G
aranti denince akla bankacılık kadar spor, çevre ve kültür-sanat faaliyetlerinin en önemli destekçilerinden biri geliyor. 80'li yıllardan itibaren sanata verdiği desteği arayıksız sürdüren bankanın, artık bünyesinde faaliyet gösteren ve her biri kendi alanında önemli başarılara imza atan kültür kurumlarına sahip. Banka Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi, Osmanlı Bankası Müzesi ve Garanti Galeri olarak adlandırdığı bu kurumları özerk bir statüyle 'Salt' adı altında yapılandırdı. Beyoğlu, İstiklal Caddesi'nde bulunan 5 bin metrekarelik Salt binası nisanda açıldı. Galata'da hizmete girecek 10 bin metrekarelik ikinci binanın ise kasımda hizmete açılması bekleniyor. Ben de Salt adı altında bir araya getirdikleri kültür-sanat faaliyetlerini ve gelecekte yapmayı planladıkları yeni sanat projelerini konuşmak üzere Taksim'deki binada Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere ile buluştum.
TANITIMIN % 15'İ SANATA İlk
sorum yıllardır Garanti Caz Yeşili, Minibank Çocuk Filmleri Festivali, İstanbul Modern ile yurtiçi ve yurtdışında çeşitli sergilere desteğini hep sürdüren Garanti Bankası'nın sanata ayırdığı bütçe oluyor. Karadere'nin yanıtı: "Rakam vermek çok güç. Ama Garanti Bankası, yıllık tanıtım bütçesinin yüzde 15'lik bölümünü toplumsal paylaşım projelerine ayırıyor. Bu bütçenin en büyük bileşenlerini ise kültür-sanat ve eğitim oluşturuyor." "Peki ama şu sıralar global piyasalarda bir belirsizlik ve istikrarsızlık var. Bir banka olarak kriz dönemlerinde, sanata ayırdığınız bütçede kısıtlamaya gidiyor musunuz?" diyorum. Karadere, "Krizler elbette çok önemli. Biz her şeyden önce bir bankayız. Ve yılın nasıl geçeceğini üç aşağı beş yukarı görebiliyoruz. Eğer yere daha sağlam basmamız gereken bir yılsa, giderlerimizde daha kontrollü davranıyoruz. Ama krizler gelir geçer. Bu faaliyetler kalıcıdır. Bugüne kadar hiçbir krizde sanata verdiğimiz desteği keselim gibi bir düşüncemiz olmadı. Reklam projelerimizde bazı kısıtlamalara gidiyoruz ama kültür-sanat, spor ve çevre projelerine daha uzun soluklu olarak bakıyoruz" diyerek yanıtlıyor. Garanti Bankası'nın politikasında kültür-sanata olan desteğin önceliği olduğunu vurguluyor Karadere. Sanattan yapılacak kısıtlamanın sadece kuruma değil aynı zamanda topluma da zarar vereceği düşüncesinde.
ÇAĞDAŞ TUTKUNU
Karadere de bir sanat tutkunu. Çok büyük çaplı olmadığını söylediği bir koleksiyona da sahip. Bedri Baykam, Mehmet Güleryüz, Komet, Doğan Paksoy gibi çağdaş sanat eserlerini topluyor. Ve bir bankacı olarak sanat yatırımını değerlendiriyor. Sanat piyasasını krizden bağımsız gördüğünü söyleyen Karadere, "Arz-talep meselesi olarak bakmak lazım. Koleksiyonlar devam ediyorsa, insanların sanata olan sevgisi ve bağımlılığı devam ediyorsa, özgün bir sanat eserini kimse kaçırmak istemeyecektir. Çünkü sanat eserleri krizlerde fazla çalkantıya uğramaz. Çünkü 'tek' olan bir şeyden bahsediyoruz. Bir metadan değil. Gelip geçici krizlerden sanat çevresinin etkileneceğini düşünmüyorum. İyi bir sanatçının eserine yapılan yatırım çok iyi bir yatırımdır" sözleriyle sanatın krizde bile önemli bir yatırım olduğunun altını çiziyor.
Salt Ankara projesi yolda
Nafiz Karadere'ye Anadolu'daki sanatsal faaliyetlerini soruyorum. "Maalesef bazı illerde sergi yapmak çok kolay değil. Sergi alanları bulmak çok zor" diyor. 2004 yılından beri devam ettirdikleri Minibank Çocuk Filmleri Festivali'ni Mardin'den Diyarbakır'a pek çok ilde gösterdiklerini anlatıyor. Ücretsiz düzenlenen bu gösteriler her ilde bir hafta kalıyor. Garanti'nin İstanbul'dan sonra en büyük projelerinden biri ise Ankara'da gerçekleşecek. Salt'ın bir diğer merkezi de Ankara, Ulus'taki şubenin arka bölümünde açılacak. Karadere, "Böylece Ankara'da da bir sanat lokalimiz olacak" diyor.
Devlet destek verdi, sıra kurumlarda
Peki bugüne kadar İstanbul Modern'in yurtiçi ve yurtdışındaki pek çok sergisine destek veren banka, bunu sürdürecek mi? Karadere önceliği elbette Salt'taki sergilere ve etkinliklere vereceklerini ama dışarıda da sponsorluklara bütçeleriyle doğru orantıda devam edeceklerini anlatıyor: "Bir banka olarak bu tarz etkinliklerde bulunmamız gerek. Hatta Türkiye'deki tüm büyük kurumlar bunu yapmalı. Her türlü desteği devletten bekleyerek bir yere gelmek mümkün değil. Devlet yapması gerekeni yaptı. Kültür-sanata destek verdiğimizde bizi vergiden muaf tutarak, 'Spora ve sanata yapılan katkıları vergiden düşebilirsiniz' dedi."
Galata'da neler olacak?
Salt Galata'nın kasımda tamamlanması hedefleniyor. Binada, 100 bin kitaplık kütüphane, açık ve kapalı arşivler, seminer ve toplantı salonları, oditoryum, Osmanlı Bankası müzesi ve sergi salonları yer alacak. Binanın dört bir köşesine yayılan dijital teknoloji kullanımı, gelişmiş teknolojik altyapıyla desteklenecek. Beyoğlu binasının altında Mimolet'in şefi Murat Bozok Salt Bistro isminde bir restoran açmıştı. Galata binasının restoranını ise İstanbul Doors Grup işletecek. Mekan için yeni bir marka ve konsept hazırlanıyor.
Salt Beyoğlu'nun yeni sergisi "İstanbullaşmak" 13 Eylül'de
Salt
Beyoğlu, İstanbul'u İstanbul yapan tüm aktörlerin görünürlük kazanacağı İstanbullaşmak sergisini 13 Eylül'de ziyarete açıyor. 31 Aralık'a kadar devam edecek olan proje, Salt'ın ikinci kapsamlı sergisi olma özelliğini taşıyor. İstanbullaşmak sergisinin temelini, çeşitli kültür kurumlarının yanı sıra, birçok kişisel ve özel arşivde yer alan yüzlerce görüntü ve yazının toplandığı, interaktif bir veritabanı oluşturuyor. Sergi için özel tasarlanan bir arayüzle izleyicinin kullanımına sunulacak veritabanı; 1999'dan 2011'e kadar üretilen sanatçı videoları, fotoğraf serileri, belgesel filmler, haber klipleri, karikatürler ve mimari projeleri, 80 kavram altında grupluyor.