Yıllardır dünyanın en zorlu coğrafyalarını Türk izleyicisine tanıtan Coşkun Aral, 17 yıl yaşadığı Avrupa'yı anlatmak için doğru zamanı kolluyordu. İşte o zaman geldi. Avrupa Birliği'ne üye yedi farklı ülkedeki birlik politikalarının değerlendirileceği
Coşkun Aral'la Avrupa Notları, uyum sürecinde Türkiye'yi en çok zorlayacak konulara dikkat çekmeyi planlıyor. Her bölümde farklı bir ülkenin; çevre politikalarından ekonomiye, turizmden kadın haklarına geniş bir yelpazede ele alınacağı belgesel serisinde yer alan en keyifli ülkeye gitmekse bana nasip oldu. Aral ve İZ TV ekibiyle, "Avrupa kültürel mirasını nasıl koruyor?" sorusuna üç gün boyunca İtalya'da cevap aradık. Coşkun Aral, bu güne kadar neden Avrupa'yı konu edinmediğini şöyle anlatıyor: "Avrupalı bilim adamlarının, tüm dünyanın önemli buluşlarından faydalanıp halkın yaşam koşullarını yükseltmek için kullandıkları olguları, bir televizyoncu bakışıyla, örneklerle, doğru kişilerin anlatımıyla ekran başındakilere aktaracağız. Ben Avrupa'da 17 sene yaşadım. Fransız vatandaşlığını hak ettim, ama vatandaş olmadım. Çünkü kendi ülkemi tüm olumsuzluklarına rağmen çok seviyorum. Avrupa'yı konu etmedim, çünkü dünyanın tanıtılması, anlatılması gereken daha önemli noktaları olduğunu düşündüm. Şimdiyse Avrupa'yı anlatacağım.
TÜRKLER UZAYDAN GELMEDİ
"Peki neden şimdi?" diye soruyorum, Aral'ın yanıtı ilginç: "Avrupa bize iyi bir örnek. Aynı mimarinin benzeri bizde de var, ama onlar daha çok turist çekiyor. Aynı zeytinyağı bizde de var, onlar bunu pazarlamayı biliyor. Bizim göstermemizle olacak iş değil bu. Biz bunu göstererek kanalımıza övgü alırız. Amaç, bunları izlemek isteyen Türk izleyicisine doğruyu aktarmak. Benim bir programımı izleyerek, Güney Afrika'da battaniye fabrikası kuran işadamı biliyorum. Türk insanı, uzaydan gelmiş garip bir mahluk değil. Bunları, yani Avrupa'da olanları görüp bilirse, kendine yön çizer. Türkiye zaten Avrupa'nın bir parçası. Ama onların yaşam konforu da bizim kültürümüze gelebilir. Daha özgüvenli kuşakların yetişmesi gerekir. Bizim amacımız, 'Sizin yaşadığınız yer de böyle olabilir' düşüncesini aşılamak. Almanya'da yaşadığımız bir olay, insanımızın denetime ne kadar ihtiyacı olduğunu gösteriyor. 23 Nisan törenlerini izledik Berlin'de; bir yanda domuz sosisi satılıyor diğer yanda Tokat gözlemesi... Gözlemeyi yapan kadınlara: "Güvenle yiyebileceğim etiniz var mı?" diye sordum, "Güvenle yersiniz, çünkü bizi sıkı denetliyorlar," dedi. Niye bu denetlenme ihtiyacı? Bu zihniyeti silmemiz lazım. Küçük kurnazlıklarımızı biraz törpülersek daha konforlu yaşayacağız." Coşkun Aral ve ekibinin İtalya notları 19 Temmuz Perşembe günü İZ TV'de olacak. Ama konu İtalya'yla bitmiyor. Diğer ülkelerde de Aral, iz sürüyor.
PROJENİN DİĞER AYAKLARI
Çekimleri sekiz ayda tamamlanacak olan projenin diğer konuları şöyle:
Göç ve entegrasyon: Avrupa'da yükselen sağ ve Almanya örneği, belgeselin ilk bölümünü oluşturuyor. Çekimleri Berlin'de tamamlanan bu bölümde, Almanya'da göçmenlerin sosyal entegrasyonuna yönelik çabalar kapsamında 2005 yılında kabul edilen Göçmenlik Yasası ile geçmişten günümüze yaşanan değişim ele alındı. Coşkun Aral'la Avrupa Notları - Berlin, 14 Haziran günü saat 22.50'de İZ TV'de.
Yenilenebilir enerji ve çevre: Avrupa Birliği'nin en önemli gündem maddelerinden birini de; iklim değişikliği, düşük karbon ekonomisine geçiş ve çevre sorunları oluşturuyor. Birlik, bu konuda bir strateji planı oluşturarak 2020 yılı için taahhütlerini çoktan verdi. Peki neler yapıyorlar?
Kadın hakları ve İsveç: Türkiye'nin kadın hakları konusunda sicili belli. Peki Avrupalı kadınlar nasıl yaşıyor?
Euro krizi ve Yunanistan: Dünya medyasının gözü Yunanistan'da. Halk bu süreçte neler yaşıyor? Yunanistan'ın içinden farklı hikayelerle, euro krizini incelenecek.
Hırvatistan'ın AB'ye giden öyküsü ve halkın görüşleri, Coşkun Aral'la Avrupa Notları'nda ekrana gelecek.
İşsizliğin yüzde 20'ye, gençler arasındaki işsizliğininse yüzde 45'e ulaştığı İspanya'da protesto gösterileri bitmek bilmiyor. İspanyollar'ın yaşadıkları ve verdikleri mücadele, belgeselde ekrana gelecek.