Sultanahmet Camisi'ndeki namazın ardından cenaze aracına konulan Ertuğrul Osman'ın naaşının II. Mahmut Türbesi'ne getirilişine yaklaşık 10 bin kişi eşlik etti. Türbe önünde omuzlara alınan cenaze, defnin yapılacağı haziredeki alana götürüldü.
"SON OSMANLI"NIN CENAZESİNDEN FOTOĞRAFLAR
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı ve Ayasofya Müzesi Müdürü Doç. Dr. Haluk Dursun ile Osmanlı hanedanı üyeleri ve diğer yetkililer türbeye girdi.
Ertuğrul Osman'ın naaşı türbe haziresinde daha önceden hazırlanan mezara defnedildikten sonra üzerine çiçekler ekildi. Zincirlikuyu Mezarlıklar Müdürlüğünde görevli Fatih Savaş ve Halil İbrahim Kurşun tarafından Kur'an-ı Kerim okunmasının ardından cenaze töreni sona erdi. Bu arada, defni izlemek isteyen bazı vatandaşlar türbe çevresindeki duvarlara çıktı.
Öte yandan, cenazenin cami avlusundan çıkarılışı sırasında, tekerlekli sandalyede bulunan Mahmut Usta Osmanoğlu ezilme tehlikesi geçirince, yanındakiler ile basın mensupları arasında kısa süreli arbede yaşandı.
Mahmut Usta Osmanoğlu ile yanında bulunanlar, daha sonra polisler tarafından çevrilen II. Mahmut Türbesi'ne girmek istedi. Polisin engellemeye çalışmasına rağmen kapıyı zorlayan bu kişiler, Mahmut Usta Osmanoğlu ve Mahmut Ünlü'nün defnin yapılacağı türbe haziresine girmesini sağladı.
Türbe çevresinde yoğun güvenlik önlemi alan polis ekipleri, Anadolu Ajansı foto muhabiri dışında hiçbir basın mensubunu içeri sokmadı. Gazetecilerin içeri girme isteğini geri çeviren bazı polis memurları ile basın mensupları arasında tartışma yaşandı.
''OSMANLI AİLESİ ÇOK ASİL BİR AİLE''
Sultanahmet Camisi'ndeki cenaze törenine katılan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, bugün buraya insani bir görevi yapmak üzere geldiklerini belirterek, ''Türk milletinin bir ferdi olarak, Osmanlı ailesine hepimizin bir minnet ve şükran borcu var. Bu şükran ifademizin bir gereği olarak bugünkü cenaze merasimine katılmış oluyoruz''' dedi.
Osmanlı'nın, Türk tarihinin çok önemli bir dönemini ifade ettiğini hatırlatan Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''İftihar ettiğimiz bir dönem. Bugün sahip olduğumuz birçok şeyi Osmanlılara borçluyuz. Dolayısıyla, bu ailenin bir ferdinin bugün cenazesini birlikte kaldırmış olacağız. Aileye, Hükümetimiz adına baş sağlığı ve sabır, merhuma da rahmet diliyoruz. Mekanı cennet olsun. Osmanlı ailesi çok asil bir aile. Tarihte kendi ülkelerinden ayrılmak durumunda olan birçok hanedan olmuştur. Bunlar içerisinde Osmanlı hanedanı her türlü takdirin üzerinde bir tavır sergilemiştir. Bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti aleyhine hiçbir çaba içerisinde yer almamışlardır. Tarihi kayıtlara, yazılan kitaplara baktığımızda, Osmanlı hanedanı vatana, millete ait olan hiçbir şeyi götürmeden büyük bir sıkıntı ve fedakarlıkla hayatlarını idame ettirmişlerdir. Bunlardan hepimizin alacağı dersler vardır.''
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI GÜNAY
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise Ertuğrul Osman'ın, Osmanlı'nın şehzade sıfatını taşıyan son üyesi olduğunu ifade ederek, ''Sarayda doğmuş, doğumunda yüz tane top atılmış. Türkiye'ye gelmeyi istemiş. Cumhuriyet ile ilgili olumlu değerlendirmeleri var. Atatürk'le ilgili saygılı ifadeleri var. Bir vatansever olduğunu düşünüyorum. Türkiye'ye hizmet etmiş bir ailenin mensubuydu. Allah rahmet eylesin'' diye konuştu.
Ertuğrul Osman'ın, II. Mahmut Türbesi'ne defni için gerekli prosedürlerin tamamlanıp tamamlanmadığıyla ilgili soruya Bakan Günay, ''Dün akşam Bakanlar Kurulu kararı çıktı. Bugün Resmi Gazete'de yayımlandı'' yanıtını verdi.
EŞİ ZEYNEP OSMAN
Eşi Zeynep Osman ise Ertuğrul Osman'ın büyükbabasının yanına defnedilmek istediğini ve bunun da gerçekleşmiş olmasından dolayı mutlu olduğunu söyledi.
Eşinin Türkiye'ye dönmekten mutluluk duyduğunu kaydeden Zeynep Osman, çok fedakar, fevkalade bir insan olan eşini herkesin sevip saydığını belirtti.
Gazetecilerin, ''Soyadınız Osman mı yoksa Osmanoğlu mu?'' sorusu üzerine Zeynep Osman, ''Eşim Osmanoğlu soyadını almadı. Kendisinin asıl adı Osman Ertuğrul'dur. İmparatorluk ailelerinin soyadları olmaz. Ama yabancı yerlerde daha çok yaşadığı için Ertuğrul soyadının zor olacağı düşüncesiyle ilk ismini, yani Osman'ı soyisim yaptı. Kimliğinde de böyledir'' şeklinde konuştu.
CENAZE TÖRENİNDEN NOTLAR
''Osmanlı Hanedanının Reisi'' ve ''Son Osmanlı'' olarak da anılan Osman Ertuğrul Osman için Sultanahmet Camisi'nde tören düzenlendi.
Cenazeye katılanlar, giriş kapılarında polisin yaptığı aramalardan sonra avluya alındı. Kabe'nin eski örtülerinden bir parçasıyla örtülen tabuta, bir vatandaş tarafından Türk Bayrağı serilmek istendi. Türk Bayrağı, çevredeki vatandaşların da yardımıyla toplu iğneyle tabuta tutturuldu.
Törende, Ertuğrul Osman'ın eşi Zeynep Osman, Harun, Bülent, Kayıhan, Orhan ve Selim Osmanoğlu'nun da aralarında bulunduğu Osmanlı hanedanı mensupları ile taziyeleri kabul etti.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen de törene katılarak hanedan mensuplarına başsağlığı diledi.
Ertuğrul Osman için öğle namazının ardından cenaze namazı kılındı. Sultanahmet Camisi Başimamı Emrullah Hatipoğlu tarafından kıldırılan namaza, çok sayıda vatandaş katıldı.
Hatipoğlu, cenaze töreninde yaptığı konuşmada, her doğanın bir gün öleceğini belirterek, ''Dünyada bulunuş gayemiz Allah'ın rızasına nail olabilmektir. Onun razı olduğu şekilde yine ona dönmek, en büyük mutluluktur'' dedi.
''Sen rabbinden razı olduğun, rabbin de senden razı olduğu halde rabbine dön'' fermanına herkesin boyun eğeceğini, teslim olacağını dile getiren Hatipoğlu, ''Kur'an-ı Kerim, Muhammed Mustafa'nın ümmetini şahit ümmet olarak tanıtıyor. Biz de bu topluluğun mensubuyuz. Caminin bahçesini dolduran kardeşlerimizin ortaya koyduğu manzarada, şehadeti makbul bir müminler topluluğu manzarasıdır'' diye konuştu. Hatipoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Mensup olduğu Osmanlı Hanedanı, yaptıklarıyla tarih önünde, insanlık önünde onlar hakkında gerekli şehadeti yapıyor ve yapacaktır. Şu içinde bulunduğumuz Sultanahmet Camisi gibi eserleri bize bırakanlara o eserler şahitlik ediyor. Çünkü onlar toprakların büyüklükleriyle değil, o topraklar üzerindeki hak, adalet ve insanlık değerlerinin zirve seviyesine çıkarıldıklarına şahitlik edeceklerdir.''
Ertuğrul Osman'ın cenazesi, burada kılınan namazın ardından vatandaşlar tarafından omuzlara alınarak cami avlusundan çıkartıldı ve cenaze aracına konuldu. Bu sırada Atalay, Çiçek, Yazıcı ve Günay da tabuta omuz verdi.
OSMAN ERTUĞRUL OSMANOĞLU'NUN HAYATI
II. Abdülhamit'in oğlu şehzade Burhaneddin Efendi'nin oğlu olan Osman Ertuğrul Osmanoğlu, 18 Ağustos 1912 tarihinde Yıldız Sarayı'nda doğdu.
Halifeliğin kaldırılması ve Osmanlı hanedanının bütün fertlerinin Türkiye'den sürgün edilmesi nedeniyle babası ve kardeşiyle birlikte Viyana'ya yerleşen Osmanoğlu, 1933 yılında babasıyla birlikte ABD'ye gitti.
Babasının 1949 yılında vefatından sonra 1952 yılında Kanada merkezli bir madencilik şirketi kuran Osmanoğlu, 1991 yılında Osmanlı hanedanı ile benzer bir akıbeti paylaşan Afgan kraliyet ailesinden Prens Abdulfettah Tarzi ve Dr. Pakize Tarzi'nin kızı Zeynep Tarzi ile evlendi.
Türkçe'nin yanı sıra akıcı bir şekilde İngilizce, Almanca ve Fransızca konuşan, İtalyanca ve İspanyolca da anlayan Osmanoğlu, 1974 yılında yürürlüğe konulan af kapsamında 1992 yılında Türkiye'ye geldi ve 2004 yılı içinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını aldı.
Osman Ertuğrul Osmanoğlu, "Osmanlı Hanedanının Reisi" ve "Son Osmanlı" olarak da anılıyordu.