Kısa ama çok verimli geçen Evren'le sohbetimizin sonunda rica ettim. Dedim ki; "Paşam tek bir kare fotoğraf istiyorum izniniz olursa..."
"Ne yapacaksın o fotoğrafı?" diye sordu...
"Hatıra efendim..." dedim.
"Gazeteye kullanacak mısın peki?" dedi...
Durdum. Birkaç saniye cevap veremedim. O an yalan söyleyip, "Kullanmayacağım Paşam" desem benim için deklanşöre basmak an meselesiydi...
Diyemedim işte... Çünkü verdiği onca önemli açıklamanın üzerine Evren'in en son halini gösteren o fotoğrafı kullanmamak benim için habere, haberciliğe ihanet olurdu.
"İzniniz olursa kullanmak isterim efendim" dedim.
Her daim dış görüntüsüne özen gösterdiğini bildiğimiz Kenan Evren birden ayağa zıpladı; "Olmaz. Kılık kıyafetim müsait değil. Hem çok hastayım biliyorsun. Vermem bu fotoğrafı" dedi.
Tam, "Aman Paşam. Ne var görüntünüzde? Vallahi 20'lik delikanlılara taş çıkartırsınız. Allah sizi başımızdan eksik etmesin ama çok iyi görünüyorsunuz" diyerek gösterdiği ani ve sert tepkiyi azaltmaya çalışıyordum ki Paşa bir daha zıpladı:
"Allah niye beni sizin başınızdan eksik edecekmiş ki? Bir yere filan gittiğim yok. Daha buradayım merak etmeyin. 100'e kadar kontratım var!"
Ondan sonra da, "Hadi bakalım. Aldın alacağını. İstirahat saatim geldi" deyip kibarca yolculadı beni...
Çıkar çıkmaz Evren Paşa'nın kapısında yarım saattir fotoğraf çekmek için bekleyen Kutup Dalgakıran, "Eee?" diye sorunca da, "Paşa fotoğraf kelimesine dahi dayanamıyor Kutup. Beyanat tamam netekim ama fotoğraf işi suya düştü" dedim...
Ama öğrendim ki düşmemiş...
Söylediklerini SABAH'ın manşetinde gören Kenan Evren pek bir mutlu. Aradım teşekkür etmek için. "Aferin. Çarpıtmamışsın sözlerimi" dedi. Sonra da ekledi; "Şimdi istediğin zaman gel sana bir fotoğraf vereyim. Ama gazetede yayınlanmamak şartıyla. Gelmeden evvel haber vermeyi unutma. Ver ki ona göre kılık kıyafetimi ayarlayayım" dedi...
Bu defa gidemedim ama Bodrum'a bir daha yolum düştüğünde ilk işim yine Yalıkavak'ta Evren Paşa'nın kapısını çalmak olacak.
Niye mi?
92 yaşına rağmen dimdik ayakta durabilen, bir döneme damgasını vurmuş bu mühim insanla, yani 7. Cumhurbaşkanımızla çektireceğim bir karelik fotoğraf için...
Ama gazetede kullanmak için değil, şahsım için. Hani ileride torunlarıma bir şeyler anlatırken onun fotoğrafını elimde tutabilmek için...