Ekibinizi nasıl kurdunuz ve şu an kaç kişi çalışıyor?
E-ticaret girişiminin başarıya ulaşmasında doğru ekiple yola çıkmak önemli bir fark yaratıyor. Biz de markafoni olarak ekibimizi tutkulu, gerektiği zaman hayır diyebilen, kendi fikri olan ve konuyla ilgili, tecrübeli insanlardan seçtik. 4 kişiyle yola çıkılan markafoni'de şu an 500'den fazla uzman çalışıyor.
Markanızın ismi nereden geliyor?
markafoni ismini seçerken markaların senfonisinden yola çıktık ve bünyemizde pek çok farklı markanın bir araya gelerek uyum içinde bir güzellik yarattığını anlatmak için bu ismi seçtik. Ayrıca kolay telaffuz edilebilen, akılda kalan bir isim olması da bu tercihimizde etkili oldu.
İşe başlarken finansman veya rehberlik anlamında destek gördünüz mü?
markafoni'yi kurdugumuz zaman bir melek yatırımcıdan şirketin yüzde 15'i karşılığında 300 bin Euro yatırım aldık. İlk yatırımcılarımız Avrupa'nın en başarılı internet yatırımcılarının arasındaydı. Ayrıca benim ve ortaklarımın da internet ve e-ticaret konusunda hatrı sayılır bir bilgi birikimimiz vardı. İyi bir sinerji oluşturduk.
İşinizde sizin için dönüm noktası sayılabilecek bir zaman dilimi veya yardım eden kişi oldu mu?
2009'dan beri karlı bir şekilde işleyen markafoni'nin Mart 2010'da TechCrunch'ın Avrupa'nın en iyi 100 teknoloji şirketi listesine girmesi bizim için dönüm noktası oldu diyebiliriz. Hemen ardından Facebook, Skype ve Spotify gibi lider internet şirketlerine yatırım yapan Klaus Hommels'in de aralarında bulunduğu yabancı bir yatırım grubundan 11 milyon TL yatırım aldık. Bu yatırımı hizmet kalitemizi yükselterek yüzde 100 müşteri memnuniyeti sağlamak için kullandık. Temmuz 2011'de markafoni'nin hisselerinin yüzde 70'e yakınının 129 ülkede faaliyet gösteren Naspers'a bağlı MIH-Allegro tarafından satın alınması da markafoni'nin global bir marka olma sürecinin hızlanması açısından önemli bir gelişme oldu.
Şu an markanızın yönetimini nasıl yapıyorsunuz?
markafoni 2008 yılında kurulduğunda Türkiye'de tek bir özel alışveriş kulübü yoktu. Ancak şu an pazarda çok fazla oyuncu ve çok sıkı bir rekabet var. Kurulduğumuz günden bu yana sektörün lideriyiz. Liderliğimizi başarılı bir şekilde büyüyerek sürdürmek için markamızı daha da güçlendirmemiz gerektiğine karar verdik. Bunun için öncelikle, pazarlama ekibimizi yeniden yapılandırdık. Halihazırda bulunan online pazarlama ekibine ek olarak, marka pazarlama ve CRM departmanlarını oluşturduk. Bu yeniden yapılandırmayla pazarlama departmanımız daha da güçlendi.
Markafoni'nin marka olarak internette daha iyi temsil edilmesi ve tüketici ile diyalog kurması için dijital pazarlama stratejilerimizi gözden geçirdik. Başta Facebook ve Twitter olmak üzere sosyal medya yönetimini çok daha etkin bir şekilde kullanmaya başladık. Müşterilerimiz ile sosyal medya üzerinden de iletişimimizi güçlendirdik.
Bunun yanı sıra ilk ve lider marka olarak, markafoni'nin duygusal bir alanı sahiplenerek kendini ayrıştırması ve sadakat yaratması gerektiğini düşündük. Bu nedenle hem markamızın özüne uygun, hem de tüketici içgörüsüne dayanan, taklit edilemeyecek bir marka konumlaması belirlemek istedik ve "markafonik aşk" temalı kitlesel iletişim kampanyamızı gerçekleştirdik. Böylece Türkiye'deki özel alışveriş kulüpleri arasında kitlesel iletişim kampanyası düzenleyen ilk özel alışveriş kulübü olarak bir ilke daha imza atmış olduk.
markafoni, 2010'dan beri, Istanbul Fashion Week'in Online Fashion Sponsorluğunu üstleniyor ve IFW'de yaşananlar dakika dakika http://blog.markafoni.com'da modaseverlerle paylaşılıyor. markafoni'nin Istanbul Fashion Week sponsorluğu 2012 yılında da devam ediyor. Bunun yanı sıra e-ticaret ile perakende sektörünü canlandırma misyonuyla hareket eden markafoni, her yıl Perakende Günleri ile Perakendeciler Zirvesi'ne sponsor olarak da perakende sektörüne olan desteğini gözler önüne seriyor.
Önümüzdeki dönem için markafoni grup şirketleri olarak Türkiye'nin lider e-ticaret holdingi olmayı sürdürmeyi ve dünyanın önde gelen global e-ticaret markalarından biri olmayı hedefliyoruz.
Bir iş gününüz nasıl geçer?
markafoni'de mesai sabah saat 8'de başlar. İş günümün neredeyse tamamı toplantılarla geçer. Projesini takip ettiğim departmanlarla toplanırım, tedarikçiler ile toplantılar yaparım, marka sahipleriyle bir araya gelirim. Toplantı aralarında maillerime cevap veririm. Akşamüstü mesai bittiği zaman ise çalışmaya başlarım, yapmam gereken işleri bitiririm.
Sektörünüz, Türkiye'de sizce nereye gidiyor?
Türkiye e-ticaret pazarı, yılda yüzde 68 büyümeyle Hindistan'dan sonra, Çin ile beraber dünyanın en hızlı büyüyen ikinci e-ticaret pazarı konumunda. IWS'nin verilerine göre şu an Türkiye'de 35 milyon internet kullanıcısı var bu rakam Türkiye'yi Avrupa'daki en büyük 5. ve dünyadaki en büyük 13. internet toplumu yapıyor. Türk internet kullanıcısı aylık internette geçirdiği ortalama 29,4 saatle de Avrupa ülkeleri içinde 3. sırada bulunuyor. Türk e-ticareti sektörünün canlanmasında Türk kullanıcısının sosyal medyaya olan ilgisini de unutmamak lazım. Türkiye Facebook kullanımında dünyada beşinci, Friendfeed kullanımında dünyada birinci, Twitter konumunda ise dünyada sekizinci. Bunun yanı sıra 46 milyon kredi kartıyla Türkiye'nin kredi kartı penetrasyonu yüzde 60 civarlarında seyrediyor. Bunun yanı sıra Türkiye'deki lojistik altyapısı da oldukça güçlü. Kargo şirketlerinin etkili yapısı sayesinde ürünler hızla teslim edilebiliyor ve bu da müşteri memnuniyetinin sağlanmasında önemli rol oynuyor. Tüm bunlar Türkiye'yi e-ticaret açısından hem yerli ve yabancı, hem de bu sektörün dışında hali hazırda önemli girişimleri olan ve e-ticarete yatırım yapmayı düşünenler için oldukça cazip kılıyor ve Türk e-ticaret pazarına yatırım yapmaya teşvik ediyor.
Şu an Türkiye'de 6-9 milyon arasında online alışveriş kullanıcısı var. 2012'de hem online alışveriş kullanıcılarının sayısı artacak hem de mevcut online alışveriş kullanıcılarının internetten yaptıkları harcamaların hacmi yükselecek. 2012 yılında e-ticaret hacminin 25 milyar TL'yi bulması bekleniyor. 2012'de e-ticaret sektöründe tek bir ürüne odaklanan dikey siteler yükselişte olacak. 2012'de dikey sitelerin yanı sıra, "mass customization" diye adlandırılan kişiye özel üretim siteleri, sosyal medya ve sosyal ticaretle ilgili kurgular ön planda olacak. Türkiye'den teknolojik yeniliklerin çıkışına da şahit olacağımızı düşünüyoruz. Ödeme sistemleriyle ilgili de hareketlilik yaşanacak. Büyük medya grupları e-ticarete bakış açılarını yeniden değerlendirirken, geniş kitleleri ulaşmak isteyen Türk e-ticaret sitelerinin kendi aralarında da satın almalar yaşanacak. Online alışverişte tüketici olarak hayli etkin olan kadınlar, 2012'de girişimci olarak da önemli rol oynacaklar.
Pazarın hızla büyümeye devam edeceği 2012 yılında pazara hem yerli hem de yabancı yeni oyuncular katılacaktır. Bunun yanı sıra önümüzdeki dönemde girişler kadar çıkışlara da sahne olacağız. Piyasada belli birkaç oyuncu kalacak. Kullanıcılara özel bir alışveriş deneyimi sunabilen, müşteri ilişkileri yönetimini başarıyla yapabilen, satış öncesi ve sonrası süreçleri iyi yöneten, diğerlerinin üstünde hizmet kalitesi sunabilen ve marka değerini koruyan alışveriş siteleri başarıya ulaşacak ve piyasada kalıcı olacak. Son olarak 2012'de Türkiye'de e-ticaretin yüzde 50 büyüyeceğini tahmin ediyorum.
Ayrıca Mayıs 2010'dan beri faaliyette olan markafoni Blog'ta iki bine yaklaşan post sayısıyla moda, tasarım ve yaşam tarzıyla ilgili zengin bir içerik sunuyoruz ve markafoni Blog okuyucuları ile sürekli iletişim halinde modayı konuşuyoruz. Temmuz 2011'de daha geniş kitlelere ulaşmak için markafonik aşk temalı kitlesel iletişim kampanyasını gerçekleştirerek Türkiye'de kitlesel iletişim kampanyası düzenleyen ilk özel alışveriş kulübü oldu.
İlgi alanlarınız nelerdir, nelerden beslenir ve ilham alırsınız? Ne okur, ne seyreder ve neyi takip edersiniz?
İyi bir film arşivim vardır. Sinema tarihine çok meraklıyım, dünya sinemasını yakından takip ederim. Sinemaya gitmek yerine evde film seyretmeyi tercih ederim. Edebiyatla aram iyidir. Ağırlıklı bilim kurgu okurum. Çizgi Roman merakım da vardır. Hem konsol hem masaüstü oyun oynamayı severim. Fırsat buldukça da yurtdışına çıkıp gezmeye çalışırım.
Türkiye ve dünyadaki girişimcilerin farkları ve benzerlikleri sizce nelerdir?
Dünyadaki girişimciler bulundukları konumdan dolayı daha rahat davranabiliyorlar. Girişimciliğin batı ülkelerinde daha fazla cesaretlendirildiği bir gerçek. Aileler çocuklarının girişimci olmalarına daha sıcak bakıyor ve okullar da çocukları buna yönlendiriyor.
Türkiye'de ise durum biraz daha farklı. Genellikle aileler çocuklarının belli başlı şirketlere girip orada kariyer yapmalarını tercih ediyor. Bu yolu daha güvenilir buluyorlar ve çocukları için başarı kriteri olarak bunu belirliyorlar. Ancak son senelerde, özellikle girişimci gençlerin başarı hikayeleri dikkat çekici bir boyuta ulaşıp daha görünür olunca bu biraz kırılmaya başladı.
Yeni girişimcilere destek veriyor musunuz?
markafoni'nin yanı sıra çeşitli e-ticaret sitelerinde ortaklıklarım var. Ayrıca Almanya, ABD ve Türkiye'deki çeşitli internet girişimlerine de "melek yatırımcı" olarak destek veriyorum.
Girişimciler başarılı olmak için neleri yapmalı ve neleri yapmamalı? Girişimcileri yol gösterebilecek ve rehber niteliğinde söylemek istedikleriniz nelerdir?
Girişimci, hayalleri olan kişidir. Risk alabilen fırsatları gözlemleyebilen, yatırımı yapıp organize koordine ve kontrol eden, sermayenin sahibi, riski üstlenen, gerekli bilgi ve beceriye sahip kişidir. Kendine güvenmeli, iş fikrine inanmalı, gerçekçi olmalı, zorlukların üstesinden gelebilmeli, detaylara özen göstermeli, stres altında kontrollü olmalı, disiplinli ve akılcı davranmalıdır. Diğer taraftan kriz anında panik olmamalı, işi yarım bırakmamalı ve sürekli fikir değiştirmemelidir.
Türkiyedeki girişimcilik kültürü geçmişte nasıldı, şimdi nereye gidiyor?
Günümüzde farklı sektörlerin ön plana çıkmasıyla beraber girişimcilerin yatırım alanları değişti. Ülke sınırlarının önceden belli olduğu yatırımlar ve girşimcilik hikayeleri sınırları aştı. Girişimciler artık dünyada ekonomik, kültürel ve teknolojik gelişimleri yakından takip ederek daha verimli ürün ve hizmetlerin peşindeler. 2011 girişimciliğin çok konuşulduğu bir yıl oldu. Artık Türkiye'de hatırı sayılır bir girişimci kitlesi var. Önümüzdeki dönemde daha da artacak.
Sizin girişimcilik alanında açık olarak gördüğünüz sektörler nereler?
E-ticaret sektörünün gelişen ve geleceği olan bir sektör olduğunu düşüyorum.
Her potansiyel işadamı ve girişimcinin sizce, alması gereken eğitim, katılması gereken seminer ve kişisel gelişim programları nelerdir?
Girişimcilik eğitimle desteklenebilir ama biraz da kişinin karakter yapısıyla ilgili olduğunu düşünüyorum. İyi üniversitelerin işletme fakülteleri bir iş kurmak ya da bir işi yürütmek açısından fayda sağlar ama önemli olan dünyadaki trendleri takip etmek, çok araştırıp çok okumak ve bu çerçevede fırsat yaratabilmektir.
Gelecekli ilgili kendi hayaliniz ve stratejiniz nedir?
Önümüzdeki dönem için markafoni grup şirketleri olarak Türkiye'nin lider e-ticaret holdingi olmayı sürdürmeyi ve dünyanın önde gelen global e-ticaret markalarından birini yaratmayı hedefliyorum.
Duygu Eren
Stratejik İletişim ve Kariyer Danışmanı
Yazarla iletişim için: duygu@dpdanismanlik.com
Twitter: www.twitter.com/duygeren