ÜLKEMİZDE OLABİLECEK OLAYLARI ANLATIYORUZ
Skeçlerde neler anlatıyorsunuz?
İREM MERCAN: Evliliklerden, yaşlılarla gençlerin arasındaki kuşak çatışmasından, alışveriş çılgınlığından bahsediyoruz. Televizyonun hayatımıza ne kadar çok girdiğini, yarışmaları, avukatları anlatan çok güzel, keyifli skeçlerimiz de var. Yani her şeyden var; ortaya karışık, çok güzel, çok eğlenceli bir oyun.
A.Ş.: 'Öldüm öldüm dirildim' lafı hayatta hem komik, hem de acılı sahnelerden sonra kullanılır ya; biz de ülkemizde olabilecek olaylardan örnekler sergiliyoruz.
Ama anladığım kadarıyla ekip sizi ölüp ölüp diriltmiyor...
İ.T.: Gülmekten ölüp ölüp diriliyor hoca! (Gülüyor)
İpek Hanım, siz galiba kadroya Reyhan Hanım'ın aracılığıyla dahil olmuşsunuz; yanılıyor muyum?
İ.T.: Evet. Ben iki yıl Süheyl ve Behzat Uygur'la, bir yıl da Nejat Uygur'la tiyatro yapmıştım. Sonra araya diziler, programlar falan girdi; bir baktım tam 10 yıl geçmiş üstünden... Tiyatro yapmayı çok istiyordum. Reyhan'la da bir dostluğumuz vardı. Kadro kurulma aşamasında o benim adıma Abdullah Hoca'yla görüşmüş ve "İpek olur mu?" demiş. Ama o benim bu kadar tiyatro yapmak istediğimi bilmiyordu. Herhalde iç sesimi dinlemiş, çünkü Akrep burcu kendisi... Ben siparişi evrene vermiştim; Reyhan'la beraber, bir de bonus olarak Abdullah Abi geldi.
BU SEFER SADECE OYUNCUYUM
Reyhan Hanım, oyunda şarkıcı kimliğinizi de gösterecek misiniz?
R.K.: Hayır, şarkı söylemeyeceğim. Farklı bir şey deneyeceğim. Oyuncu olup olamayacağıma karar vereceğim.
Yani izleyici şarkıcı Reyhan Karaca'yı değil, oyuncu Reyhan Karaca'yı mı görecek?
R.K.: Hem onlar görsünler, hem de ben kendimi bir göreyim istiyorum.
A.Ş.: Eğitimini aldığı kabak kemani çalmasını istedim ama onu da istemedi.
R.K.: Ben, insanların "Burada da müzik yapıyor" demelerini istemedim.
OKULDAYKEN ÇOK HASSASTIM!
Abdullah Bey, siz bu ekibin sevilen, yumuşak öğretmeni gibi misiniz?
A.Ş.: Ben öyle olmasından yanayım. Çünkü konservatuvarda öğrenciyken bu konuda çok rahatsızdım. Çok ünlü bir hocamız vardı ve bizlere çok kötü davranırdı. Öğrencilerini ayırır. Sarışın, güzel kızlara ve uzun boylu, yakışıklı erkeklere iyi davranıp bize kötü davranırdı. Önce Müjdat Gezen'i sonra da beni kovmuştu dersten... Ben böyle yapmam.
Peki bu kadroyu nasıl seçtiniz?
A.Ş.: Reyhan'la önceden sık sık buluşur, gizli köşelerde bu tiyatro projesini konuşurduk. (Gülüşmeler) Kısmet şimdiyeymiş. İpek ve Merve de çok yetenekli çocuklar... İpek zaten Nejat Uygur'la sahneye çıkmış, İrem de tiyatro eğitimi almış iyi bir oyuncu, iki senedir bizimle... Ali'yle de Nokta Tiyatrosu'nu kurduğum 1984 yılında 'Şaşkın Damat' isimli oyunda birlikte oynamıştık. Dışarıda başkalarıyla zenginleştik, şimdi zenginliğimizi paylaşıyoruz.