Tyler Brûlé... Financal Times'ın haftasonu dergisi FT Weekend'de "Fast Lane" isimli köşesinde yazan, dergi okuyucularının, dergicilik yapanların muhakkak tanıması gereken müthiş adam...
Çağı yakalayan dergileriyle, az ve öz anlatımıyla tüm dünyada kent yaşamının nabzını tutan Brûlé ile Doğan Medya Grubu bünyesinde yayın yapan Tempo dergisi son sayısında bir söyleşi yapmış. Dünyanın sayılı moda, seyahat ve tasarım dergisi Wallpaper'ın yaratıcısı olan bu olağanüstü medya gurusunun ortaya koymuş olduğu müthiş başarılı bir gazeteci olarak her zaman dikkatimi çekmiştir. O nedenle dünya dergiciliğinin son yıllardaki sayılı kahramanlarından biri olan Brûlé ile Tempo'dan Ayşegül Savur'un yaptığı söyleşiyi bir solukta okudum...
2007'de yayın hayatına soktuğu ve dünyayı kasıp kavuran "Monocle"un öyküsünü anlatmış Tempo'ya Brûlé.
Dedim ya bir solukta okudum. Ancak Brûlé'ye sorulan son soruya gelince soluğum kesildi!
O soruyu okuyunca, yanı başımdaki koltukta oturan, 20 yıldan beri tanıdığım 12 yıldan beri aynı yastığa baş koyduğum kocama döndüm ve başladım suratına aval aval bakmaya!
"Hayırdır?" dedi...
"Brûlé" dedim... "Hani şu, dergicilikte harikalar yaratan adam. Monocle'un Genel Yayın Yönetmeni. Kanada kökenli, İngiliz yakışıklısı herif..."
"Eee ne olmuş yani?" dedi...
"Gay'miş" dedim...
Bu muhabbetlerden hiiç ama hiç hazzetmeyen kocam, benim büyük bir şaşkınlıkla söylediklerimi duymazdan gelip, "Aman ya. Bana ne adamın gay'liğinden!" diyerek kafasını çevirdi. "Mesele Brûlé'nin gay'liği değil tabii.
Mesele senin de öyle olma ihtimalin" deyince, biraz önce o umursamaz tavrıyla söylediklerimi ciddiye almayan benim erkek kocam, kaşlarının biri havada, biri aşağıda, "Sen kafayı bozdun bu gay'likle galiba" dedi.
Ve başladı bana saydırmaya: "Durup durup aynı mevzuyu niye açıyorsun anlamıyorum? Yok 'Oğlumuz gay olursa ne yaparız?' Yok, 'Filanca arkadaşımız da acaba gay mi?' sorularını sorarak nereye varmaya alışıyorsun? Kes artık yahu! Bu dünyada gay olup olmamaktan daha önemli meseleler var. Sakın bir daha bana bu yönde sorular yöneltme!" diyerek konuyu kapatmamı istedi...
Kapatamazdım ama... Eğer gerçekten Tempo'nun Brûlé'ye sorduğu o garip son sorunun arkasında bir gerçek varsa bu gerçeği ortaya çıkarmam lazımdı.
Hani, "Neden tüm gay'ler yakışıklı oluyor?" diye sorulsa anlarım. Ya da, "Neden bazı yakışıklı erkekler gay?" dese onu da anlarım ama "Neden tüm yakışıklı erkekler gay?" diye sorulunca takılırım...
Hem de fena takılırım.
Çünkü benim sahip olduğum erkeklerin hepsi çok yakışıklı!
Babam öyle... Kocam öyle... Hele oğlum... Bir Alain Delon o benim gözümde! Hani, "Çok mu sorun senin açından bu gay olup olmama mevzusu?" diye soran varsa aranızda, "Kusura bakmayın!" derim ve itiraz ederim...
Kocama da öyle yaptım. Dedim ki; "Kızma bana boşuna. Baksana koskoca Tempo'nun sorduğu soruya. 'Neden tüm yakışıklı erkekler gay?' diye sormuş. Brûlé de pis pis gülmüş ve, 'Bu soruya cevap veremem' demiş. Eee sen de benim yakışıklımsın. Yani ya öyleyse? Yani ya tüm yakışıklılar gay'se? Yani sence bu soru ve bu soruya dünya markası bir adamın verdiği cevap dolayısıyla kafamın karışmış olması çok mu anormal?" dedim...
"Anormal tabii" dedi adamcağız. Ve devam etti; "Hani derler ya! Bir deli kuyuya taş atmış. Kırk kişi çıkaramamış. İşte Tempo dergisinin yaptığı da bu! Dünya çapında dergi üstadı olan adama sorulacak soru bu mu olmalıydı? Kimi ve neden ilgilendirsin insanların cinsel tercihi? Hadi adamın özeline dönük soruyorsun bu soruyu. Bari doğru olanı sor! Kalkıp tüm yakışıklı erkekleri zan altında bırakacak, öfkelendirecek bu soruyu sorma. Sormayı bilmiyorsan, o zaman bu işi yapma!"