Geçen gün yazı işleri masasında bir arkadaşımız; "Magazin dünyası çok durgun değil mi?
Artık öyle bomba bir olay olmuyor" dedi. Ben de "Merak etme, birkaç gün içinde bir bomba patlar.
Havalar ısınmaya, hayat yavaş yavaş Bodrum'a akmaya başladı" dedim.
Ve iki gün geçmeden bomba patladı... Kapı komşumuz Ayşe Özyılmazel'in Ali Taran'la evleneceği haberi gazetenin bu katına da bomba gibi düştü.
AYŞE HERKESİ ŞAŞIRTTI
Sonra bir mail attı bize; "Konuşmalar, özlemeler, kavuşmalar...
Allah biliyor ne bir plan, ne bir program. Sadece gerçekler, hayaller, dualar... Koskoca bir 20 gün yaşadık, doğduk."
Herkesi şaşırttı Ayşe...
Niye şaşırıyoruz ki... Şu cümlenin sonundaki "Doğduk" lafını okuyabilenler, o tek sözcükte anlatılanları görebilenler, okuyabilenler Ayşe'ye şaşırmaz.
İki insan birbirinde yeniden hayatı kuruyorsa, yeniden kendine bakıyorsa, yeniden gülüyorsa, yeniden seviyorsa, yeniden uçuyorsa; daha ne olsun...
Hayatı gazetelerden, kitaplardan, filmlerden okumak gibi bir şey değil bu. Hayatın ta kendisi, gerçeği.
Şimdi herkes bir yorum yapıyor, herkes kendi gözlüğüyle bu hızlı gelişen aşkı okumaya çalışıyor.
MUTLULUKLAR AYŞE!
Ama aşk varsa; hele de insana yeniden bir hayat sunuyorsa; başkalarının yaptığı derin yorumların, hayatı tanımlamaya çalışan sözlerinin ne anlamı var?
Mutluluk hepsinin üstüne çıkar. Mutluluklar Ayşe...