Sıla Türkiye'de listelerde bir numaraya oturan albümlere her zaman kuşkuyla yaklaşırım. Hani çok farklı mozaiklere sahibiz ya memlekette, o kadar geniş bir kitlenin zevkine hitap ediyorsa, bir yerlerden falso veriyordur diye. Sıla'nın yeni albümü Konuşamadığımız Şeyler Var için de önce aynı şeyleri düşündüm. Son yıllarda Türkiye'de yayınlanan pop müzik albümleri 90'lardakiler kadar kalıcı ve üzerine düşünülmüş değil. Genelde sezonluk atışlar karşımıza çıkıyor. Dinle-unut ekolü. Sıla'nın albümüyse aksine, ince elenip sık dokunmuş. Şarkılar dünyayı değiştirmiyor, bu albümün bir klasik olacağı da yok ama son yıllarda dinlediğim en özel yerli pop albümlerinden bir tanesi bu. Türk pop müziğindeki o birbirinin kopyası ritimlerden sıyrılmış, orijinal, hatta ucundan rock'a da kendince dokunan (Boşver) şarkılar var albümde. Türkçe pop şarkılarındaki en zayıf yön olan söz yazımı da albümde ustalıkla çözülmüş. 'Sen gittin, ben öldüm, çok özledim ah canım' felsefesindeki binlerce Türkçe şarkıdan kilometrelerce uzakta, ayakları yere sağlam şekilde basan bir çalışma olmuş Sıla'nınki. Mevzu Türkçe pop müzikse, Sıla bu işi çözmüş.