Kürt müzisyen Nilüfer Akbal'ın hazırlıklarını iki yıldır sürdürdüğü yeni albümü 'Herire' çıktı. Kürtçe'de 'ipek kumaş' anlamına gelen 'Herire' albümü, Akbal'ın önceki çalışmalarından farklı olarak adeta bir makamlar senfonisi... Albüm için 60'lı yılların esintilerini taşıyan kapak çekimi de yapan Akbal, 24 yıldır Kürt Müziği'nin içinde olan isimlerden biri...
KADIN SADECE BİR OBJE
Aynı zamanda TRT Şeş'te yaptığı 'Nilüfer A Rengin' programı da beğeniyle izlenen Nilüfer Akbal, programında Kürtçe'nin bütün lehçelerinde konuşuyor; hatta bazen uzun yıllar Almanya'da yaşadığı için Almanca bile sohbet ettiği oluyor... Akbal'la son albümü 'Herire' hakkında konuştuk.
'Herire'ye Ortadoğu'lu kadınlara adamışsınız, neden?
Ortadoğu'ya yaptığım bir gezide oradaki kadınların çektiği çileyi yakından gördüm. Ortadoğu erkek egemen bir toplum, siyasetçisinden, en alttaki bireyine kadar böyle. Kadın sadece bir obje.
SU YOLUNU BULDU
Bütün albümlerinize kadın isimleri veriyorsunuz...
Planlanmış bir şey değil ama su akıp yolunu bulmuş diyebilirim. 'Herire'nin hikayesi de şöyle: 'Herire' bir isim, aynı zamanda ipek kumaşı anlamına gelir. Şarkının da iki manası var, bir nevi ipek kumaşı taşıyan kadın gibi... Şarkı sanki benim için yazılmış... Kuzey Irak'ta İranlı ünlü bir müzisyen olan Hüseyin Şerifi ile tanıştım. Bir akşam onunla uzun uzun sohbet ettim ve söylediği bütün şarkıları kaydettim. Okudukça şarkının beni bulduğunu anladım, ben de okurken o ifadeyi verebildiğime inanıyorum.
BEN BİR FEMİNİSTİM
Bu albümde de bir kadın izi olduğunu söyleyebilir miyiz?
Tabii ki, ben feministim, şarkılarım da kadın şarkıları. 'Sine', 'Mare', 'Fadima' kadınları anlatan şarkılar... 'Heseniko' isimli şarkıda da bir kadının hisleri anlatılıyor zaten.
Albümde kaç farklı lehçede şarkı yorumladınız?
Kurmanci, Sorani, Zazaki lehçelerinde şarkılar söyledim.
Ortadoğu'dan mı derlediniz şarkıları? Türkiye'den de şarkılar var mı?
Türkiye'den 'Heseniko' var. 'Fadima' ve 'Xıdo' da Metin-Kemal Kahraman Kardeşler'in yaptığı iki şarkı. 'Sine', daha önce çok ünlü bir Kürt rock grubu olan Koma Wetan'ın söylediği şarkıydı, ben yeniden yorumladım.
GELENEKSEL BİR ALBÜM
Albümün hazırlık aşaması ne kadar sürdü?
Bu albümün hikayesi o kadar uzun ki, bir türlü bitmeyen bir albüme dönüştü. Mesela kapakları Ocak ayında çekmiştim, ama bir sürü engel albümü erteledi. Sonra zamanı değil diye düşündüm, müzik piyasası iyi durumda değil. 2008'de başlayan ve neredeyse iki yıl süren bir süreç diyebilirim.
Siz Kürtçe pop-caz da söylüyorsunuz ama 'Herire' daha geleneksel bir albüm olmuş...
Daha önce de geleneksel albüm yapmıştım, bu albümde de Kürt makamlarını öne çıkartmam gerektiğini düşündüm. Şarkılar birbirine sound olarak da uydu. Bu albüm bu şekilde oluştu.
HAKSIZ REKABET
24 yıldır müzik yapıyorsunuz ve iyi bir dinleyici kitleniz olmasına rağmen, Türkiye'de hiç konser vermemişsiniz...
Evet, haksız bir rekabet var. Türkiye'de 20-25 milyon Kürt yaşıyor ve bu insanlar aynı medyayı izliyorlar. Burada çok ciddi bir çifte standart var. Konser yapamıyoruz, albümlerimizin promosyonu yapılmıyor. Dolayısıyla emeklerimiz bize geç dönüyor ya da hiç dönmüyor. Bu durum da bizi yoruyor.
Kendiniz ve Kürtler için keşkeleriniz neler?
Çok ağır bir soru ama var keşkelerim ne yazık ki. Keşke bu savaş olmasaydı, keşke bu gelişmeler daha önce olsaydı, keşke bizler önceden bir araya gelip konuşabilseydik, keşke bütün sanatçılar şarkılarını özgürce söyleyebilseydi... Keşke nasıl biz Türkçe öğrendiysek Türkler de Kürtçe öğrenseydi. Bunlar olsaydı Türkiye ekonomik olarak da kültürel olarak da çok başka yerde olurdu. Ama şimdi bir sürü acılarımız var, yaralarımız var, birbirimize karşı birikmiş nefretimiz var ve bu yaraların iyileşmesi yıllar alacak.
BARIŞA HİZMET ETMEK ADINA TRT ŞEŞ'TE PROGRAMIM VAR
İki yıldır TRT Şeş'te program yapıyorsunuz. Bu durum hayatınızda ne değiştirdi?
Konser alamıyorum, aman aman süper ünlü olmadım, kaybettiğim bir dinleyici kitlesi var, eskiden festivallere çağrılırdım artık çağrılmıyorum. 42 yaşında bir kadınım, benim bu saatten sonra ünlü olayım diye bir niyetim yok. Sadece işimi yapıyorum. Benim TRT Şeş'te olmamın tek nedeni, barışa hizmet etmek ve bu savaşın sona ermesine katkıda bulunmak. Bu gecikmiş hakka sahip çıkmak ve korumak istedim. 'Aklı başında bir kadın olarak ne yaptığımı biliyorum, orada kendi kültürüme, kendi dilime, müziğime hizmet edeceğim ve barışa hizmet edeceğim. Bu savaş artık bitmesi gereken bir şey' dedim. Bence biz 1995 yılından sonra artık başka bir süreçte olmalıydık, bu savaş bitmeliydi.
EKİPTE KÜRTÇE BİLEN YOK
TRT Şeş'te durumlar nasıl? Her şey yolunda mı?
Çok ciddi sorunlar var. Konuk bulunamıyor, bütçeler düşük, altyapısı henüz hazır olan bir kanal değil. Ekipte kimse Kürtçe bilmiyor, benim işim iki-üç kat ağırlaşıyor o zaman, çünkü her şeyi ben yapmak zorunda kalıyorum.
KENDİ ÜLKEMDE KONSER VEREYİM
Bir müzisyen olarak en büyük hayaliniz ne?
Ben bir müzisyen olarak Varto'dan çıkarken, dünya sahnelerinde şarkı söylemeyi hayal ederdim. Bu hayalimi gerçekleştirdim ve Avrupa'daki birçok festivalde konser verdim. Ama kendi ülkemde konser verememek bana gerçekten dert olmuş durumda. 24 yıllık müzik kariyerinden sonra ben artık Türkiye'de de konser vermeliyim ve bunu bir Türk ajans organize etmeli.
HÜZÜNLÜYÜM
Bir röportajınızda "Allah bana Kürtçe müzik yap diyor" demişsiniz. Sizin için Kürtçe müzik yapmak ne demek sahiden?
Kendim olmak demek... Ama Türkçe müzik yaparken de aynı duyguyu hissediyorum emin olun. Kürtçe'deki hüzün çok güzeldir, beni daha iyi ifade ettiği için Kürtçe şarkılar söylüyorum.