen) bir aileyiz. Baba tarafım Siirt'in Tillo ilçesinden. Babamın dedesi Siirt Merkez köyüne imam olarak gelmiş, Arap kökenli. Dedem ise Tatvan'a göçmüş. Sonrasında babam da Van'a yerleşmiş. Nenem ve babam evde Arapça konuşurlardı, anlamazdık. Çünkü benim annem Kürt'tü. Eşim de Türk'tür. Çocuklarım Türkçe'den başka dil bilmiyor. Nedir şimdi bu çocukların etnik kökeni? Türkiye'de etnisite üzerinden, ırkçılık üzerinden siyaset yapmak büyük kötülüktür. Bu ülkede yaklaşık 5 milyon Türk-Kürt evliliği var. Aynı dili konuşan değil, aynı duyguları paylaşan insanlar anlaşır Savaş Bey.
FUZULİ BÜYÜSÜ
Gençlikte ülkücülük var mı? Varsa o zaman da böyle miydi düşünceniz?
Muhafazakâr bir aileydik. 18 yaşımda Van'da Adalet Partisi (AP) gençlik kollarına girdim. 20 yaşına geldiğimde Süleyman Demirel'in gençlik kolu başkanıydım. Merkez demokrat çizgideydim. 2006'ya kadar Süleyman Demirel ile alakamız sürdü. Ama Cindoruk'la birlikte Ergenekon'a savunma kalkanı oluşturmalarına canım sıkıldı. Saygım var ama sempatim yok oldu. Kendilerini siyaseten var eden kitlelere sırt çevirdiler.
Siyasi konuşmaları her yerde yaparsınız. Siz bana edebiyatçı, tarihçi, sosyal bilimci tarafınızla daha cazip bir konuksunuz.
Aynı anda 3-4 kitap okurum. Her gece yatmadan önce en az yarım saat. Şimdi Bensiyon Pinto okuyorum mesela ama hemen yanında Obama'nın 'Babamın Hayalleri' kitabını da okumaktayım. İskender Pala'nın 'İki Darbe Arasında' kitabı da başucu kitaplarımdan şu an. Şiir yazmam ama okurum. Şiir âşığıyım, şiire 'gönlün dili' diyorum. Bedenin dili varsa, gönlün de konuşması lazım. Gerilerden geleyim, Fuzuli hayranıyım (gülüyor). 'Felekler yandı ahımdan, muradım şemi yanmaz mı?" diyen mısralarını eski yazıyla, güzel Osmanlıcamla hattat gibi yazardım kâğıtlara. Asistanlığımda rektörü ziyarete gitmiştim. Özel kalem müdürü Sema Hanım'ın çıkması gerekliymiş. Rektör 'burada bekle ben şimdi geleceğim' dedi, odasına girdi. Ben beklerken yine aynı dizeleri Osmanlıca yazmışım bir kâğıda ve masada unutmuşum. Kızcağız ertesi gün bulunca büyü zannetmiş. Necip Fazıl'ı, Yahya Kemal'i çok severim. Ezbere onlarca şiirini okurum onların. Nâzım'a genç yıllarımda hep mesafeli durdum. Ama Ahmet Haşim'in bir yazısında, "Şaire şiirindeki fikirden dolayı tavır almak, bülbülü eti için kesip yemeye benzer" dediğini okuyunca sırrı çözdüm.
KASET YAPAR MI?
Tayyip Bey mi daha çok ezber şiir biliyor siz mi?
Onu bilmem ama Tayyip Bey çok güzel okuyor şiirleri. Sesi mikrofonik ve hakkını veriyor. Zaten kaseti de var, çok sattı biliyorsunuz.
Bir öykünmeniz var mı, kaset yapmayı düşünüyor musunuz siz de?
(gülerek) Kaset yapmam ama bir anımız var. Partiyi yeni kurduğumuz zamanlar. Genel Merkez'e gittim baktım, Tayyip Bey sıkıntılı. Davalar peş peşe açılıyor, moraller kötü. Dedim ki, 'Siz bunca sıkıntı içinde çoktandır şiir okuyup dinlemediniz. Ben size okuyacağım.' Sezai Karakoç'un Sürgün şiirinin tamamını okudum. Orada "Sakın kader deme kaderin üzerinde bir kader vardır" kısmına özellikle vurgu yaptım. Kimin aklına gelir ki Siirt'in Pervari ilçesinin bir dağ köyünde bir grup köylü vatandaşın kafası bozulacak, sandığa gitmeyecek. Sandık kurulu oluşmayacak, biz itiraz edeceğiz. Seçim iptal edilecek, o arada Anayasa değişikliği yapılacak ve Tayyip Bey'in yasağı kalkacak Tayyip Bey önceden meydanında okuduğu bir şiir yüzünden kendisini cezaevine götüren Siirt'ten aday olacak. Hanımı oralı olacak. Oradan milletvekili seçilecek ve Başbakan olacak. CIA'ya görev versen bunu becerebilir mi? Ben buna tecelli derim.
Sizin durumunuza gelenler, bakanlar, milletvekilleri para taşır mı yanında? Kaç paranız var mesela cüzdanda şu an?
400-500 vardır sanırım. Cuma namazından çıktım dün, camiye yardım topluyorlardı, korumayla biraz da ben yardım gönderdim. Yiyip içiliyor, para gerekiyor.
Kıyafetiniz çok şık. Bir bakayım nereden? Ooo
Pierre Cardin, kravat ise Sarar. Çakma değildir umarım...
(Kahkaha atıyor) Çakma değil. Yeğenim Sarar bayisi. Onlara indirimli veriyorlar, taksitle alıyorum ben de yeğenden. Genellikle Sarar giyerim, siz Pierre'e denk geldiniz.
Güçlü kuvvetli görünüyorsunuz, sporcu geçmiş var mı?
Olmaz mı? İyi güreşçiydim. Turnuvalarda şampiyonluklarım çoktur.
Maaşınız da iyidir değil mi?
10 bin liraya yakın gelirimiz var Meclis'ten. Benim Ankara ve Van'da bazı mülklerimden gelen kiralar da var, (gülüyor) geçinip gidiyoruz...