Başbakan Erdoğan'ın, İngiltere Başbakanı Cameron'a 3. Murat'ın cevabını hediye etmesiyle tartışma yeniden gündeme geldi...
The Guardian gazetesinde yayınlanan
"Türklere Niçin Teşekkür Etmeliyiz" başlıklı haberde, Kraliyet Holloway Koleji öğretim üyesi Jerry Broton, İngiltere'yi 1588'de işgal etmeye hazırlanan İspanya Donanması'nın, Osmanlı Donanması'nın Akdeniz'deki manevraları sayesinde ikiye bölündüğünü ve bu sayede İngilizlerin İspanyolları yenebildiğini belirtmişti.
Jerry Broton, kraliyet arşivlerinde bulduğu ve Kraliçe'nin askeri Danışmanı Sir Francis Walsingham'ın, 1588 başlarında İstanbul'daki İngiliz Elçisi William Harborne'a gönderdiği bir mektupta Osmanlı İmparatorluğu'nun İspanyolların
'yenilmez armadası' olan donanmasını Doğu Akdeniz'de saldırılarla zayıf düşürmeye teşvik etmesinin istediğini ortaya çıkarmıştı.
Jerry Broton'un Osmanlı Devleti'nin bu zaferde büyük rolü olduğunu söyleyerek Ada'da başlattığı tartışmalar, İngiltere Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Trevor Philips'in de buna destek vermesiyle yeni bir boyut kazandı.
İngiliz Elçisi William Harborne İspanyol Armadası'na karşı Osmanlı Donanması'ndan yardım alabilmek için III. Murat'a sunduğu mektupta Osmanlı Sultanı'na neredeyse yalvarıyor:
"Padişahın yüce katına arzuhal ilam olunur. Saadetlü Padişahım Hazretleri sağolsun. Devletlü ve saadetlü, alemin sığındığı Padişah Hazretleri'nin yüce katlarına kullarının arzı budur ki, "İngiltere Kraliçesi" ile "Zat-ı Şahaneleri" arasında mukaddes bir sulhun vücut bulması hususunda Büyük Tanrı bu kulunuzu başlıca vasıta seçmek lütfunda bulunmuştu. Bendeniz dokuz yıl önce bu görevi sadıkane bir tarzda ve isteyerek ifade ettim ki, hususuyla Zat-ı Şahaneleri'ne bahşedilen kudret ve kuvvet vasıtasıyla bizim müşterek düşmanımız olan bütün putperestleri imha edeceklerini ummuştum. Büyük Tanrı'nın adıyla masum kulunuza acımanız için yalvarırım. Eğer bu putpereste (İspanya'ya) karşı var kuvvetinizi göndermek niyetinde değilseniz, ona zarar vermek üzere hiç olmazsa 60 veya 80 kadırga gönderiniz. Efendim Kraliçe bir kadın olduğu ve cinsiyeti bakımından savaşa meyilli olmaması lazım geldiği hâlde Tanrı'nın bu konudaki emrini var kuvvetiyle yerine getiriyor. Eğer size çok sadık kalan bir hükümdar dostunuzu en nazik zamanda kendi hâline bıraktığınız takdirde, sizin hareketinize bütün dünya şaşıracak. Çünkü, Efendim, sizin vaadinize ve dostluğunuza güvenerek gerek kendi hayatını, gerek devletini büyük bir tehlikeyle attı. Zat-ı Şahaneleri, Efendim ile birlikte hakimane bir tarzda vakit geçirmeksizin bir Donanma çıkarırsanız bununla Büyük Tanrı'nın buyruğu, Şeriat'ın emri ve meydana gelen fırsatın icabı, Yüce Osmanlı Nesli'nin şan ve şerefi ve Osmanlı İmparatorluğu'nun muhafazası yolunda hareket etmiş olacaksınız. Bu yapıldığı takdirde mağrur İspanyol ile sahte Papa ve bütün taraftarları, yalnız zafer ümitlerinden mahrum edilmekle kalmayacaklar, belki de bu tür küstahlıkların cezasını bulacaklar. Tanrı ancak kendine yakın olanları himaye eder. Sizin vasıtanızla Tanrı putperestleri cezalandıracaktır ki, arta kalanlar bizler gibi hakiki Tanrı'ya tapanlar zümresine dâhil olacaklar. Hak yolunda mücadele eden bizleri Tanrı zafere ulaştıracak ve bir çok nimetlere kavuşturacak."
Walsingham, 24 Haziran 1587'de İstanbul'daki İngiltere elçisi William Harborne'e gönderdiği mektupta padişahı İspanyollara karşı harekete geçirmek için elinden ne geliyorsa yapmasını ve İngilizlerin iyi insanlar olduğunu anlatmasını istiyor:
"Gönderdiğiniz 9 Mart 1587 tarihli mektubunuz ulaştı. Mektubunuzdan Osmanlı Sultanı ve danışmanlarıyla devam ettirilmesi gereken münasebetlerin, emirlerimiz doğrultusunda ihtimam ve basiretle yerine getirildiğini öğrendik. Padişah'ın Hocası Sadeddin Efendi vasıtasıyla Sultan'ın kendilerine mektup göndermesinden dolayı Kraliçemiz çok sevindi. Osmanlı Padişahı Üçüncü Murat'ın İspanya Kralı'yla antlaşma yapmaya yazdığınız suretle yanaşmamasından dolayı Kraliçenin fevkalade müteşekkir kaldığını Sultan Hazretleri'ne söyleyin... İspanyol kudretinin tehdidi, Sultan'a tâbi Kuzey Afrika Beyleri'nin göndereceği kadırgalarla engellenebilir. Az bir masrafla yapılabilecek saldırıyla, İspanyol Kralı büyük ölçüde rahatsız edilecek ki, bu durumda İngiltere'nin karışmasına bile gerek kalmayacak...
Tebaamıza karşı Türklerin teveccühlerinin artması için Kraliçe'nin emri ile Sir Francis Drake'in, halen İspanyol deniz yollarında devam eden seferi sırasında kurtardığı Müslümanları ceplerine para bile koyarak serbest bıraktığını, İspanyolları da Berberilere köle olarak sattığını söyleyebilirsiniz."
İngiliz kamuoyunda başlayan tartışmaların ardından T.C Başbakanlığı'nın isteği ile söz konusu yazışmaların Osmanlı Arşivleri'nden araştırılmasından sonra Sultan III. Murat'ın, Kraliçe Elizabeth'e yazdığı bir mektup bulundu.
III. Murat'ın İngiltere'ye gönderdiği mektupta, "Eskiden Osmanlı Padişahları ile dostluk edenler nasıl saygı görüp himaye edilmişlerse İngiltere Kraliçesi'ne de o şekilde muamele edilecek." deniliyor.
Elizabeth'in elçisi vasıtasıyla ilettiği donanmaya dair isteğin anlaşıldığını belirten III. Murat yazdığı mektupta ilkbaharda büyük bir donanmanın çıkartılacağını iletiyor. Sultan Murat İngiltere'nin dostluğunun devam etmesi halinde Osmanlı Devleti'nin himayesinin de sürekli olacağını vurguluyor.
Sultan III. Murat'ın İngiltere Kraliçesi Elizabeth'e yazdığı cevabî mektupta şu ifadeler yer alıyor: "İki ülke arasındaki dostluk ve Ahitname-i Hümâyûn gereğince dost ve düşmana karşı birlikte hareket edilecek. Ahitname şartlarına uyulduğu takdirde İngiliz tüccarlarına kimsenin zulüm etmek ihtimali olmaz. Eskiden Osmanlı Padişahları ile dostluk edenler nasıl saygı görüp himaye edilmişlerse size de o şekilde muamele edilecek. İspanya'da esir olan Müslümanların İngiltere tarafından kurtarılması sadakat ve bağlılığınızın göstergesi. Elçinizle göndermiş olduğunuz mektubunuzda Osmanlı Donanması'na ilişkin söyledikleriniz hususunda hepsiyle ilgili malumum olmuştur. İlkbaharda büyük bir Donanma gönderilmesi kararlaştırıldı. Allahü Teâlâ Donanma'yı zafere ulaştırsın."