Ali Saydam, "Siyasette samimiyet olmaz" diyor.
Niye olmazmış?
Çünkü 'Strateji ve taktiksiz' siyasetten söz edilemez de ondan…
'İçtenlik'le 'spontanlık'la, 'açık yüreklilik'le 'strateji ve taktik' yan yana gelmez.
Doğru…
***
Ama ya
Başbakan Erdoğan?..
Samimiyetsiz biri mi?
Aksine hem açık yürekli hem de spontan…
Örnek mi?
O kadar çok ki…
Daha dün
"Omurgasız değilim" demedi mi?
Aleyhine yazsa da dürüstlükten kaçmayan biri…
Ali Saydam da haklı…
Ancak Başbakan o kalıba sığmıyor.
***
Başbakan samimi olduğu için seviliyor.
Ondaki vefa ve dürüstlüğü kaç siyasetçide görebilirsiniz?
Onu tanımak için yandaki fotoğrafa dikkatle bakın.
Samimi olup olmadığını orada göreceksiniz.
***
Yeri geldiğinde ağlar.
Bizim gibi.
Dert alandır, Dertliyle dertlenendir, Şimdi fotoğrafa tekrar bakın, 35 sene önce
Metris Cezaevi'nde kendisine bir tas çorba getirdiği için falakaya yatırılan onbaşı
Fehmi Kanlı'yı unutmadı…
Adana'da evine gitti.
Hatırını sorup gönlünü aldı.
Ya başkaları?
***
Erdoğan,
Van Özalp'te 34 yıl önce evinde kaldığı Ateş ailesini de unutmadı.
Mehmet Ateş'in annesi ile sohbet etti.
Yaşlı kadın onu alnından öptü…
Fotoğrafa bir daha bakın, Sonra yüreğinize sorun.
***
Başbakan'a olan sevginin sebebini makarnada ya da başka yerde aramayın…
Diyarbakır'daydı…
Taksim'de PKK bayrağı açanlar, Diyarbakır'da Türk bayrağının dalgalanmasını yine çekemedi.
Orada tarih yazıldı…
Yine samimi, Yine candan, Yine sımsıcak, O alıştığımız, bildiğimiz siyasetçilerden değil…
Hepsinden önemlisi insan, Ve siyaseti de ikbal için değil insana hizmet için yapıyor.