Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'de 2010 yılsonu büyümesinin yüzde 6-7 arasında gerçekleşmesinin son derece olası olduğunu kaydetti.
''OECD Vergi İdareleri Forum Toplantısı'' sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şimşek, geçen seneye oranla ilk 8 ayda bütçe açığının yüzde 50'den fazla daraldığını belirterek, ''Ağustos ayında hem faiz dışı fazla hem de bütçe fazlası var. İlk 8 aydaki performans son derece cesaret verici, son derece güçlü bir performans'' dedi.
Referandumda yüksek oranda ''evet'' çıkmasının ardından seçim ekonomisi endişelerinin yükseldiğinin hatırlatılması üzerine Şimşek, bu endişeleri yersiz bulduğunu ifade etti. Orta vadeli program, orta vadeli mali plan çerçevesinde açıkladıkları hedefleri tutturacak noktada bulunduklarını söyleyen Şimşek, bu sene şu ana kadar programa oranla performansın daha iyi olduğunu, gelecek sene ortaya koyacakları performansın da o çerçevede olacağını ifade etti.
Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Şu anda Türkiye'nin 10 yıllık tahvilinin faizi, Yunanistan'ın yarısından daha az. Yunanistan'da 10 yıllık tahvilin faizi yüzde 11,4 civarındayken, Türkiye'de bu oran yüzde 5'in altında. Türkiye'nin risk primi düşmüş ve şu anda piyasanın fiyatladığı kredi notu, Türkiye için kredi derecelendirme kuruluşlarının verdiği notun 3-4 kademe daha üzerinde. Dolayısıyla piyasa mali disiplinde şu anda bir sıkıntı görmüyor. Biz de bu kredibilitemizi korumak için ne gerekiyorsa yapacağız. Memur maaşları konusunda cömert davrandık ama şu anda performansımız da oldukça olumlu.''
Yılsonu büyüme rakamlarına yönelik bir soruyu ise Bakan Şimşek, ''Yüzde 6-7 arası bir büyüme son derece olası diye görünüyor. Piyasadaki tahminler de yüzde 5,5-7,5 arasına taşınmış durumda. Piyasada konuşulan rakamlar, makul rakamlardır'' şeklinde yanıtladı.
Şimşek, seçimlere kısa bir süre kalması nedeniyle gelir vergisi reformunu gibi kapsamlı bir reformun bu yasama döneminde TBMM'den geçirilmesi ihtimalinin düşük olduğunu belirterek, şu anda 2011 bütçesi, 2011 orta vadeli program ve orta vadeli mali plana öncelik verdiklerini, diğer bir önemli hususun da, yapılandırmaya ilişkin çalışmayı sonlandırmak olduğunu söyledi. Şimşek, ''Ona ilişkin beklentilerin vergide uyumu bozmasına izin vermeyeceğiz'' diyerek, önümüzdeki dönemde özelleştirmede de Türkiye'de verimliliği artıracak alanlara ağırlık vereceklerini kaydetti.
2011 bütçesinin en geç 17 Ekim 2010 tarihine kadar meclise sunulacağını dile getiren Şimşek, orta vadeli programın henüz yasalaşmamış olmasının Türkiye'nin kredibilitesine etkisi konusunda, şu anda Türkiye'nin risk priminin birçok ülkeden daha düşük olduğunu ve bunun da Türkiye'ye ne kadar güven duyulduğunun göstergesini oluşturduğunu anlattı.
-GELİR İDARESİ ÖZERKLİĞİ-
''Gelir idaresinin özerkliği konusu gündeme gelebilir mi?'' şeklinde bir soru üzerine Bakan Şimşek, gelir idaresini güçlendirmeye devam ettiklerini, en son meclis kapanmadan torba yasasıyla çok önemli düzenlemeler yaptıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Önümüzdeki birkaç ay içerisinde gelir idaremize gelir uzmanı ve vergi denetmeni olarak 2-3 bin tane eleman alınacak. Hepsinin amacı, Türkiye'de vergi uyumunu güçlendirmek, gelir idaresini güçlendirmektir. Bugün teknolojik altyapısı, insan kaynağı, yasal altyapısıyla gelir idaremiz çok daha güçlü bir noktada. Dünyanın hiçbir yerinde tamamen özerk gelir idareleri yoktur. Vergi bizim açımızdan teknik bir konudur ve bundan sonra da o şekilde uygulanacaktır. Ben doğru yolda olduğumuza inanıyorum. Türkiye önümüzdeki dönemde bu attığımız adımlarla vergiyi tabana yayacaktır, kayıtdışılığı aşamalı olarak azaltabilecektir. Bu da Türkiye'ye daha fazla kaynak yaratacaktır.''