MİMARİ ENGELLER SIKINTISI
Hülya Bostanoğlu bunları anlatırken bir de sanat evinde görevli Hasan Sarıkaya ile engelli sorunlarıyla ilgili konuştuk. Burada sağlıklı insanlara faydalı olmak istediklerini anlatıyor: "Sağlıklı insanlara faydalı olursak belki daha çok dikkatlerini çekeriz. Önemli olan evden çıkmayanları buraya getirebilmek. Kendi kendine gelen çok az. Gelebilmeleri için akülü araba lazım. Çok fazla ihtiyaç var. Mimari engeller önemli. Çoğu insan bu yüzden dışarı çıkamıyor. Tuvalet sorunu var. Çay, su içmesi gerek nerede görecek ki bu ihtiyacını. Yerel yönetimlerin bu konuda hassas olmalarını istiyoruz. Antalya'da tramvay hattı var. Engellilerin kullanabileceği şekilde de yapılmış ama oraya gidebilmek önemli. Oraya kadar gidebilmek çok zor. Gidebilirsek tramvaya da bineceğiz.
HİÇBİR BEKLENTİMİZ YOK
Antalya Engelli Sanat Evi'nin kimseden maddi bir beklentisi olmadığını yineliyor, yanlış anlaşılmaktan çok korkuyorlar. Hülya Hanım ve Hasan Bey sık sık 'Hiç kimseden bir beklentimiz yok' diyor. Manevi olarak destek istiyorlar:
BURADA AİDAT ALINMIYOR "
Türkiye'de bazı insanlar bizi dilenci gibi gösterip engellilerin sırtından para kazanıyor. Aidat yok burada alınmıyor. Para, pul işi burada olmaz. Müzik dinleriz, şarkı söyleriz. Bizim koroda acı yok, keder yok, arabesk dinlettirmez bize Hülya Annemiz. Müslüm yasak. İsteyen her engelli arkadaş gelebilir kapımız açık."
NE YAZIK Kİ BENZERİMİZ YOK
Hülya Hanım ve diğer gönüllüler, onların hayatını daha nasıl kolaylaştırabilirler diye canla başla çalışıyor. Takı tasarımı, el işleri, müzik, seramik, hediyelik eşya, boyama ve dans yapılıyor. Kişisel gelişim uzmanları eğitim veriyor. Yani burası dört dörtlük bir okul gibi: "Bir hayat yolculuğunda birlikte yürüyoruz. Bu ev Türkiye'de ilkmiş. Buranın ne yazık ki benzeri yok. Keşke çok fazla olsa. Buna çok üzülüyorum. Keşke çok olsa. Bunu yapmak hiç zor değil. Biz kimseden bir şey istemiyoruz. Her şeyimiz var. Yerel yönetimin çatısı altında da değiliz. Biz ne kadar özgür olursak o kadar mutluyuz. Bunu hep birkaç örnekle yaşadık. Bu grup özel, buradaki insanların hepsi çok özel. Kimse bize gidip orada bir konser verin, gelin şunu bunu yapın dememeli. Programları biz kendimiz yapmalıyız. Sanat estetiktir, biz kural dışıyız. Böyle daha mutluyuz. Bizde yaş sınırı, engellilik çeşidi yok. Tüm engellilere kapımız açık."
AİLEMDEN ÖNCE BURASI GELİYOR
Hülya Bostanoğlu bunları yaparken elbette ki yalnız değil. Çünkü ona sonuna kadar destek olan eşi ve çocukları var: "Çevremdeki insanlar yaptığım bu işe çok güzel bakıyorlar. Aileme çok şey borçluyum. Çünkü çoğu zaman benim önceliğim burası. Çocuklarıma da şunu söylüyorum; 'Siz gidebilirsiniz, yapabilirsiniz, pişirirsiniz, yersiniz ama burası daha önce gelir kusura bakmayın' diyorum. 2 oğlum 2 gelinim 2 torunum var. Onlar da severek yanımdalar. Eşim de böyle.
'ECZANEM DE HİZMETLERİNDE'
Hülya Bostanoğlu, 8 yıl ara verdiği eczanesini 7 ay önce tekrar açmış. Bazı engellilerin sıkıntılarını gidermek ve onlara yardımcı olmak için mesleğini yeniden icra ediyor: "Ben mesleğimle de onlarlayım. Yeni eczanem onların dualarıyla oluştu, kendiliğinden hediye gibi oldu. Düşünmediğim bir zamandı. 8 yıl aradan sonra gelinimle birlikte yola çıktık. Görme engelli bir hanım doğum yaptı, çocuğu havale geçiriyordu. Konuşan bir termometre alması gerekiyordu, alamıyordu. Eczacı arkadaşlarımdan çok yardım alarak onu sağladım. Yarın bu tür sıkıntılar olursa en azından bir eczanemiz olur çözeriz."