Gıda spekülatörleri her fırsatta sahneye çıkıyor. Ürünleri stoklayıp iç piyasada "İhracat yapılıyor, ürün kalmadı" diyerek fiyatları yükselten fırsatçılar, aynı oyunu kuraklık söylemleriyle de yaymaya çalışıyor. Kurban Bayramı öncesinde de ithalat yolunu açmaya çalışan spekülatörler, bu tutumlarıyla gıda fiyatlarını yükselterek herkese zarar veriyor. Bakliyattan sebzemeyveye, sütten ete kadar her türlü gıda ürününde benzer oyunun sergilenmesi ve üretici ile tüketici fiyatları arasındaki yüksek fark gözleri aracılara çevirdi. Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı İbrahim Yetkin, Tüketici Fiyat Endeksi'nin yüksek olmasının nedenini gıda sektöründeki aracı kârlarının fazla olmasına bağladı. Yetkin, "Tarım sektöründe bir ürünün üreticinin elinden çıktığı fiyat ile marketlerde satışa sunulduğu fiyat arasındaki fark genelde yüzde 100'ü bulur. Kimi durumlarda bu oran yüzde 300'e kadar yükselir" dedi. Aracıların kuraklık, ihracat gibi konuları fiyatları yükseltmek için bahane olarak kullandıklarını anlatan Yetkin, bunu şu şekilde örneklendirdi: "Rusya'nın AB ve ABD ülkelerine yaptırımı Türkiye için büyük bir fırsat. Biz meyve-sebzede 5 milyon ton ihracat yapıyoruz ve hedefimiz bunu 10 milyon tona çıkarmak. Bu orana ulaştığımızda da iç piyasadaki rakamlarda en küçük bir oynama olmaz. Fakat bu ihracat fırsatçıları daha ihracat 6 milyon tona çıkmadan meyve sebze fiyatlarını yüzde 20 yükseltti."
KOMİTEDE YETKİ VERİLSİ N
Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Birliği (KETBİR) Başkanı Bülent Tunç, benzer oyunun et ve sütte de yapıldığını söyledi. Tunç, "Hayvancılık ve tarımda devlet yıllık 12 milyar TL hibe veriyor. Devlet teşvik görevini yerine getirirken ne üretici ne de tüketici memnun. Bu işten en büyük kazancı hiçbir şekilde mücadele etmeden aracılar elde ediyor" dedi. Gıda Bakanlığı'nın et için bir komite kurmaya hazırlandığını hatırlatan Bülent Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu komitede bize de yetki verilsin. Küçük üreticiyi bir bölgede toplayalım. Onun planlamasını da pazarlamasını da biz yapalım. Bakanlık da gelip bizi denetlesin."
KURAKLIK ÜRÜN FİYATINA YANSIMADI
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar da "İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Karadeniz'de geçiş bölgelerinde kuraklık ve don nedeniyle bir takım kayıplar yaşandı. Fakat üretici fiyatlarına bunu yansıtmadı" dedi. Tüketicinin ödediği bedelin üretici, toptancı ve perakendeci olmak üzere üçe bölündüğünü anlatan Bayraktar, tarla- market fiyat farkının azaltılması için zincirin kısaltılması gerektiğini söyledi.
HER ŞEYİ BAHANE EDİYORLAR
Aynı oyunun kuraklık bahane edilerek de yapıldığını belirten İbrahim Yetkin, buğday, arpa, yulafta kuraklığa rağmen rekolte sıkıntısı olmadığını belirtti. Yetkin, "Kuraklıktan fındık, kayısı gibi ürünlerde yüzde 60'a varan kayıplar yaşandı. Onun dışındakilerde büyük bir kayıp olmadı. Fakat ithalat yoluyla tatlı kâr isteyenler bunu da bahane etti" dedi. Fırsatçılığın büyük bir sorun olduğunu ifade eden Yetkin, bunu önlemek için ilgili bankalıkların müsteşarlarından oluşan bir komisyon kurulacağını söyledi. Yetkin, "Bu komisyon, piyasadaki arz talep dengesini sağlayacak. Aynı zamanda maliyetlerin düşürülmesi ve üretimin artırılması için çalışırken denetimi de sıklaştıracak" diye konuştu.
LİSANSLI DEPO KURULABİLİR
Orgin
Agro Yönetim Kurulu ve İstanbul Tüccarlar Kulübü Gıda- Tarım Komisyonu Başkanı Alper Önel, stokçuluğa karşı da lisanslı depoculuk önerisinde bulundu. Önel, "Çiftçinin hem kredi borcundan hem de ürünü sağlıklı bir şekilde muhafaza edemediğinden dolayı elindeki ürünü bir an önce satması gerekiyor. Çiftçilerimiz bu yüzden de istediği fiyattan satamıyor. Lisanslı depoculuk olur ise çiftçilerimize malını muhafaza edecek yer tahsil edilebilir" dedi.