Mayısta yapılacak CHP büyük kurultayının kilit noktası olan İstanbul İl Başkanlığı seçimi bu pazar. Öncelikle belirtmeliyim ki, bir sürpriz olmazsa tek başına seçimlere girecek olan Gürsel Tekin'i çok uzun yıllardır tanırım ve demokrat kimliğine olan inancım dolayısıyla da kendisine saygı duyar ve gerçekten değer veririm.
Ancak nedense bazı kaygılarım var bu seçimle ilgili.
"Nedir bunlar?" diye soracak olursanız da kısaca anlatmak isterim.
Efendim garip ama eski sol gelenekten geldiğini bildiğim ve gerçek demokrat olarak tanıdığım Gürsel Tekin aynı zamanda Genel Merkez'in de desteklediği bir aday.
("Eee neresi garip bunun?" falan demeyin sakın! Sabredin biraz.)
Dilerseniz Genel Merkez'e şöyleee bir göz atalım hep beraber.
Kim var orada?
Mesela Onur Öymen var!
Hani, Alevi yurttaşların çoğunun desteklediği CHP adına Meclis'te yaptığı konuşmaların birinde, terörle mücadelede, on binlerce insanın Alevi kökenli olduğu için öldürüldüğü, "Dersim Katliamı'nı" örnek gösteren şu meşhur vekilimiz.
Peki Gürsel Tekin, Öymen'in adayı mı?
Yüzde yüz!
Ya, kendilerini ülkenin derin gücü sanıp onlarca katliamı yargısızca yapan, demokrasiyi baltalamak adına yaptıkları darbe planları ile ülkeyi kaosa boğmak isteyen Ergenekon Çetesi'ne sahip çıkıp, "Evet avukatlarıyım" diyen Deniz Baykal'ın adayı mı?
Maalesef!
Dünya kamuoyunun bile "Tarihi adım" olarak değerlendirdiği demokratik açılıma başından beri köstek olmaya çalışan, yıllardır kimsenin yapmaya cesaret edemediği Alevi çalıştaylarının üç beş oy uğruna yapıldığını savunup ona bile direniş gösteren Önder Sav'ların, Mustafa Özyürek'lerin, Yılmaz Ateş'lerin, Algan Hacaloğlu'ların ve Bihlun Tamaylıgil'lerin de adayı mı?
Adayı efendim!
Diyeceksiniz ki şimdi; "Nereden biliyorsun canım bütün bunları?"
Biliyorum çünkü ben de en az Gürsel Tekin kadar eski CHP'liyim. Belki de ondan daha eskiyim. (Sıkıysa birisi çıksın itiraz etsin bakalım!)
Yani, ıncığını cıncığını bildiğim, yedisinden yetmişine hepsinin bağırsağında kaç parazit dolaştığına emin olduğum bu partide çevrilen filmin, ne için çevrildiğini, kimin kime niçin destek verdiğini en az Gürsel Başkan kadar bilirim! Onun için de haklı olarak sorarım tabii! "Eyyy Gürsel Başkan! Söyle bana, sen ki ezilmişlerin, etnik ayrımcılığa uğramışların, ötekileştirilmişlerin yanında yer aldığını bildiğimiz bir şahsiyetsin. Sen ki Kürt realitesini yıllar yıllar evvel kabul etmiş, bu uğurda meydanlara inmiş ve devletin kolluk kuvvetleri ile karşı karşıya gelmeyi göze almış eski bir militansın! Peki söyle bana... Hal böyle iken, sen nasıl oldu da bu aşırı ulusalcı, militarist Genel Merkez Yöneticilerinin karşısına aday çıkartmadığı bir şahsiyet oldun?"
"Sevilay. Merak etme İstanbul'da güç bizde! Yani gerçek sosyal demokratlarda! Bundan dolayı da genel merkez karşıma aday dahi çıkartamadı" diyebiliyorsan senin ellerinden doya doya öperim! Ama tabii aynı zamanda senden, pazar günkü seçimde şu aşağıda sıralayacağım üç konu başlığının altını doldurarak okkalı bir konuşma yapmanı da beklerim!
1) Evrensel demokrat ilkeleri benimseyen ben, "Irkçı, faşist zihniyeti bu kapıdan içeri sokmayacağıma, olanları da kapının dışına koyacağıma..."
2) 30 yıldan beri süren ve kardeşi kardeşe vurdurtan bu savaşın demokratik yollarla çözüleceğine inancımla, oy hesabı yapıp hiçbir projeye köstek olmayacağıma, her kim olursa olsun bu savaşı bitirecek adımı atan herkesle beraber yol yürüyeceğime...
3) Darbe şakşakçıları ile kendisini 'derin devlet' diye tanımlayıp insanları hunharca katledenlerle, çetelerle, mafyayla her platformda ölümüne mücadele edeceğime, hiçbir zaman onların avukatlığına soyunmayacağıma ve bunlara kol kanat gerenlere de katiyen prim vermeyeceğime...
Şerefim üzerine huzurlarınızda ant içerim!