Kadınların 'var' olmalarına kafayı takan, romanlarıyla okuru 'rahatsız' eden Meltem Arıkan yeni romanı 'Özlemin Beni Savuran' ile raflardaki yerini aldı. Kitabın şiirsel anlatımı bir yana özgürlük ve aşk arasında kalmanın acısının anlatıldığı romanda, ilginç yemek tarifleri veriliyor ve kahramanlar yunuslarla yüzüyor. "Romanlarım yaşadıklarımdan kaynaklanır ama tümüyle kurmaca kurguları içerir" diyen Arıkan bu romanında da kısmen yaşadıklarına yer vermiş.
HEYECAN VERİCİYDİ
Örneğin profesyonel aşçılık yapan kitabın kadın kahramanı Delfin'in hazırladığı yoğurtlu ıspanaklı börek, Makedenyo Ohri'de doğup büyümüş babaannesinin Arıkan'a çocukken yaptığı bir yemek.
(Tepside kızarmış ıspanaklı böreğin üst yufkası kaldırılarak içine ayran ve kızarmış ekmek dökülüyor ve herkes, tepsinin içinden kaşıklayarak yiyor.) Kitabın erkek kahramanı Yunus'un yunuslarla açık denizdeki dansı da Arıkan'ın kişisel deneyimlerine dayanıyor: "Yunuslarla ilişkim, hayatımın kritik bir döneminde raslantısal olarak gerçekleşti. Antalya'da oğlumu yunuslarla yüzmeye götürdükten sonra, açık denizlerde vahşi yunuslarla yüzmeye gittim. Beni yunuslara çeken sadece bir merak duygusu değildi onlarla olan doğal iletişimimin bendeki yansımalarını keşfetmek de çok heyecan vericiydi. Yunusların denizdeki matematiksel ritmik hareketleri beni Bach dinlemeye yöneltti. Günlük yaşamımı sürdürebilmem için mutlaka Bach ve piyano sesi duymam gerekiyordu. Yunuslardan yola çıkıp Bach'a gereksinme duyma halim dışarıdan absürd gibi görünebilir ama benim için o kadar gerçekti ki, romanımın yunuslardan etkilenmemesi imkansızdı."
ARIKAN'DAN KADINLARI RAHATSIZ EDECEK SÖZLER
Toplumun büyük bir kesiminde kadının varoluşu günahı içermektedir. Adem'le kendisini cennetten kovdurtan kadın değil midir? Tecavüz ettiği gerekçesiyle delikanlılığını yaşamaya çalışan masum erkekleri hapse attıran kadın değil midir? Kocası onu başka bir kadınla aldatınca yine suçlu kadın değil midir? Yasalarımız, törelerimiz, inançlarımız bu ön kabul üzerine kurulu değil midir?
Toplumun benimsediği kadınların doğal suçlu olma hali, kadınlar tarafından da özümsenmiş ve suçluluk duygusu bir kadınlık hali kabul edilmiştir.
Kadın edilgen değil, aktif birey olmayı amaçladığında özgürleşmeye başlayacak. Kendi bilinciyle hareket eden kadın; erkek egemen sistemin, ideoloji ve inançların dışında varoluşunu sorguladığı ve bağımsızlığını kazandığında suçluluk duygusunun yok olduğunu görecek.
DENİZDEN HALI DA ÇIKTI KOLTUK DA!
Türkiye'de deniz sevgisini ve denizleri koruma bilincini artırmaya yönelik çalışmalarıyla dikkat çeken DenizTemiz Derneği TURMEPA, Denizcilik Haftası ve Kabotaj Bayramı'nı çeşitli etkinliklerle kutladı. Etkinlikler çerçevesinde, pilot bölgelerde dip temizliği de yapıldı. Bu kapsamda, Yenikapı Balıkçı Barınağı'nda; hem kıyıda, hem de deniz dibinde gerçekleştirilen temizliğe balıkçılar ve balıkadamları katıldı. 50 metrekarelik bir alanda yapılan dip temizliğinde çıkan çöpler; sadece balıkadamları değil, temizliğe katılan balıkçıları da dehşete düşürdü. Aralarında halı, şemsiye, otomobil lastiği, koltuk gibi nesnelerin de bulunduğu çöp yığını, hemen önlem alınmadığı takdirde, denizlerimizin geleceğinin tehlikede olduğunu net şekilde gözler önüne serdi.
ONLAR SANA ÖZGÜRLÜK HİSSİ VERİYOR
Yunuslar insanlarla henüz yöntemini tam bilmediğimiz şekilde haberleşmekte ve insanları algılayabilmekte olan çok zeki ve duyarlı balıklar. Evcil hayvanlarla kurduğumuz ilişkide bizim onları anlamaya çalışmamız kadar, onların bizi anlamaya çalıştıklarını sanmıyorum. Yunuslar insanları anlamak için uğraş verir. Neşelidirler, oyun oynarlar. Romanın kahramanı Delfin için yunuslar onu anlayan, özgürleştiğini hissettiren, belki de kendisini en yakın hissettiği canlılar. İnsanlardan bile yakın... Yunuslar insanlarla henüz