Doğuşu, İsa peygamberin havarilerine dek uzanan Kudüs Patrikhanesi, son yılların en büyük krizlerinden birini yaşıyor... 2001 yılında patrik seçilen Yunan asıllı Ürdün vatandaşı İrineos, patrikhaneye sadık 450 bin Ortodoks'u iki cepheye ayırmış durumda. Kimine göre patrikhane tahtına çeşitli entrikalarla oturan İrineos, yine bazılarına göre de İsrail'in tuzağına düşürülerek haksız suçlamalara hedef oluyor. Yalnız Ortodoks mezhebi için değil, tüm Hıristiyanlık dünyası için en kutsal yer olan İsa peygamberin mezarı ve havarilerinin gizli sofrasının yer aldığı mekanların üstüne kurulu Kudüs Rum Patrikhanesi İ.S. 325 yılında Bizans'ın kurucusu Büyük Konstantin tarafından inşa edilmiş. İ.S. 636 yılında Hazreti Ömer tarafından bölgede yaşayan Helen kökenli patriğe tam yetki verilmiş; 1099-1187 Haçlı orduları tarafından talan edilmiş, Osmanlı yönetimi altına girince patrikhane yine Rum kökenli Ortodokslara iade edilmiş.
EKONOMİK GÜÇ
Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde para karşılığında satılan Kudüs ve etrafındaki topraklar, patrikhanenin bölgede büyük bir ekonomik güç olmasına neden olmuştu. Servetinin 50 milyar doları geçtiği belirtilen Kudüs Patrikhanesi, İsrail'den başka Yunanistan'da, Kıbrıs'ta, Ürdün'de, Filistin'de, Türkiye'de ve ABD'de sayısızca taşınmazlara sahip. İsrail hükümeti 2001 yılında patrikhane tahtına seçilen Irineos'un patrikliğini 2 yıl boyunca resmen tanımamasına gerekçe olarak Bizans İmparatoru Justinyen'in İ.S. 6. yüzyıldaki kararını gösterdi. Justinyen yöneticiye "Patriği tanımama, azletme yetkisi" veriyordu. İsrail, Justinyen'in kararına dayanarak "İrineos'un patrikliğini tanımama hakkını" kullanmış oldu. Ancak İsrail'in asıl amacı, İsrail Parlamentosu ve Başbakanlık konutu başta olmak üzere İsrail topraklarının beşte birine ve Kudüs'ün yüzde 55'ine sahip olan Rum Ortodoks Patrikhanesi'nden "arsa koparmayı" hedefliyordu. İsrail'in Irineos'u 2003'te tanıması, patrikhanenin İsrail Devleti'ne ve özel şirketlerine arsa ve bina kiralamayı kabul etmesinden kaynaklanıyor. Bu durum, Kudüs'ü Filistin'in başkenti olarak kabul eden Filistinlilerin, patrikhaneye karşı ayaklanmasına yol açtı. Bölgede yaşayan 450 bin Ortodoks'un 200 binini oluşturan Filistinliler Irineos'- un istifasını talep etmeye ve yollara dökülmeye başladı. Bugün tüm Ortodoks dünyasında kutlanan Paskalya Bayramı ve öncesinde, patrikhaneye ait İsa peygamberin mezarının yanı başındaki kilisenin etrafını çeviren binlerce kişi Irineos'un istifasını isteyen sloganlar atarken; Ortodoksların ezeli rakipleri Ermeni patrikhanesi de patrikhanenin kutsal yerlerinde hak talep etmeye başladı. Kudüs'te patrikhanenin sahip olduğu 23 manastırın tepesinde Yunan bayraklarının dalgalanması Yunanistan'ın "Patrikhaneyi ilk kuran Bizans İmparatorluğu'- nun varisi olarak kabul edilmesinden" kaynaklanıyor. Ancak Yunanistan, Kudüs'te patlak veren ekonomik skandallar karşısında yeterince tepki gösteremiyor. Yunanistan'da devlet işleriyle kilisenin hala birbirinden ayrılmamış olması, Yunan hükümetinin kilisenin işlerine doğrudan karışmasını engelliyor. Geçenlerde İtalya'da yakalanan, kıyafet ve isim değiştirdiği için adı "binbir surat" ya da "fantoma"ya çıkan Apostolos Vavilis'in 2001'de yapılan Kudüs Patrik seçimlerinde Irineos'u desteklemek için Atina Başpiskoposu Hristodoulos tarafından Kudüs'e gönderildiği öne sürülüyor. Başpiskopos'un "fanatik bir milliyetçi" olması; Vabilis'in ise Yunan "derin devleti" nin bir adamı olarak görülmesi, Kudüs Patrikhanesi ve milyarlarca dolarlık gelirin "nereye gittiği" ile ilgili haberler, Yunanistan'ın bir numaralı tartışma konusunu oluşturuyor. Patrik Irineos'u "skandalcı başı" olarak gören kimi Rum ve Filistinli din adamları ise kendi aralarında topladıkları imzalarla Ortodoksların ruhani lideri ve "eşitler arasında birinci" olarak kabul edilen İstanbul Fener Patriği Bartholomeos'un müdahalesini istedi. Bartolomeos'un 12 despottan gelen bu talep üzerine düzenlediği toplantıdan sonra Kudüs Patrikhanesi'ni denetlemeye hazırlandığı belirtiliyor. Atina'ya ulaşan haberler de, Patrik Irineos'un düşürülmesinin "an meselesi" olduğu doğrultusunda. Ancak 1856 Paris ve 1878 Berlin anlaşmalarına göre Kudüs Patrikhanesi "ilelebet Helen (Yunan) kökenlilerin elinde kalacak" ve seçilecek Patrik Helen kökenli ancak Ürdün pasaportlu olacak.