Kural hiç değişmiyor... O dönem hasbelkader 28 Şubatçıların karşısında durmuş Nuray Mert ne zaman önüne bugünkü hal ve tavırları ile ilgili eleştiri getirilse hemen dikleniyor.
"Unutmayın! Ben 28 Şubat'ta sizin yanınızdaydım. Başörtü yasaklarına en sert tavrı ben gösterdim... Bakın şöyle demiştim... Böyle yazmıştım..." falan diyerek, eteğindeki taşları birer birer döküyor...
Ve ne gariptir ki birisi de karşısına çıkıp, "Tamam öyleydin öyleydin de... Bugün nerdesin? Bugün kiminle yol yürüyorsun be kardeşim?" diyemiyor...
Yani aslında tam da onun arzu ettiği gibi vefa örneği gösterip, sus pus oluyorlar...
Oysa onun bu başa kakma durumuna karşı söylenecek, bugünkü duruşuna dair sorulacak çok soru var hazinede...
Mesela ben olsam...
Derdim ki;
"Eyy Nuray Mert... Diyelim ki haklısın... Diyelim ki ülkede gerçekten senin dediğin gibi sivil dikta var...Ve diyelim ki bu hükümet ülkeyi darboğaza sürükleyecek korkunç politikalara imza atıyor... Yanlış yapıyor... İyi ama hal böyleyse bunda hiç senin payın yok mu be arkadaş? Bu insanlarla bir dönem can ciğer kuzu sarması olan sen değil miydin? Sen sadece sıradan bir gazeteci falan değilsin... Sen aynı zamanda üniversitede gençlere ders veren siyaset bilimcisi bir akademisyensin... Ne yani konusunda uzman bir akademisyen olarak, üstelik de kamuoyuna son derece zeki görüntü sunan bir kalem olarak anlayamadın mı o dönem bu insanların hangi zihniyete sahip olduklarını? Eğer, 'Anlayamadım' diyorsan o zaman senin zekandan şüphe etmemiz gerekiyor... Ayrıca o dönem doğru bir duruş sergilemiş olman ve bu duruşu sürekli başa kakman, o dönem seni başının üzerinde gezdiren insanlara diklenmen, başkaldırman etik bir davranış mı? İnsani bir tutum mu? Merak ediyorum... Daha ne kadar 28 Şubat üzerinden prim yapmaya devam edeceksin? Ayrıca o gün başörtü yasağına karşı duruş sergileyen sen, 28 Şubat olaylarının tamamen bir senaryodan ibaret olduğunu anlayıp, darbecilere kafa tutan sen... Bugün darbe yapmak için memleketin dört bir yanına silah gömen adamların yanında yer aldığını bildiğimiz insanlarla yan yana durmayı nasıl içine sindirebiliyor? Söyle bize... Nasıl oldu da son dönemde 28 Şubat'ı açık seçik destekleyen ve bugün bile, 'Yazdıklarımın arkasındayım' diyen Ertuğrul Özkök'ün primadonnası olabildin? Sürekli eski dostlarına sallama, 'ülkede sivil vesayet var' deyip, Ergenekonculara kol kanat germe isteğinin altında yatan asıl sebep ne? Yoksa yine o dönem birlikte hareket ettiğin biricik kankan Ahmet'inin Hakan'ının etkisinde mi kalıyorsun? Ayrıca bil ki, 28 Şubat'ta başörtüsü konusundaki duruşunu başlarına kaktığın insanlar seni o dönemden çok iyi hatırlayabilir ama biz seni o günlerden pek hatırlayamıyoruz. Demek ki o günlerde çok önemli bir figür değildin... Kamuoyu seni o halinle değil, yeni halinle biliyor... Yani sen 28 Şubat mağduru filan Nuray Mert olarak değil, AKP karşıtı olağanüstü söylemlerle tanınan cengaver, mert Nuray olarak biliniyorsun... Ha bir şey daha... Asıl mesele dün, bugün, yarın, hiç fark etmez... Bir siyasi tavır karşısında nasıl yazdığın, ne yazdığın, ne söylediğin değildir... Asıl mesele kimlerle dans ettiğin, kimlerle sofra kurduğun, kimlere evinde hizmet ettiğin, kimlerin arkadaşlığını kendine layık gördüğünle ilgilidir... O nedenle sana tavsiyem, ısıtıp ısıtıp önümüze 28 Şubat'ı koyma bir daha! Sıkıldık artık çünkü bu piar çalışmandan... Anlıyor musun? Sı-kıl-dıkkkk!"