Sevgili okurlar... Bir gazeteci düşünün... (Ki bu gazeteci öyle sıradan biri değil benim gibi... Gazetenin en tepesindeki ismi.) Ve bu gazeteci, bir memleketin politikasına, gidişatına yön veren bütün ama bütün siyasilere öyle ya da böyle övgü düzüyor. Kimi sorsalar, kime dair yorum isteseler kendisinden, "Ooooo... Süperdir... Bambaşkadır" gibi sözlerle yağlıyor da ballıyor!
Mesela, geçen gün kocamla televizyon izlerken CNN Türk'te bizim İsmail Küçükkaya'yı yakaladım bir an. "Dur" dedim adama. (Arkadaşımız ya! Benim gazeteciliğimi çok beğenir ve hatta şu malum çeteyi deşifre etmeye başladığım ilk yazılarımdan birinde... Hani, "Akif Beki'nin terliğini haber yapanlar, Ahmet Hakan'ın dalağını neden görmediler?" başlığı ile yazdığım makalem var ya! Daha o zaman aramışlığı, "Helal sana Sevilay! Çok yüreklisin falan" diyerek bana bin tane methiye düzmüşlüğü, sonra yayın yönetmeni olduğu gazetede hakkımda tamamen iftira ve hakarete dayanan yazılar yazılınca arayıp, "Bak bu çete senin hakkında yazmış. Ben müdahale ettim. Hakaretlerin hepsini ayıkladım" diyerek uyarmışlığı var ya! Gerçi o yazılarda bir tek namusuma laf edilmemişte ya neyse!) İşte o İsmail...
Bir baktım ki, köşesinden şahsına dümdüz giriştiği için vakti zamanında arkasından etmedik lafı bırakmadığı Ahmet'im Hakanım'ın CNN Türk'teki programında...
Şoke oldum!
Başladım izlemeye tabi. "İsmail niye orada acaba?" diye...
Arkadaş soruyor mesela.
- Başbakan Tayyip Erdoğan için ne düşünüyorsun?
- Tam bir siyasi lider... Çok karizmatik buluyorum kendisini.
- Peki ya Deniz Baykal? - Çok sorumlu bir muhalefet lideri!
- MHP Lideri Bahçeli?
- Bu dönemde çok kritik bir rol aldı ve Türk siyaseti açısından çok değerli bir isim.
- Cumhurbaşkanımız?
- Aaaa çok sağduyulu bir devlet adamıdır kendisi.
- Dışişleri Bakanı Davutoğlu hakkında ne düşünüyorsun?
- Stratejik derinlik sahibi. Vizyonu çok geniş, çok değerli bir devlet adamı.
- İlker Paşa, yani Genelkurmay Başkanımız?
- Büyük komutan. Çok kıymetli bir asker.
Hatırlıyorum... Bir başka televizyonda da, Nuray Mert'in gündemimize soktuğu, "Sivil faşizm için ne düşünüyorsunuz?" diyen programcıya, "Eeemmm... Benn... Şahsen... Hükümet kanadında böyle bir şey görmüyorum. Bence yanlış bir tespit. Ama bakın Nuray Mert'i de çok değerli bir yazar olarak görüyorum. Kendisi mühim bir şahsiyettir!" falan diyerek iki tarafın da gönlünü pek hoş etmişti...
Anlayacağınız... İsmail Küçükkaya'ya göre ne hikmetse herkes iyi. Herkes güzel. Herkes süper! Sanki dersiniz Pollyanna'nın Türkiye'ye vahiy ile indirilmiş son temsilcisi mübarek!
Allah rahmet eylesin. Kendisiyle uzun yıllar çalışma şerefine nail olduğum ve bugüne kadar tanıdığım en en ama en büyük gazeteci Ufuk Güldemir, "Unutmayın! Bir gazeteci tavrıyla ismini büyütür! Gerçek gazeteci eleştirebilen, muhalefet etmeyi de, başkaldırmayı da bilen adamdır!" derdi.
Şimdi. Sormak değil mi o halde hakkım, bugüne kadar tanıdığım en büyük gazetecinin öğretisine dayanarak; "Eyyy İsmail... Ben dahil hepimiz iyiyiz de, bir tek sen mi kötüsün? Lütfen ya! Kimseye bir eleştiri getiremiyorsun bari, 'Pollyanna denen karakter harbi ruh hastasıdır. Kendisinin derhal tedavi olması gerekir!' filan de de kurtul abi!"