Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEDA DİKER

İlişkilerde çekim yasası

Çekim yasası, bilinçaltındaki korkularınızı hayatınıza getiriyor. Eğer ilişkilerinizde mutlu olmak istiyorsanız, korkularınızı ve duygularınızı değiştirin. Evet bu hiç kolay değil ama imkânsız da değil

Geçenlerde anlatıyordum... Hayatımızı kendi yarattığımız hapisanemizde yaşıyoruz. Üstelik kendimizi özgür zannediyoruz. Bu hapisanenin gardiyanı da mahkûmu da müdürü de yine kendimiziz. Ne tuhaf... Çekim yasası denen bir mekanizma var. Bilinçaltınızda yer eden korkuları hamarat bir şekilde hayatınıza getiriveriyor. Örneğin eğer siz de "Bütün erkekler aldatır, hepsi şerefsizdir," diyen kadınlardansanız, işiniz var demektir. Artık bilinçaltınıza kadar işlemiş büyük bir yaranın ya da güçlü olumsuz duyguların sonucu olan bu inancınızı bir kez uykuya dalarken, bir kez de sabah uyanırken evrene otomatik olarak yayarsınız. Ve evren de sizi kırmaz. Hayatınıza sizi aldatma eğiliminde olabilecek, şerefsiz ne kadar erkek varsa getirir, önünüze dizer. Biriyle şansınızı denersiniz. Sonunda sizi aldatır. Ve onu güç bela unutup bir başka erkekle birlikte olursunuz. O da benzer bir senaryoyla sonuçlanır. Sonra da deneyimlerinize bakar çıkarımda bulunursunuz: "İşte haklıyım, gördünüz mü? Hepsi de aldatıyor." Sonuç? Korkularınız daha da derinleşir ve kökleşir. Böylelikle çekim yasası daha da kolay aldatacak erkekleri size taşımaya devam eder. İşin kötüsü, bu duygunuz kuvvetlendikçe, artık etrafta sadece size ait olabilecek bir partnerin varlığına bile inanamaz hale gelirsiniz. Ve sırf bu yüzden, size sadık olabilecek kişilerle aranıza adeta görünmez bir duvar örersiniz. Hatta onlara âşık olamazsınız. Bilinçaltınız karmaşık yapısıyla ve inatla, sizi aldatabilecek erkeklere âşık eder. Ütopik geldi öyle değil mi? Sanki bir masal gibi anlatıyorum. Ama tamamen gerçek. Çekim yasası, beyin dalgalarınızın Schumann Rezonansı diye adlandırılan belirli bir frekans aralığına düştüğünde aktive olur. Bunu unutmayın. Yani saniyede 7-8 dalga yayacak kadar yavaşladığında... Normalde beyin dalgalarımız saniyede 14-21 dalga aralığında hareket eder. Bunun hızını aşağıya çekmek için meditasyon yapmak, namaz kılmak, duygularınıza güçlü bir şekilde odaklanarak dua etmek, monoton bir yolda araba kullanmak, dikkatle duygusal bir dizi seyretmek yeterlidir. Öyle atla deve bir şey değildir. Gelişmiş ülkelerde bu oranlar ölçülmüş ve test edilmiş. Sabah güneş doğmadan önce uyanırsanız, bir şey yapmanıza gerek yok. O anda aktif olan duygularınıza uygun olayları hayatınıza otomatik olarak çekebilirsiniz. Bir de yatarken... İşte o yüzden sabah namazları daha makbuldür. Beyin dalgalarınız evrensel rezonansa uygun hale gelir. Sistemi harekete geçirirsiniz. Ama bu durumda, bilinçli olarak pozitif duygular beslemelisiniz. Pozitif düşünmek yetmez. Kendinizi çok iyi de hissetmelisiniz. Ancak o zaman çekim yasası çalışır. Bazen çok güzel bir kadının yanında istikrarsız bir adam görürsünüz. İlişki ciddiye binerken, işi uzatırlar. Bir türlü evlilik yolunu açmazlar. Aradan iki-üç sene geçer. Güzel kadın artık pes eder. Uzun bir bitiş konuşmasının ardından adamdan ayrılır. Ve işin en hazmedilemez yanı başlar. Aynı adam sadece üç-dört ay sonra bir başka kadınla düğün hazırlıkları yapıyordur. Ne olmuştur da bu adam birdenbire fikrini değiştirmiştir? Üstelik yeni kadın eskisinin yanından bile geçemeyecek kadar vasattır. Fark nedir biliyor musunuz? Bir tanesi bilinçaltında korku yayarken, "İlişkiler evliliğe gitmez" ya da "Evlilik kötü bir şeydir" duygusu ya da benzeri bir korku taşıyordur. Diğeri kendine güvenlidir. Eğer siz de ilişkilerinizde mutlu deneyimler yaşamak istiyorsanız, korkularınızı ve duygularınızı değiştirin. Hiç kolay değil ama olsun... İmkânsız da değil. Sadece deneyin. Ve sonuçlarını görün. Kendi hapishanenizden kurtulun.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA