Didem Özbek ve Osman Bozkurt'un İtalyan sanatçı Danilo Correale'yle ortaklaşa gerçekleştirdikleri Transits projesi, 1 Temmuz-31 Ağustos tarihleri arasında Napoli Madre Müzesi'nde sergilenecek. Pelin Uran'ın kuratörlüğünde gerçekleştirilen serginin dikkat çekici tarafı, 150 yıl önce Grand rue Pancaldi olarak adlandırılan günümüz Cumhuriyet ve Halaskârgazi Caddeleri'nin bugün unutulma noktasına gelmiş İtalyan geçmişini hatırlatıyor olması. Bunu da Osmanbey'de 50 yıl önce bir İtalyan tarafından açılmış olan ve hâlâ yaşayan Napoli Bakkaliyesi isimli bakkal dükkânının günlük hayatına bir video enstelasyonuyla odaklanarak yapıyor. Küratör Pelin Uran projeyi şöyle anlatıyor: "Aslında Transits, Napoli şehrinin jeopolitik konumu ve antropolojik geçmişinden yola çıkarak, Napoli ile benzerlik gösterdiği düşünülen Kahire, İstanbul, Beyrut, Tel Aviv ve Atina'dan sanatçıları Napolili sanatçılarla bir araya getirmeyi amaçlayan bir proje. Napoli hakkında yazan Nietzsche Napoli'yi 'Son Avrupa şehri ve ilk Akdeniz şehri' olarak tanımlıyor. Bu bağlamda bir eşik veya sınır şehri de denebilir. Napoli şehrinin kentsel dönüşümü de projede yer alan diğer şehirler gibi denetimli bir şehircilik anlayışından ziyade daha kuralsız bir dönüşümü içeriyor."
BAKKAL KOKUSU...
Transits projesinin en önemli parçalarında biri olan Napoli Bakkaliyesi'nin hikâyesini Osman Bozkurt şöyle anlatıyor: "Napoli Bakkaliyesi 50 yıl önce bir İtalyan tarafından açılmış. Birkaç yıl sonra dükkânını bir Türk aileye devrederek İstanbul'dan ayrılmış. Şu an aynı ailenin ikinci kuşağı olan Nevzat ve Murat Ok tarafından işletilen Napoli Bakkaliyesi'nde çektiğimiz video, görünürde günlük hayatın rutinini gösterirken öte tarafta politikadan spora, ekonomiden popüler kültüre kadar birçok meselenin konuşulduğu bir mekânı anlatıyor. Bugünkü sahipleri babalarının dükkânı devraldığı kişi hakkında bilgi sahibi değiller. Babaları da konuyla ilgili konuşmak istemedi. Ancak geçen 50 yıl içerisinde bu bakkal dükkânı bölge insanı için bir buluşma noktası olma özelliğini korumuş. Bakkalın kendi tarihinde yaşadığı hafıza kaybı, aslında daha büyük ölçekte bulunduğu mahalle ve şehrin yaşadığı hafıza kaybını hatırlatıyor. Çekimler sırasında benim için en önemli hafıza tazelemesiyse dükkânın içine sinmiş ve beni çocukluk günlerime götüren 'bakkal kokusuydu'." Didem Özbek ise bundan 50 yıl öncesinin Pangaltısı ile bugünün Pangaltısı arasındaki farkları anlatırken İstanbul'un çok merkezinde olmasına rağmen bir o kadar da içine kapanmış bir semt olduğunu belirtiyor ve devam ediyor: "Pangaltı, 150 yıl önce Avrupalı göçmenler tarafından yerleşim yeri olarak seçilmiş bir semt. Latin Katolik Mezarlığı'nın semtin tek yeşil alanı olduğu dikkate alınırsa, halen İstanbul'un kozmopolit nüfusunun ikamet etmeye devam ettiği birkaç semtten biri burası." Projenin bir diğer parçası ise göçmenlerin portrelerinden oluşan fotoğraf yerleştirmesi. "İtalya ve Türkiye, uluslararası kaçak göçmen trafiğinin ortasında. 150 yıl önce bu topraklarda farklı din ve dillere sahip insanlar bir arada yaşayabilirken şimdi o hafıza yitirilmiş durumda. Bu durum, Türkiye ile İtalya arasındaki benzerliklerden biri," diyor Osman Bozkurt. Sergi süresince bir de sürpriz var: Müze biletiyle beraber dağıtılacak piyango biletleri sergiyi Napoli'de izleyen bir talihli izleyicinin bir haftalık 'rüya gibi' İstanbul seyahati kazanmasını sağlayacak. Ayrıca sergi, eylül ayından itibaren de İstanbul'da PiST/// Disiplinlerarası Proje Alanı'nda izleyiciyle buluşacak. PiST///
Tel: (0212) 232 06 98