Özel okulların sağladığı burslar sayesinde maddi imkanları yeterli olmayan binlerce başarılı genç iyi birer meslek sahibi olarak hayata karışıyor. Bu gençlerden biri de Duygu Özer Bulgu. Bulgu'nun Çekmeköy'de başlayan, bursla girdiği Bilfen Koleji ve Fen Lisesi'nde devam eden, maddi imkansızlıklarla başlayan ama mutlu sonla biten hikayesi, başarılı çocuklara ilham olacak cinsten. Onun ki tam anlamıyla bir Sinderalla masalı. Kendisine yıllarca burs veren okula öğretmen olarak dönmeye and içen Duygu Özer Bulgu bu isteğini gerçekleştirdi ve Bilfen Koleji'nde matematik öğretmeni oldu. Şimdi burslu öğrencilere kendi hikayesini anlatarak onları motive ediyor.
- Nasıl bir ailede, nasıl bir mahallede büyüdünüz?
- Çekmeköy'de yaşıyorduk. Tabii Çekmeköy'de şu anki gibi villalar ve lüks siteler yoktu. Annem ev hanımı, babam işçiydi, ben tek çocuklarıydım. Mahallemizde, İzzet Yüksel İlköğretim Okulu'nda okuyordum. İlkokul üçü bitirdiğim yaz ilkokul öğretmeni sayesinde Bilfen Eğitim Kurumları okullardaki başarılı çocukları belirlemek için düzenlenen sınava girdim. Bizim okuldan 100 öğrenciyle birlikte bir otobüse bindirildik ve Koşuyolu Bilfen'e götürüldük. Okul o kadar güzel gelmişti ki bana, 'Keşke burada okusam,' diye geçirdim içimden.
- Sınavın bir burs için olduğunu bilmiyordunuz ama...
- Sadece seviyemin belirleneceğini sanıyordum, sınavın neticesinde burs kazanma ihtimali olduğunun farkında değilimdim. Sınavın ardından, 100 kişi içinden sıra arkadaşımla ben en yüksek puanı yapan çıktık. Okula kayıt olduk.
- Kendi okulunuzdan bir koleje burslu geçince neler yaşadınız?
- Özel bir okul, herkes İngilizce biliyor, farklı bir yaşam. Kendimi çok kötü hissettim, ama yılmadım. Komplekse girmedim, ama insan ister istemez bir sorgulamaya giriyor. Çünkü onların yaşam tarzı çok farklı, onlar yaz tatillerine, kışın kayağa gidiyorlar, hafta sonu tatilleri var, onu anlatıyorlar. Biraz özeniyordum, ama bastırdım. 'Buranın birincisi olup kendimi ispat edeceğim,' diye motive oldum.
vefa değil, gönül borcu
- Bu motivasyon işe yaradı mı?
- Kendimi çalışmaya verdim, okulu birincilikle bitirdim, Üsküdar Fen Lisesi'ni kazandım. Liseden birincilikle mezun oldum. Bu yıllar boyunca bursum devam etti. İlkokul dördüncü sınıftan üniversite bitene kadar Bilfen bana burs vermeye devam etti. Halbuki sadece ortaokul bursu kazanmıştım. Beni bir aldılar, sonuna kadar yanımda oldular.
- Ve size burs veren okula geri döndünüz, neden?
- Lise hayatım boyunca, beni Çekmeköy'den çıkarıp alan bu okulda bir şeyler yapmaya and içtim. Burslu okuduğum okulun kültürü, bana kattığı şeyler çok farklıydı, yuva olmuştu benim için. ÖSS'de tek tercih yaptım, İTÜ Matematik Mühendisliği'ni kazandım. Tek amacım bu okula öğretmen olarak dönmekti. Vefa borcu değil de, gönül bağı vardı. Benim geçtiğim yollardan geçecek öğrenciler vardı, başka BAYEM'li (Başarılı, Yoksul, Eğitme Muhtaç Çocukları Koruma Derneği) öğrencilere yardımcı olmak istedim. Şu anda sınıfımda BAYEM'li bir öğrenci var, ona o kadar farklı bakıyor ve anlıyorum ki. Diğer öğretmenlerin ona hissettiği yakınlıkla, benim ona hissettiğim yakınlık çok farklı. Ona ilk 'Ben de BAYEM'liydim,' dediğimde farklı bir iletişim gelişti aramızda.
- Diğer öğrencileriniz de biliyor mu?
- Diğer öğrencilerime de kendi durumumu, hangi yollardan bu noktaya geldiğimi anlatıyorum. Özellikle sekizinci sınıflara yapıyorum bu konuşmayı, onlar sınava girecek ve çoğunun umurunda değil. Ben onlara, 'Başarmanın keyfi farklı, elinizdekinin kıymetini bilin ama kendi başarınızın da imzasını atın,' diyorum.
- Bursla hayatı değişen biri olarak ne önerirsiniz?
- Veliler, 'Maddi imkanım yeterli değil,' diyerek, başarılı çocuklarının kaybolup gitmesine izin vermemeli. Okulların burs için sınavlarını takip etsinler. Durumu iyi olan vatandaşlara da bir çocuk okutmalarını öneriyorum. Okullardaki öğretmenlere de, öğrencilerinin geleceği için bu tip burs sınavlarını takip etmelerini tavsiye ediyorum.
BAYEM NEDİR?
Başarılı, ama maddi olanakları yeterli olmayan öğrencilere Bilfen çatısı altında burs veren BAYEM (Başarılı, Yoksul, Eğitme Muhtaç Çocukları Koruma Derneği), öğrencilerini iş sahibi olana dek yalnız bırakmıyor. 1995 yılında Osman Öztürk'ün himayesinde kurulan ve 17 yıldır çalışmalarını sürdüren dernek her yıl ortalama 30 ilköğretim ve lise öğrencisini kendi bünyesinde okuturken, 50 üniversite öğrencisine de burs veriyor. Öğrencilerin eğitim masraflarından giyime, servisten sosyal aktivitelerine kadar her türlü masraflarını okul karşılıyor.