Türkiye'de önlemler genellikle faciadan sonra geliyor. 17 Ağustos depreminden önce kimse zemin etüdü aramazdı. Müteahhitler, kalitesiz malzeme kullanırdı. İnşaat demirlerini birbirlerine tutturan 'etriye'ler, maliyeti düşürmek için demir yerine 'misina'dan yapıldı. Bu da binaların kağıt gibi yıkılmasına neden oldu. İşte tüm bu duyarsızlıklar depremde 19 bin kişinin hayatına mal oldu. Şimdi de aynı durum madenlerde yaşanıyor. İşadamı İshak Alaton'un dediği gibi "Bu günah hepimizin." Kalıcı önlemlerin alınmaması durumunda olası bir faciada yine bunları tartışacağız. Yapılacaklar listesinde kanuni zorunluluklar başı çekiyor. Madenlerde iş güvenliğiyle ilgili yasal zorunluluklar getirilmesinin dışında 'işyeri sigorta sistemi'nin de uygulanması şart. Tehlikeli iş grupları arasında ilk sıralarda yer alan madenlere sigortacı girmiyor. Nedeni hem maden sahiplerinin 'maliyeti' düşürmek istemesi, hem de sigortacıların risk almak istememesi. Oysa istatistiklere göre, iş kazalarının yüzde 98'i önlenebilir nitelikte. Yani gerekli önlemler alındığında önlenebiliyor.
ÇAPRAZ KONTROL GELECEK
Türkiye, İş Güvenliği Yasası'nı çıkardı. Bu yasa, iş güvenliği müfettişlerine madeni ya da tesisi riskli bulduğu durumlarda kapatma yetkisi veriyor. Ancak denetleyenleri kim denetleyecek? Asıl sorun burada başlıyor. Bu sorunun çözülmesi için sigortacıların maden ve riskli sektörlere girmesini sağlamak gerekiyor. İş dünyası işyeri sigortasının devlet desteğiyle getirilmesiyle yeni Soma facialarının yaşanmayacağını belirtiyor. Devletin tüm işyerlerinin sigortalanmasını zorunlu tutması halinde denetimin çapraz yapılacağı ve parasal risk alan sigorta şirketlerinin hataya izin vermeyeceği vurgulanıyor.
SİGORTACI DİSİPLİN GETİRECEK
Maden
gibi riskli sektörlerde sigortacılık hizmetinin verilmesini isteyen kurumların başında da Tüm Sigortacılık Sektörü Araştırma Geliştirme ve Eğitim Derneği (TÜSİAR) geliyor. Derneğin Kurucu Genel Başkanı Neşe Demirağ, madenler de dahil işletmelere işyeri sigortası zorunluluğu getirilmesinin bu tür kazaları önleyeceğini belirtiyor. Demirağ, toplumsal olaylardan depremlere, maden kazalarından tersanelere kadar her işyerinde zorunlu sigortanın olması durumunda, kazayı önleyici tedbirlerin alınabileceğini söylüyor. Demirağ, "İşyeri sigortası olan işletmeler zararlarını sigorta şirketlerinden tahsil edebilecek. Sigorta müfettişleri Soma'daki gibi bir kazanın olmaması için kılı kırk yararak araştırma yapacak. Gerçek neyse raporuna onu yazacak. Soma'daki maden sigortalı olsaydı, bu kadar büyük bir felaket yaşanmayabilirdi" diyor. Sigortalılık oranlarının çok düşük olduğunu ve birçok işyerinin kapsamda olmadığını kaydeden Neşe Demirağ, "Devletin işyeri sigortalarını zorunlu yapması başta can kaybını önleyecek. Şirketlerin zararını da minimuma indirecek önemli bir uygulama" değerlendirmesini yapıyor.