  |
|
Ben tek kişilik bir haremim
Yetenekli, güzel, ünlü... Doğa Rutkay, 'Harem gibiyim, tek insan görürsün ama 50 kadınla karşılaşırsın' diye anlatıyor kendini. Sulugöz, şımarık, çocuk ve bazen üç evlilik geçirmiş bir kadın....
Bir an şımarık, bir an çocuksu, bir an olgun bir kadın... Kendine hayran ve 'birlikte yaşanması zor biri' olduğunu söyleyebilecek kadar da cesaretli... Esquire dergisinin ekim sayısına kapak olan Doğa Rutkay, yaşı gereği ve tabii verdiği kilolarının da etkisiyle, babasının küçük kızı görünümünden kadınsı bir kimliğe büründüğünü söylüyor...
* Adın Doğa Rutkay mı, Doğa Aziz mi? Şu konuyu bir aydınlatalım... Babamın asıl ismi Aziz, soyadı Rutkay. Babam ismiyle soyadını tersine çevirdiği için karışıklık oluyor.
* Doğa Rutkay olmak seni bazı şeyleri yapmaktan alıkoyuyor mu? Hem meslek hayatımda, hem de özel yaşamımda disiplinli biriyim. İlkeliyim. Bu konuda tavrımı asla bozmam. Annemle babama aşığım, onlara layık bir hayat sürmek istiyorum.
* Bir anda babasının kızı olmaktan çıkıp seksi ve güzel kadın imajına büründün. Bu ani değişimin nedeni nedir? 26 yaşıma geldim, oyunculuğa başladığımda 18 yaşındaydım. Benim gibi kendini sorgulayan, kendini tanıyan ve geliştirmek için çabalayan biriyseniz değişim kaçınılmaz oluyor. İlişkilerimi sorgulayarak, düşünerek davranan biriyim. İşimin, ilişkilerimin bana bir şeyler öğretmesi gerekiyor. Biraz kilo vermemin de etkisi var bu değişimde. 67'den 58'e düştüm... Tombiştim.
* Öyle görünmüyordun... Yok, tombik bir kızdım aslında. Zayıflıyorsun, yüzün oturuyor, olgunlaşıyorsun. Aslında seksiliğe yatkın biri değilimdir. Teşhiri sevmem ya da laf olsun diye dekolteyi sevmem. Çıplaklığın bile bir asaleti vardır bana göre. Fellini'nin filmleri kıvamında seksapel yakalamak benim için önemli. Asil bir erotizm vardır orada...
* Bir yerlerde çıkmıştı... Gerçekten "Senaryoda varsa çatır çatır sevişirim" diye bir beyanda bulundun mu? Öyle bir şey ağzımdan çıkmadı. Benim üslubum bile değil. Shakespeare, 13'üncü yüzyılda şöyle bir şey söylemiş: "Oyunculuk doğaya ayna tutmaktır." Yani oyuncu ne yaşarsa onu yansıtmalı. İnsan soyunmaz mı? Aşık olmaz mı? Dokunmaz mı? Dolayısıyla rol geldiğinde senaryoda varsa, her oyuncu, oyunculuğu gereği bunu yapmak durumundadır dedim ben. Ama yine Fellini tadından kaçmayacak bir tarz olmalı.
* Sözünü sakınmaz bir halin var... Beş yıldır herkes, her istediği soruyu sorabilmiştir bana. Tabii ki bizim de cevap vermeyeceğimiz bazı şeylerimiz var. Dürüst olmakta fayda var. Olduğum gibi biriyim. İnatçıyım, aksiyim...
* Çılgın şeyler yapar mısın? Ben kendimi şöyle anlatıyorum; harem gibiyim, tek insan görürsün ama 50 kadınla karşılaşırsın. Sulugöz, çocuk, şımarık, çılgın olduğum anlar vardır, üç evlilik geçirmiş kadın gibi durduğum da olur. Bazen tek amacı oyuncakları olan çocuk, bazen de kaba biri olurum. En çok kendimi severim, en çok kendimden korkarım.
* Kendinden korku nedir? Kimi dini inancından, kimi annesinden korkar, ben kendimden korkuyorum. Çünkü her şeyin kararını kendim verip, kendim vazgeçerim, en sevdiğim de benim, en çok kızdığım da.
|